Hemorrhoid'e Dikkat!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

20 Ara 2021 11:07
  • Haftanın ilk günü dolar krizi ile açılınca, hafta sonunu getirmenin ne kadar zor olabileceğini tahmin bile edemiyoruz. Cuma ikindi sonrası, sessiz sedasız kepenkleri indirmiştik, ne güzel. Astrologlar, “Bu dolar'ın başına gelecek var, çok haddini aştı!” diyorlarmış. Halbuki, iktidarın kimyasını bozan Pazartesi ve Cuma günleri için orijinal tekliflerimiz vardı. Kime anlatıyorsun? Dinlemiyorlar ki! Neyse biz yine de hatırlatalım da sadakamıza sayarız!

    Kriz sonrasında, internet siteleri toplantıda ne konuşulduğundan ziyade, toplantının zamanı üzerine vurgu yapmayı tercih ettiler; “Toplantı beş saat sürdü!”. Saray'ın iş üzerinde olduğu imajı, toplantı ve toplantıya işrak edenlerin kıymet-i harbiyelerinden çok daha önemli. Dostlar alışverişte görsün ve işlem hacmi oluşşun! Öyle değil mi? İtiraf edelim, Saray ve ekibi 2021'in sonunu beklemeden, bütün kredi değerlendirme kuruluşlarını şaşırtmayı başardılar. Yahu bir kaç hafta daha sabretseydiniz de, yılı 15 TL ile kapatıp yiğitliğe leke sürdürmeseydiniz! Oldu mu şimdi? Hatta bazı ciddi kuruluşlar “Biz TL'yi değerlendirmekten vazgeçtik. Kendi haline bıraktık! Bundan sonraki ağır operasyonlara kalbi dayanmaz!” diyorlarmış! Bakın ne kadar afallamışlar? Bununla birlikte, Türkiye ekonomisinin önümüzdeki 12 ay için 170 milyar dolara ihtiyacı olduğunu da kaydediyorlar! Bu not dolar'ın 15'i vurduğu güne ait bir tesbit idi. Piyasalar 17'yi görünce, rakamdaki değişikliği evde matematiği en iyi olana aile mensupları da hesap edebilir.

    ABD Merkez Bankası (FED)'nın faizi sabit tutması Türkiye için bir şey ifade etmiyor. Bizim Merkez Bankası, başkan öğüten değirmen haline geldiği için başını kaldırıp dışarıya bakacak hali yok. Dar alanda tehlikeli hareketler yapıp, acemi pehlivan gibi her seferinde kendi oyunu ile mindere yapışıyorlar. Şimdi utanmadan “FED faizi sabit tuttu. Dolar'ın yükselmesi normal” diyerek, tehlikeyi gol ile savuşturarak, dolar öncülüğünde başlayan Haçlı Seferi'ni defetmeye çalışacaklar!

    Bundan böyle yeni bir Toplantı lig'inden bahsedebiliriz. Zira biri bitmeden öbürü başlayacak gibi. Dolar 15'in üzerine çıktığında beş saat toplantı yapıncı, 17'nin üzerine çıktığında toplantının uzatılması kaçınılmaz. Kriz sonrasında toplantıda konuşulacak ciddi bir konu olduğuna inanasımız gelmiyor. Eğer öyle olsa, Sayın Cumhurbaşkanı, kimseye danışma, görüşme, fikir alma gibi erdem ifade eden devlet idari geleneğine pek riayet etmez! Kürsüye abanır ve ağzına geleni söyler ve dolar'dan ağzının payını alırdı. 

    Yabancı para birimleri, bizdeki yerli ve muhafazakar bürokratlar gibi ne liderlerin boyuna, posuna yürüyüşüne hayran oluyor ne de kürsüde höyküren kıt akılların sesinden ürküyor. Daha konuşma metni bitmeden, Saray'ın alın çatına vuruveren dolar tsunami'si bu yüzden istediği neticeyi aldı. Büyük iddialarla dillendirilen 'Çin Modeli' gün yüzü görme fırsatı bile bulamadı. Ne hükümet ama! Ne Maliye Bakanı dayanıyor, ne Merkez Bankası Başkanı ne de ekonomik model!

