Ankara’da neler oluyor?

Murat Çetin

Murat Çetin

29 Ara 2022 10:40
  • AKP Genel Başkanı Erdoğan, İBB Başkanı İmamoğlu’na siyasi yasak getirterek Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde önemli bir eşiği de geride bıraktı.  Seçimleri kazanmak için devlet hazinesinin ağızını açan Erdoğan, ikinci adımı asgari ücrette attı ve yüzde 55’e yakın bir artışla asgari ücreti 8500 TL’ye çıkardı. Şimdi sırada memur ve emeklilere verilecek ve belki de yüzde 40’ları aşacak bir zam var. Sonra EYT ve sonra da AF konusu. Tüm bunlar Erdoğan’ın ekonomin düzeldi algısı oluşturmak adına seçmen nezdinde atacağı adımlar. Bir de bu algıya her yerden fışkıran doğalgaz ve petrollerimizi de ekleyin artık! Tüm bunlara inanan bir toplum var ve bu toplum olduktan sonra yerden jelibon(!) bile fışkırır. Müstafi belediye başkanı Melih Gökçek nasıl olsa işin müjdesini vermişti! Şaka bir yana Cumhur İttifakı’nda bu gelişmeler olurken Millet İttifakı ne yapıyor? Ona bakmak lazım. Ancak ondan önce İstanbul Gaziosmanpaşa’da tanık olduğum bir hadiseyi anlatayım. 


    İstanbul kışa girerken o güzel günlerinden birini yaşıyordu. Ben de kendimi en yakın parka attım. Biraz yürüyüş yaptıktan sonra bir banka oturdum. Az ileride yaşları 60’ı aşmış 4 kişi sohbet ediyordu. Konu siyasetti tabi… Ortada iri yarı olan birisi konuşuyordu: “Sen ne diyorsun Reis bütün liderleri, dünya liderlerini diz çöktürdü. İsrail’den Mısır’a kadar herkes önünde diz çöküyor. Araplar bile bizden para istiyor…” Tam bu arada bir diğeri itiraz ediyor “Yahu paramız varsa ekonomimiz neden kötü?” İri yarı adam devam ediyor, “Elbet kötü, Amerika’sı, AB’si  Kılıçdaroğlu ile birlik oldular, stokçularla işbirliği yapıyorlar. Marketler de bu işin içinde, amaç Erdoğan’ı göndermek. Erdoğan, Atatürk’ten sonraki en büyük lider. Hatta onu bile geçti, Reis 20 yıldır iktidarda…” Söz dönüp dolaşıp Kılıçdaroğlu’nun adaylığına geliyor. İri yarı adam yine devam ediyor, “Yahu Alevi’den de Cumhurbaşkanı mı olurmuş ?”


    Kısmen eksik anlattığım, küfürlü taraflarını sansürlediğim bu olay bile Erdoğan’ın nasıl bir seçmen kitlesi yetiştirdiğinin en büyük ispatı! Erdoğan’ın arkasında seçmen kitlesi değil adeta siyasi müritler var. “Reis ne yaparsa haklıdır” diyen bir kitle bu! Erdoğan son olaylarla birlikte kendi tabanındaki dağılmayı önleme adına önemli adımlar atıyor. Hazinenin ağızını sonuna kadar açtı. Öyle değmiyor muydu RP eski milletvekili Şevki Yılmaz, “Dağıtın dağıtabildiğiniz kadar, yoksa iktidardan olacaksınız?” Ankara’ya gidin havaalanı yolu üzerinde villalardan oluşan adeta özerk bir alan gibi duran Gümüşköy Sitesi’nde AKP’yi iktidarda tutabilmek için neler neler yapıldığını bir görün! İktidarı bırakmamak için ellerinden gelse ülkeyi ateşe vermekten çekinmeyecek bir yapı var karşımızda. “Devletin yıkılmaması için Fatih bile kardeş katline ferman vermiş “ mantığı ile hareket eden bu kitlenin ağızlarında dolaşan fetvaları bir dinleseniz şaşar kalırsınız… Her şeyi kendi isteklerine göre yorumlayan, yalanı mubah gören bir kitle! 


