Sen’i tanımakla gerçek saadete erdik

Ali Demirel

Ali Demirel

25 Oca 2019 02:12
  • İman, insana hem dünya hem de ahiret mutluluğu veren çok önemli bir iksirdir. Biz yaşama zevkini onunla buluruz. Onunla ereriz hayatın güzelliklerine. İnkârda ise böyle bir zevkin bulunması şöyle dursun, o cehennemvari bir azap ve ızdıraptır. İman sayesinde dünyayı cennete çeviririz. İman, hayatımızda cennetin tohumlarını taşımakta ve biz o tohumlarla hayalen ileride Allah’ın lütfedeceği nimetlere bakmakta ve baktıkça huzur ve saadet bulmaktayız. 
    Katiyen biliyoruz ki, dünyevi veya uhrevi hayatımızda meydana gelecek bir kısım gedikleri, mevcut olan bir kısım eksiklikleri ancak Rabbimize kullukla telafi edebiliriz. Dünyada sıkıntılardan kurtulma, Rabbin emirlerine bağlılık içinde yaşanan bir hayatta mümkün olacağı gibi, ahirette beklediğimiz, fakat keyfiyetlerini bilemediğimiz bütün ihsanlara da bu sayede sahip olabiliriz.
    Burada kulluk adına katlanılan herhangi bir meşakkat, Allah için yapılan herhangi bir vazife, öbür âlemde bir kısım nimetler halinde karşımıza çıkacaktır. Günah, isyan ve hatalarımız Allah’ın o engin lütuf ve nimetlerinin bize verilmesine mani olmayacaktır. Biz, Rahman ve Rahim olan Rabbimizi, günahkâr insanlar olarak dahi huzuruna gitsek, burada kendisine karşı yaptığımız kulluğun karşılığını ve mükâfatını birkaç kat bereketiyle ihsan edeceğine inanıyoruz.
    Hususiyle bin bir türlü günahın etrafımızı bir ateş çemberi gibi çepeçevre sardığı günümüzde, tam istikamet içinde yaşamamız oldukça zordur. Bu zor şartlar içinde dinimizin emirlerine riayet eden, kulluk vazifesini gücü yettiği kadar yerine getirmeye çalışan kimse orada -inşallah- iki büklüm kalmayacak, sıratı rahatça geçme imkanını bulacak ve rahmet-i İlahi’den istifade yoluna nail olacaktır. 
    Seni çok seviyorum Allah’ım!
    Hepimiz ötede günaha batmış, çeşitli hata ve isyanlar içinde yaşamış bir kul olarak Rabbimizin huzuruna gideceğiz. O huzur esas itibariyle hatalıların, günahkârların ve mücrimlerin kabul edileceği bir huzur değildir. Orası pak insanların, temiz kimselerin kabul edildiği paklardan pak bir yerdir. Ancak bununla beraber kulluğunu bırakmayan, düşe kalka dahi olsa bu vazifeyi sonuna kadar götürmeye çalışan, neticesinde Rabbin vaad ettiği mükâfatı almak için çırpınıp duran bir insan -inşaallah- öbür âlemde iki büklüm kalmayacaktır. 
    İnanıyoruz ki Rabbimiz, burada yaptığımız ibadetlerle ötede bize ayrı ayrı ihsanlarının kapısını açacaktır. Cennete girme hakkını kazandığımız an, kılmış olduğumuz namazların bize ışık tutan bir rehber gibi önümüzde yürüdüğünü, muzdariplerin ızdırap içinde inlediği anda, kalblerin iki büklüm olduğu bir hengamede, susuzluktan dudakların parça parça olduğu zamanda, tutmuş olduğumuz oruçların karşımıza çıkacağını ve susuzların suya kanacağı Reyyan ismindeki bir kapıdan akın akın cennete girmemize vesile olacağını göreceğiz.
    Bizi sevindir ya Rabbi!
    Sevgili Peygamberimiz, bir hadis-i şeriflerinde başların döndüğü, gözlerin bulandığı, kalblerin iki büklüm olduğu, ayakların tir tir titrediği o günde, dizlere derman ve kalblere kuvvet olan Kevser’i kendi eliyle ümmetine vereceğini vaad ediyor. 
    Sahabi soruyor: “Ya Rasulallah! O kalabalıkta müminleri nasıl tanırsınız? Efendimiz buyuruyor ki: “Siz alnında ve ayaklarında beyazlık bulunan atlarınızı nasıl tanırsınız ben de ümmetimi abdest uzuvlarının parıl parıl olmasından tanıyacağım.” 
    Evet, Rabbimiz’in bize emrettiği, yapmakla mükellef olduğumuz ibadetlerimizi yerine getirip o yüce mesajları unutmazsak, ötede de unutulmayacağız. Burada ilahi mesaja kulak verip onun gereklerini yerine getirmeye çalışanları ötede nice sürprizler bekliyor. Yazımızı Rabbimize sadece ellerimizi değil gönlümüzü de açarak şu dua ile bitirelim:
    Ya Rabbi! Biz hepimiz, Sen’inle mutluluğa erdik. Sen’i tanımakla gerçek saadeti tanıdık. Sana dayanmayan ve Sen’den gelmeyen mutluluktan kaçıyor ve Sen’i unutturan saadeti de istemiyoruz. Ey rahmeti sonsuz Yüce Yaratıcı! Günah bize yaraşmaz doğru, ama af da Senin şanındandır. Bizi sev, sevdir ve sevindir ya Rabbi. 

