Kontrol ediliyorum Şuuruyla

Safvet Senih

Safvet Senih

30 Kas 2023 11:32
  • “Kalbin Zümrüt Tepeleri”nde Murâkabe konusu ele alınırken deniliyor ki: 
    “Gözetme, mülahazaya alma, intizarda bulunma, kontrol etme ve kontrol edildiği şuuruyla yaşama mânalarına gelen murâkabe; hâl ehlince, Allah’tan gayrı her şeyden alakayı keserek kalben Cenab-ı Hakka yönelmek ilm-i İlâhinin her şeyi kuşatmış olduğu inanç ve mülâhazasıyla nefsini menhiyata karşı gemleyip hayatını Allah’ın emirleri ışığı altında dizayn edip yaşamaktan ibaret görülmüştür. Murakabeyi her zaman Hakkın muradını takip etme ve Cenab-ı Hak tarafından takip edilme mülâhazası ile iç ve dış bütünlüğü içinde, hayat ve davranışlarımızı ciddi bir çizgide sürdürme şeklinde de yorumlayabiliriz. Bu da ancak, Cenab-ı Hakkın, insanın her hâline nâzır bulunduğuna; yani onun sözlerini duyar ve işitir, ahvâlini bilir ve değerlendirir, yaptıklarını görür ve kaydeder olduğuna inanmakla gerçekleşebilir. Kur’an-ı Kerim: ‘Sen ne halde bulunsan ve Kur’an’dan ne tilavet etsen, sizler de amelden ne işlerseniz, ona dalıp gittiğiniz esnada mutlaka Biz üzerinde nigehbân bulunuruz…  (10/61) nur-efşan beyanıyla bu gerçeği ihtar etmektedir. (…) Murâkabe ibadet ve taate bir kısım cisimlerin tülbentten geçirilmesi gibi öyle bir eder ki, âdetâ  onların içinde Hak mülâhazasından başka hiçbir şey kalmaz; zira murâkabe aynı zamanda ferdin yapayalnız anlarında dahi, her an görülüp gözetildiği şuuruyla duygu ve düşüncelerini bulandırmama gayretidir. 
    Murâkabe yolu, mürşid ve rehbere ihtiyaç hissetmeden, gidip Hakk’a ulaşan kestirme yolların en önemlilerindendir ve velâyet-i kübra çeşnilidir. Bu yolun bahadırları, her zaman ve her yerde, acz ve fakr nağmeleriyle Cenab-ı Hakk’a yönelebilir ve ihtiyaç tezkeresiyle halvethaneye alınabilir. Bunlar, hayatlarının her anında tabiatı süzerken, Allah’ın kendilerini kontrol ettiğini hisseder ve her türlü ağyar (başkaları, yabancılar)  mülâhazasından uzaklaşırlar; eşyayı dinlerken de, O’nu söylemeyen (Allah’ı zikredip anmadan)  bütün seslere karşı kapanır, O’na ait nağmeleri duymaya çalışırlar; varlığı konuşurken O’nun güzelliklerini şakıyan bir bülbül olur ve O’nunla irtibatlandıramadığı her şeyi mâlâyâni  sayar, onlara karşı da ebkem (dilsiz) kesilirler. Zaten, göz, O’nun görmesini kulak O’nun işitmesini, dil de O’nun beyânını hatırlatmıyorsa, bu uzuvların birer et parçasından farkı yoktur. ‘Cenab-ı Hak, Kendine BASÎR dedi ki, seni fenalıklara karşı her zaman korkutucu…  O Kendine SEMİ, dedi k, sen dudaklarını fena şeylere karşı kapatıcı..  ve O Kendine ALÎM  dedi ki, sana bildiğini bildirip fesat düşüncesine karşı kararlı olasın’  diyen Hz. Mevlana, murâkabeyi, fena duygu, fena tutku ve fena davranışlara karşı koruyucu bir sütre  ve Cenab-ı Hakka hukukunu görüp gözetmede biricik teminat saymaktadır.
    * * *
    Senelerce M. Fethullah  Gülen Hocaefendi, talebelerine, kardeşlerine esnaf ve mütevellilerine hep: “Eğer beni vaaz ederken veya hutbe okurken yahut herhangi bir yerde  öldürseler, etlerimi parça parça edip sokaklardaki köpeklere yedirseler yine de sizler menfi bir harekette bulunmayacaksınız, sokaklara, meydanlara, dökülmeyeceksiniz. Eğer böyle bir şey yaparsanız, mahşerde, Allah huzurunda iki elimde yakanızdadır. Biz hep müsbet hareket etmek zorundayız. Bunun için de çok sabırlı olmalıyız.” demişti. Bu tavsiyeleri her zaman Hizmet mensuplarına çok güzel rehberlik yapmıştır.
    Bu süreçte ülkemizde icrâ edilen zulüm ve haksızlıklardan dolayı hem de zâlimlerin işlerini kolaylaştırmamak için Batı ülkelerinden birisine iltica etmiş bir esnafımız şöyle diyordu:
    “Bizi eğitim hizmetlerine verdiğimiz  halde terörist ilan edip mallarımıza mülklerimizin üzerine de çökerek kayyum atadılar. Sabahleyin iş yerime geldim. Bütün bunlar atalarımdan gelme mal mülk; ben de dişimle tırnağımla çalışa çalışa bu seviyeye getirilmiş servet. Bütün bunlar benim helâl mâmelekim. Hadis-i şerifte, “Malını mülkünü, ırzını namusumu müdafaa ederken ölen de şehittir” buyuruluyor. Onun için ruhsatlı silahımı elime aldım. Gelsinler bakalım… Beni öldürünceye  kadar kimseyi sokmayacağım, malıma, mülküne sahip çıkacağım!” diye düşündüm. Sonra Hocaefendi’nin ‘ellerim yakanıza olur’ sözü aklıma geldi. Birden kendime geldim. Cenab-ı Hak da içime ve üzerime bir sekine indirdi!.. Bütün öfkem ve gerginliğim gitti. İçimi bir huzur sardı… Artık arkama bile bakmadan işyerimi, terkedip gittim. 

    30 Kas 2023 11:32
    YAZARIN SON YAZILARI