Ru'yet-i Hilal (Hilalin Görülmesi) Meselesi - 5

Ahmet Yılmaz

Ahmet Yılmaz

13 May 2019 11:11
  • Acaba Kureyb hadisinin metninden hareketle bir zaman tahdidi yapmak mümkün müdür? Evet, akla böyle bir soru geliyor. Acaba hadiste isimleri geçen ve Kureyb’in iletişim içinde olduğu şahıslardan, onların vefat vs. tarihinden, metindeki tarihi verilerden hareketle zikredilen ru’yet-i hilal hâdisesi için bir zaman tahdidi yapmak (tarih-i vürud da denilebilir buna) mümkün müdür sorusu akla gelmektedir. Zira eğer böyle bir zaman sınırlaması yapılabilirse, bir sonraki aşamada o yılların hilal gözlem haritaları çıkarılabilecektir. Bu gerçekleştirilebilirse de, Medine ve Şam arasında gerçekte ihtilâf-ı metâli‘in vuku bulup bulmadığı noktasında önemli mesafe kat edilmiş olacaktır.

    Söz konusu rivâyetin metninde bazı şahısların isimleri zikredilmektedir. Bu şahıslar; Hz. Peygamber’in amcasının oğlu, tefsir ve fıkıh ilimlerinde otorite kabul edilen ve çok hadis rivâyet edenler arasında yer alan Abdullah b. Abbâs (ö. 68/687-88), aynı zamanda hadisin râvisi olan Ebû Rişdîn Küreyb b. Ebû Müslim el-Kuraşî el-Hâşimî (ö. 98 h.), Emevî hilâfetinin kurucusu, sahabeden Hz. Muâviye b. Ebû Süfyân el-Ümevî el-Kureşî (ö. 60/680) ve Hz. Peygamber’in amcası Hz. Abbâs’ın hanımı sahâbeden Ümmü’l-Fazl el-Kübrâ Lübâbe bint Hâris’dir (ö. ?). 

    Küreyb, Süleyman b. Abdülmelik b. Mervan’ın hilâfetinin son dönemlerinde Medîne’de 98/716-7 senesinde vefat etmiştir. Osman b. Affân’ın (ö. 35/656) hilâfet dönemine yetişmiş, Zeyd b. Sâbit’i (ö. 45/665 ?) görmüş, İbn Abbâs (ö. 68/687-88), Üsâme b. Zeyd (ö. 54/674), Muâviye b. Ebû Süfyân (ö. 60/680), el-Misver b. Mahreme (ö. 64/683), Hz. Âişe (ö. 58/678), Ümmü Seleme (ö. 62/681), Meymûne (ö. 51/671), Ümmü’l-Fazl Lübâbe bint el-Hâris gibi sahabelere kulak vermiştir. Osman b. Affân’a yetiştiğine göre 35/656 senesinde Küreyb de hayattadır. Muâviye 60/680’de vefat ettiğine göre Küreyb’in rivâyette söz konusu ettiği olay 60/680 senesinden önce gerçekleşmiştir. 

    Burada aynı zamanda Hz. Peygamber’in hanımı Meymûne’nin de (ö. 51/671) kardeşi olan Ümmü’l-Fazl’ın vefat tarihi önem kazanmaktadır. Ancak güvenilir kaynaklarda Ümmü’l-Fazl için vefat tarihi verilmemiş olmakla birlikte “Hz. Osman’ın halifeliği döneminde ve kocası Hz. Abbâs’tan önce vefat ettiği, hatta cenaze namazını Hz. Osman’ın kıldırmış olduğu” nakledilmektedir (bkz. İbn Hacer, el-İsâbe, VIII, 451). İbn Hacer el-İsâbe’de vermiş olduğu bu bilgiyi Tehzîbü’t-Tehzîb’te İbn Hibbân’a (Târîhu’s-sahâbe) isnat etmiştir (bkz. XII, 450). 

