Saray'ı ürkütüp korkutmanın da bir cezası olmalı!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

04 Şub 2019 17:35
  • Gelişmiş ülkelerin, rutin dışı uygulamaları gün yüzüne çıktığında, az gelişmiş ve antidemokratik ülkeler, bunu avantaja çevirip, iç siyaset malzemesi yapmayı pek severler. Ortadoğu'daki zalim ve müstebitlerin seçim propagandaları için bu malzemenin hiç modası geçmez. Ayaklarına gelen topu gole çevirme ihtirası vazgeçemedikleri takıntılardandır. 

    Venezüella'nın Madura'sı için verilen sekiz günlük süre sonunda ne olacağını kestirmek çok zor değildi. Bir tek şey kesin, Madura'dan dolayı, Üçüncü Dünya Savaşı beklentisi yok. Halbuki, 2019 yılı kehanetleri içinde yeni bir dünya savaşı beklentisi listede ilk on'a giriyor. Ne yani, Madura'nın başı kel mi? Türkiye'li meslektaşı, kendisini dünyanın altındaki fil yerine koyuyor da, Madura neden yaprak kıpırdatamıyor? Kazın ayağı öyle değil de ondan!

    Venezüella'ya coğrafik olarak uzaklığımız kadar, kültür, tarih ve devlet ilişkileri olarak da epey mesafeliydik. Bir önceki devlet başkanları olan Chavez'i de ABD'ye kafa tutup, her yıl kendi lehine ama Venezüella Halkı zararına ambargoları yenilettiği zamanlarda görürdük. Hatta Chavez'in Venezüellası, diğer Güney Amerika Ülkeleri gibi, Rusya'nın yakın müttefiki ve doğal olarak ABD karşıtı olduğu ayrıntısı hiç kimsenin dikkatini çekmedi. Aynı kuşaktaki Küba daha sanslıydı. Efsane Liderleri Fidel Castro daha hayatta iken, idareyi kardeşine devrettiğinde, Castro'nun Küba'sı, ABD ile aralarını düzeltti. Yani Yaşlı Baykuş Castro, üç çeyrek asır düşman olduğu ya da öyle göründüğü ABD ile arayı düzeltip öldü. Küba Halkı, Castro'nun ölümüne mi sevinsin, yoksa ABD ile aralarının düzelmesine mi? Zavallı Kübalılar çifte bayram yaptılar.  

    Venezüella'nın Madura'sı, sahibi Türk, köşebaşı restoranda, açlık sınırının altında yaşamaya çalışan, fakir Venezüella halkının gözünün içine baka baka kendisine ziyafet çekince, birden Türk Dostu (!) oluverdi. Zorba ve müstebitlere karşı nedense, daha şefkatli ve yakın durmaya başladık. Hatta Madura'nın özel uçağı, sadece yemek yemek için İstanbul'a uğramıştı. Bu kadarlık tanışıklığın, ABD-Venezüalla sürtüşmesinde, herkesten fazla Maduracı kesilmek için yeter ve artar sebep olsa gerek. Yahu bize ne? Dünyanın despot ve anti-demokratik ülke liderlerini savunup, koruyup-kollamak bize mi düştü?

    Türkiye'nin, Anti-Amerikan kıpırdanmaları karşı refleksleri kontrolsüz ve gelişigüzel. Bu zaaf, Ortadoğu ülkelerinden bir kaçı hariç, bölgenin “Düşmanımın düşmanı dostumdur!” perakendeciliğinde işlem görüyor. Rusya ile bir şekilde ilişki içinde olanların, onun yanında yer almaktan başka seçenekleri kalmıyor. Türkiye'nin İran, Çin, Rusya arasında ne kadar iğreti ve emanet durduğunu söylemeye gerek var mı?

    ABD ile Venezüella arasındaki sürtüşme asıl ABD ile Rusya arasında bir boy ölçüşme. Rusya, Güney Amerika'da üst elde etmek ve burada hayatiyetini devam ettirmek için milyar dolarlar döküyor. Ne pahasına olursa olsun, ABD'nin arka bahçesinde iş çevirmek, Rusya'nın Soğuk Savaş yıllarından kalma rüyalarından. Venezüella üzerindeki ısrarı da bölgede Rus uydusu olarak direnen son ülke olması. Rus Dışişleri Bakanı, Sergei Lavrov “Müttefikimizi korumak ve yardım etmek için her şeyi yaparız!” çıkışı boşuna değildi. Madura, son Rusya ziyaretinde, Kremlin'den altı milyar dolarlık petrol ve maden yatırımlari sözü almış. 2005 ile 2017 arasında Rus ile Venezüella arasında onbir milyar dolarlık silah ve lojistik ticareti gerçekleştirilmiş. Rus Dışişleri Bakanı'nın Venezüella muhabettinin bir sebebi var.

    Avrupa ve ABD'nin Madura'ya aldıkları tavır tesirini göstermeye başladı. Madura, Trump ile her türlü uzlaşma yoluna açık olduğunu ifade etti. Rusya'nın, sadece sembolik olarak gönderdiği dörtyüz eğitimli askerin kendisini koruyamayacağını o da çok iyi biliyor. Bıyıklı Bolton'ın Kolombiya'ya beşbin Amerikan Askerini yerleştirme dedikodusu, daha ürpertici. Amerikalı bir araştırmacının hadiseye yaklaşımı gayet makul, “Rusya, şu an için seçimle gelmiş başkan'ın yanında duruyor. Bu, Venezüella üzerindeki yatırımlarının istikbali açısından Madura muhalifleri ile çalışmayacağı manasına gelmez.” 

    Eğer, ABD-Venezüella sürtüşmesi, Madura'nın havasını alırsa, Türkiye yine yanlış topa kafaya çıkmış olacak. Daha şimdiden, “Madura'dan sonra sırada Türkiye var!” söylentisi ile Saray'ın ödünü patlatan gazeteci taifesi kendilerine mahkemelerden savcı, hapislerden hücre beğensinler. Saray'a hakaretin cezası olur da, Saray'ı korkutup, ürkütmenin olmaz mı?

    Madura'dan sonra sıra Türkiye'de demek, Saray'da onun gibi anti-demokratik ya da despot demek değil mi? Sadece merakımızdan soruyoruz! Saray'ın savcılarına iş çıksın!

    Kadir Gürcan

    04 Şub 2019 17:35
    YAZARIN SON YAZILARI