    BİR SORU-BİR CEVAP
    Sübhaneke duası bize ne ifade eder?
    Bu soruyu bize “muhacir” rumuzlu bir okurumuz sormuş.
    Çocukluk yıllarımızda bize ilk ezberletilen dualardan birisidir sübhaneke duası. Bu muhteşem duanın kelime kelime geniş anlamını vermeye çalışalım.
    Sübhâneke, “Ya Rabbi! Şu varlık içinde Sana ortak koşulabilecek hiçbir şey yoktur. Sen, zatında, sıfatlarında ve icraatında teksin. Ne benim fiillerim ne de kâinatta cereyan eden hadiseler, Sen’den başkasına verilemez. İşte ben, böyle bir şirk düşüncesine sırtımı dönüyor, Sen’i tesbih ve takdis ediyorum.” demektir. 
    ve bihamdik, “Hamd yalnızca Sana mahsustur” anlamına gelir. Sübhâneke ifadesinde Cenab-ı Hakk’ı bütün noksanlıklardan tenzih ederek, O’na karşı tam bir ubudiyet ortaya koyma mânâsı vardır. Böyle bir tenzih ifadesinden sonra gelen “Ve bihamdik”le insan, “Ben, bu mânâyı hakkıyla anlayamam ama Sen, bana bunu duyuruyorsun. Zira Sen bunları bana duyurmazsan ben duyup hissedemem. Öyleyse ben Sen’i bir taraftan tesbih ederken, aynı zamanda hamdle medyuniyet ve şükranlarımı da sadece Sana takdim ederim” demektir. 
    ve tebareke’smük, “Senin ismin bereket kaynağıdır. Benim gibi boynu tasmalı, ayağı prangalılara, o engin hazinenden bir şeyler lutfet. Zira Sen, Seni inkar edip şirke koşanlara bile nice nimetler bahşediyorsun. Ben de bütün günahlarıma rağmen, Sana yönelerek Senin bereket kaynağı mübarek ismine sığınıyor ve huzurunda inim inim inliyorum” demektir. 
    ve teâlâ ceddük, “Senin şanın yücedir. Nitekim Sultana sultanlık, gedaya da gedalık yaraşır. Ben çok düşüp kalkmış olabilirim, ancak şimdi iki büklüm olup kapına geldim. Zira Sen’den başka gidecek bir yerim yoktur. Günah bana yaraşmaz doğru, fakat af da Senin şanındır” mânâsı vardır. 
    ve lâ ilâhe ğayruk, “Başkasına nasıl dönebilirim ki; Sen’den başka bir Mabud ve İlah yoktur” demektir. 
    Her namazımızda Allahu ekber’den başlayıp selam verene kadar hep böyle tövbe yörüngeli bir teveccüh, yani Allah’a yönelme söz konusudur ve işte bu teveccüh zamanla kulu, adım adım Rabbine ve O’nun rızasına yaklaştırır.

    25 Oca 2019 02:12
    YAZARIN SON YAZILARI