    Hz. Abbâs 32/653 tarihinde vefat ettiğine ve Ümmü’l-Fazl da ondan önce vefat ettiğine göre, onun Küreyb’i bu tarihten önce Şam’a gönderdiği katidir. Ümmü’l-Fazl’ın, Hz. Osman’ın halifeliği döneminde vefat ettiği söylendiğine göre Hz. Osman’ın hangi yıllar arasında halifelik yaptığı önem kazanmaktadır. Nitekim yukarıda Küreyb’in de Hz. Osman’a yetiştiği ifade edilmişti. Yani iki bilgi birbirini doğrular niteliktedir. Hz. Osman, 24/644-35/656 tarihleri arasında halifelik yapmıştır. Buna göre Hz. Abbâs’ın vefat tarihini de göz önünde bulundurarak Küreyb’in anlattığı hâdisenin 32/653 tarihinden önce ve Hz. Osman’ın hilâfeti döneminde gerçekleştiğini söylemek mümkündür. 

    Bir başka kesinlik kazanan husus, bu yıllarda Muâviye’nin henüz daha Şam valisi olduğudur.  Bu arada bazı kaynaklarda Küreyb rivâyetine işaret edilirken Muâviye’nin halife olduğu vurgulanmaktadır ki yanlışlık eseri olsa gerektir (örnek olarak bkz. İrfan Yücel, “Hilal”, DİA, XVIII, 3). Muâviye ilk olarak Hz. Ömer tarafından kardeşi Ebû Hâlid Yezîd b. Ebû Süfyân’ın (ö. 18/639) yerine Şam valisi olarak atanmıştır. Yezîd vefatından önce Dımaşk valiliğini kardeşi Muâviye’ye bırakmış, Hz. Ömer de bunu onaylamıştır. Muâviye’nin Dımaşk valiliği Hz. Ömer’in (ö. 23/644) vefatına kadar devam etmiştir. Bu arada Muâviye Şam bölgesindeki İslâmî fetihleri genişletmiş, Hz. Osman halife olmasının akabinde onu Şam bölgesi genel valisi olarak tayin etmiştir. Onun Şam valiliği Hz. Osman’ın şehit edilişine kadar (ö. 35/656) sürmüştür. Buna göre Muâviye’nin valilik döneminin 18/639-35/656 arasını kapsadığı görülmektedir. Ancak, Küreyb, Hz. Ömer’in hilâfet dönemini idrak edemediğine göre Muâviye’nin 18/639-23/644 arasındaki Dımaşk valiliği dönemini bu tarih aralığından çıkartmak gerekmektedir. Aynı şekilde Hz. Abbâs’ın vefat tarihi olan 32/653 senesi ve sonrasını da bu tarih aralığının dışında tutmak gerekmektedir. 

    Sonuç olarak Küreyb’in anlattığı hâdisenin 23/644-32/653 yılları arasında bir Ramazan ayında gerçekleştiği kesinlik kazanmış olmaktadır. İhtiyaten h. 23 ve 32 yıllarını da katacak olursak, Küreyb’in anlattığı hadisenin gerçekleşebileceği yıl aralığı ve bu yılların 1 Ramazanlarının miladi karşılıkları ifade eden tablo şu şekildedir:

    Şer‘î gecenin, akşam vakti (güneşin batış vakti) ile imsak vakti arasında olduğu ve günün şer‘î gece ile başladığı bilinmektedir. Yani Küreyb’in hadiste bahsettiği “Cuma gecesi”, perşembeyi cumaya bağlayan gecedir. Buna göre Şamlıların oruca başladıkları günün 1 Temmuz 645 Cuma, 30 Mayıs 648 Cuma veya 5 Nisan 653 Cuma tarihlerinden birisi olması yüksek ihtimaldir. Geriye dönük olarak bu tarihlerin hilal gözlem haritaları çıkarılabilirse, bu haritalar üzerinden önemli sonuçlar çıkarmak mümkün olabilecektir. Bu arada güneş doğuş-batış ve ay-doğuş batış saatleri hesaplanırken ileri-geri saat uygulaması hesaba katılmamıştır. Bu tarihlerde ay ve güneşin Şam ve Medine’deki konumları ve batış zamanlarını astronomik veri olarak ifade etmek mümkündür.

    Yukarıdaki verilerden hareketle hilal gözlem haritalarından istifade ederek Medine-Şam özelindeki astronomik tahlili bir sonraki yazımızda yapalım Allah nasip ederse..

    13 May 2019 11:11
    YAZARIN SON YAZILARI