    İşçi ve emeklilere yapılacak zam hususunda da ardı arkası kesilmeyen toplantı zincirine şahidiz. Bulundukları bina, dolar'ın artçı sarsıntılarına dayanıklı olmasa gerek. Ya da diğer binalarda olduğu gibi, deprem vergisi kalemi altında küçük çaplı usulsüzlükler yapılmış olması her zaman muhtemel. Saray'ı kurtarmak için kendilerini kamyonun altına atmaya bayılan bu akıl özürlü heyet, dört bin ile başlattığı asgari ücreti altı bin'e çıkarmaktan falan sözeder oldu. Neyse ki, sonunda dört bin'de karar kılmışlar. Gırtlağına kadar borç içindeki hükümetin, kaşıkla verdiğini bir ay sonra kepçe ile alacağı herkesin malumu. Yahu, bu Allah'ın cezası benzin'e bir gecede üç kez zam yapılmaz ki!

    Yukarıda tekliflerimizden bahsetmiştik, laf kalabalığına gelmesin. Madem Cuma günleri riskli günler arasında sayılıyor öyleyse, hazır dini motifler harc-ı alem piyasa tutmuşken, hafta sonu tatilini Cuma'ya alıverelim. Böylece Saray dini konularda İslam Halifesi gibi davrandığını ispatlamış olur. Her Cuma şeytan görmektense, uyanık kalmak en iyisi!

    Pazartesi ne yapacağız? O da kolay. Haftayı Salı'dan başlattığınızda Saray ve hükümetin şeker ve tansiyonunu altüst eden Pazartesi Sendromun'dan kurtarmış olursunuz. Salı günü aynı sendromun nüksetmeyeceği nereden belli? Bence denemeden bir şey demeyelim. 

    Masada bir teklif daha var ama bunun isim hakları yazarınıza ait değil. İtiraf etmeliyim, bu sıradışı teklif(!) karşısında “Neden ben böyle şeyler düşünemiyorum?” diyerek kendimi levm ettim. Hatta, klavyemin iki karış yakınındaki çay'ı bile yarım bıraktım. İsmi ve siması tarih öncesi kadar eski bir siyasetçimiz “Kendi dolarımızı basalım, olsun bitsin!” diyerek, Saray'ın iç odasındaki yangını söndürebileceğine inanıyor. Bereket versin, yabancı basın bu tür bunama evresine girmiş siyasetçi ve bürokrat tipleri pek ciddiye almıyorlar. Siyaset, uluslararası bir hobi olsa da komedi ve maskaralığa dökülünce dışarıya ihraç edilemiyor!

    Beş saat süren toplantıya katılan devletlilerin yaş ortalaması oldukça yüksek. Havuz medyası, toplantı saatindeki detayda ısrar edince, herkesin ne düşündüğü bir kenara, yazarınız “O yaştaki insanlar beş saat o stres altında sürekli oturunca, Hemorrhoid'leri azar, maazallah!” demekten kendini alamadı. Son bir kaç aydır dolar, dip vuruş periyodunu haftada ikiye çıkardığı için, toplantı period ve saatlerinin artması kaçınılmaz. Bu hafta beş saat olan toplantı, duruma göre, önümüzdeki hafta yedi saate bile çıkabilir. Doktorlar, Hemorrhoid (Basur)'i azdıran en önemli sebeblerden birinin uzun ve sürekli oturma olduğunu söylüyorlar. Biliyoruz da söylüyoruz, değil mi? 

    Hayatının son günlerini komada geçiren 1960 İhtilali'nin kudretli Paşası Cemal Gürsel, arasıra kendine geldiğinde “Orduya selam, komaya devam!” dermiş. Türkiye ekonomisinin beklemeye alındığı yoğun bakım ünitesi önünde akrobasi yapan Saray'ın “Dolar'a selam komaya devam!” demekten başka çaresi kalmamış görünüyor!

    20 Ara 2021 11:07
    YAZARIN SON YAZILARI