    İktidar cenahında bunlar olurken Millet İttifakı ne yapıyor? Asıl konu bu. 20 yıldır Erdoğan ve ekibinin neyi ne kadar yapabileceğini artık çok iyi biliyoruz. Ekrem İmamoğlu’nun siyaseten yasaklanması sonrasında Saraçhane’de oluşan sinerji nasıl bir şekle evrilecek? İşin içinde Cumhurbaşkanlığı pastası olunca aynı partideki isimlerin bile karşı karşıya kaldığı bir süreç yaşandı Türk siyasi tarihinde. Uzağa gitmeye gerek yok, “devlet aklına” sığınarak MHP lideri Bahçeli’nin kendi partisinden Sadi Sabuncuoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını nasıl engellediğini unutmadı bu millet. Sadi beyi engelleyen şimdinin DP milletvekili Cemal Enginyurt’un demokrasi nutuklarına sakın inanmayın! Konuyu dağıtmayayım…


    Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Bütün mesele bu. İttifak yola “seçilebilecek bir aday” sloganı ile çıktı. Ancak Kemal Bey şimdi açıklamasa da adaylıktan geri adım atmayacağını gösteriyor. Burada HDP’nin desteğini göz ardı etmemek gerekiyor. Zira CHP ve HDP’nin blok oyu yüzde 35’i aşıyor. Kılıçdaroğlu bunun farkında ve bu nedenle 6’lı masanın diğer partileri üzerinde baskı kuruyor. Ama Kemal Bey biliyor ki CHP ve HDP’nin birlikteliği Erdoğan karşısında seçim kazanmaya yetmiyor. Zira AKP ve MHP’nin oyları yüzde 40’ları buluyor. Bu nedenle yüzde 13-15 oy oranı İYİ Parti ile toplam oyları yüzde 5-7 dolayında bulunan DP, SP, DEVA ve Gelecek partilerinin ne yapacağı çok önemli. Ve burada kritik parti tabi ki İYİ Parti. Meral Akşener parti içindeki ülkücülerden Kılıçdaroğlu’nun adaylığına “evet” dememesi konusunda ciddi baskı görüyor. Partinin önemli isimlerinden Yavuz Ağıralioğlu eleştiri dozunu arttırınca geçtiğimiz günlerde CHP’de tepkiye neden oldu. CHP sözcüleri Akşener’den Ağıralioğlu’nun kulağını çekmesini istedi. Kuşkusuz bu katıldığımız bir üslup değil ve Akşener de zaten bu üsluba katılmadı ve Ağıralioğlu’nun kendi düşüncesini söyleyebileceğini ifade etti. Akşener bunu ifade ederek hem kulak çeken bir lideri olmadığını göstermiş oldu hem de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına mesafeli olduğunu gösterdi.  


    Ankara’daki hava şu: Kılıçdaroğlu kesinlikle geri adım atmıyor. Akşener de Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması konusunda sonuna kadar direnmek istiyor. Ama 2018 seçimlerinde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı’nı adeta bir altın tepside Erdoğan’a veren bir lider konumuna tekrar düşmek istemiyor.  Geliştirilen ara formüller var. Bunlardan birisi Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile birlikte Ekrem İmamoğlu ve Akşener’in Cumhurbaşkanı yardımcısı ilan edilmesi. Ve Parlamenter sisteme geçiş ile birlikte Akşener’in başbakan olacağının açıklanması. İYİ Parti cenahı bunu açık bir şekilde istiyor. 


    Bir başka formül şu: Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile birlikte kazanması halinde kabinesine alacağı bazı isimleri şimdiden deklare etmesi isteniyor. CHP kulislerinden sızan bilgilere göre Kılıçdaroğlu; Cumhurbaşkanı yardımcıları ile birlikte Dışişleri Bakanı, Maliye Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Savunma, Adalet Bakanları’nı açıklamalı!  Bu formülü ileri sürenlerin yanında kabinedeki bazı isimlerin erken açıklanması CHP ve Millet İttifakı’nda erken küskünlüğe neden olabilir endişesi duyanlar da var. Bir de böyle bir durumda HDP’ye bakanlık verilecek mi verilmeyecek mi? Verilecekse bu açıklanacak mı? Böyle bir risk durumu da var.  Benim kanaatim Cumhurbaşkanı yardımcılarının dışında isimlerin açıklanmayacağı yönünde. Unutmadan bir de şunu ifade edeyim; İYİ Parti yeni dönemde Meclis Başkanlığını da istiyor.  


    Tüm bu kulis bilgileri bir yana, Millet İttifakı artık biran önce Cumhurbaşkanı adayını açıklamalı ve bu aday üzerinde kenetlenmeli. Zira ittifakın seçmen tabanı Cumhurbaşkanı adayının hala açıklanmaması nedeniyle oldukça tepkili… Bizden söylemesi!

    29 Ara 2022 10:40
    YAZARIN SON YAZILARI