Beni hep böyle hatırla

Yavuz Alp

Yavuz Alp

12 Eki 2016 18:27
  • Bir tutam kelime...
    Uzaklar ne ki bize...
    Aynı gökyüzünü paylaştığımız sürece....

    Bu satırlar üniversitede okuyan kızımı bu sene göndermediğim için üniversite ablasından gelen mektuptan.

    Son yıllarda güzel olan çoğu şeyleri kirlettikleri gibi, bizim için ayrı bir yeri, önemi olan abi ve abla gibi kavramları da yaptıkları uydurma haberlerle, yazılarla kirletmeye çalışıyorlar.

    Bizim hepimizin hayatında abi ve ablalığın ayrı bir yeri vardır, çünkü ne zaman başımız sıkışsa, ne zaman birine ihtiyaç duysak hemen bir abla veya abi yanımızda olmuş, bizim sevincimizi kederimizi bizimle paylaşmış, eğer bir problem varsa hemen çözmüş veya çözülmesine yardımcı olmuştur.

    Çünkü bizde abilik ve ablalık kendinden önce başkaları için yaşamaktır başka bir ifade ile yaşatmak için yaşamaktır. Bu bugüne kadar böyle gelmiş inşallah bundan sonra da böyle gidecektir. Bu düşünceyle yetişenler kendinden sonraki nesillere abilik, ablalık yapma fırsatları aramış ve hiç kimsenin zorlaması olmadan bu vazifeleri yapmış, inşallah yapmaya da devam edeceklerdir.

    Hatta, bu kızımda da olduğu gibi ayrılsalar, uzaklaşsalar bile kurulan dostluklar devam etmiş ve bundan sonra da devam edecektir. İşte ablanın mektubundan birkaç satır;

    Mesafelere hiç inanmadım....
    İnsanın içi uzak olmasın yeter....

    Sizi ömrüme bu kadar güzel katan Rabbime şükür...
    Varlığınız öyle bir karanlıkta geldi ki...
    Varlığına şükrettiğim insanlar oldunuz....

    Evet bizim dünyamızdan hangi ablayı, abiyi alırsanız alın benzer ifadeleri bulursunuz yani kendinden önce başkasını düşünen, yaşamayı değil yaşatmayı seven ve bunları da yaparken sadece Allah'ın rızasını düşünen insanları.

    Bir gün çalıştığım sırada bir telefon geldi. 
    Baktım kızım arıyor ve ağlamaklı... 
    Baba, baba ablamı da gözaltına almışlar...
    Ne diyeceğimi bilemedim sustum. Üç yıldan beri her gün duyduğumuz ve bizleri derinden yaralayan haberlerden biriydi.

    Uydurdukları terör örgütü bahanesiyle her gün suçsuz; terör gibi lanet bir şeyle isimleri bile yan yana getirilemeyecek onlarca insan gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Ve bu insanlar her türlü kanunsuzluğa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe rağmen, kanun diyor, hukuk diyor, adalet diyor, başka bir şey demiyor. Allah'a teslim oluyor, kurtuluşu da sadece ondan bekliyorlar.

    Bir hafta geçmeden bir akşam işten eve döndüğümde, hanıma kızımın nerede olduğunu soruyorum. 
    -Odasında 
    -Ne oldu?
    -Ablasını tutuklamış, cezaevine göndermişler. 

    Çok kısa bir süre önce gönderdiği mektup zarfını istiyorum, içinde bir kolye, bir resim. Mektubun son satırları;

    İyi ol ablacım hep iyi...
    Hep duamdasın...
    Herkese selamlar...
    Selametle...

    Resime bakıyorum yirmili yaşlarda pırıl pırıl bir genç kız, tebessüm ediyor ve bir not;

    “Gülüşüm kalsın yüreğinde...
    Bizi buluşturan bu şehir ardımda...
    Beni hep böyle hatırla...
    Seni seviyorum ablacığım...
    Umutla kal....”

    12 Eki 2016 18:27
    YAZARIN SON YAZILARI