'Yeryüzün en güçlü silahı bizim elimizde!'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Mart 19 2016
Kayyımın yayınlamadığı, millete ait Zaman gazetesinin eski yazarlarından Ali Çolak umut dolu yarınların bizi beklediğini ifade ettiği duygu dolu bir yazı kaleme aldı
'Yeryüzün en güçlü silahı bizim elimizde!'

Sosyal paylaşım sitesi Facebook hesabında yazsını paylaşan Çolak 'Hepimiz; ayakta kalabilenler, eteğindeki bütün taşları dökenler, hatalarıyla yüzleşenler, utançlarını yaşama şansına erişenler ve bu kapkara günlerde temiz kalabilmiş, umudunu bir yerlerde diri tutmayı başarabilmişler, el ele verip pırıl pırıl, uygar bir dünya kuracağımız gün, edebiyata, onun sınırsız iyileştirici gücüne tutunacağız. Bundan hiç kuşkum yok.' ifadelerinde bulundu.

Zaman yazarı Ali Çolak'ın kaleme aldığı "Tufandan Sonra" başlıklı yazısının tamamı:

Dün, tanımadığım bir genç kadına kitabımı imzalayıp armağan ettim. İçimden öyle geldi. Bunun güzel bir şey olacağını düşündüm. O genç kadının kitabı merak edeceğini, eve gidince belki akşamı bile beklemeden onu okumaya duracağını, sayfaları arasından küçük mutluluklar devşireceğini; içinde gizli kalmış, saklanmış, iyice yorulmuş yaşama sevinçlerinin yerinden kıpırdayacağını, yeni yaşamaklar, yeni sevmekler için güç bulacağını düşündüm.

Bir banka şubesinde sıradan bir işlem yaptırdığım genç kadına imzalı kitabımı armağan ettim. “Mutlu günlerde okumanız için…” Bunu neden yaptım? Doğrusu ben de bilmiyorum. İlk kez karşılaştığım o genç kadının şaşırdığını, yüzünün hafifçe pembeleştiğini, bir anlık mutluluk duyduğunu fark ettim. Sonra ardıma bakmadan çıkıp gittim. Akşam eve gelince “Aferin” dedim kendime, “Birini mutlu edecek küçük bir iş gördün”. O kitabın, “Günlük Güneşlik Şarkılar”ın ilk macerasını hatırladım. -Daha basılmamışken, 1996 olmalı.- Bilgisayar çıktısından bir nüsha fotokopi çektirmek üzere kırtasiye dükkânına gittiğimi… Yirmisinde var yok bir genç kız fotokopiye başlarken kitabın adına takılıp kalmıştı. Oracıkta ilk yazıyı okumaya durdu. “İyi bir Cumartesi…” Yazı “Cumartesilerin aşığım ben” diye başlıyordu. Donup kalmıştı. “Bunları siz mi yazdınız?” “Evet” demiştim. Onun da yüzünde pembelikler açmıştı, unutamadım.

Tadını damağımda ilk hissettiğim günden ber

Bu haberler de ilginizi çekebilir