Yitiğimizi bulmak...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Ocak 21 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Hüseyin Odabaşı önemli tespitlerde bulunduğu yazısını 'Yitiğimizi bulmak...' başlığıyla köşesine taşıdı.
Tarih ilmi, medeniyet birikimini nesilden nesile aktarıp daha yaşanır bir dünyanın temellerini atma fırsatını meydana getirmek için vardır. Misyonu budur.

Tarih ilminin sunduğu bu fırsat olmasa, her jenerasyon (nesil) kendi imkân ve tecrübesini esas almakla sıfırdan medeniyet ve kültür inşasına koyulmak zorunda kalırdı. Bu durumda hiçbir nesil bir arpa boyu mesafe kat edemezdi. Şayet insanlık için olduysa bir mağara dönemi, halen daha o mağaralarda yaşıyor olurduk.

Kültürel, dini veya teknik ne olursa olsun her jenerasyon bu mirası derinlemesine tetik ederek yeniden öğrenir. Öğrenmek zorundadır. Örneğin babamız tarihe, kültüre, ilme ve medeniyete vakıf olan kendini yetiştirmiş kamil biri olsun. Babamızın böyle donanımlı olması evlatları olan bizlerin de genetik olarak donanımlı olmamızı gerektirmez, zorunlu kılmaz. Babalarımızı o seviyeye gelmek için neler öğrendi ve ne yollardan geçti ise bizim de aynı yollardan geçmemiz, bilgiye ulaşmamız ve kendimizi yetiştirmemiz gerekir.  Yoksa Osmanlının son dönemde zuhur ettiği üzere, sırf babaları alim olduğu için kendi alim kabul edilen “beşik uleması” gibi garip bir durum ortaya çıkar ve medeniyetimiz çöker.

İşte aynen öyle de, eksik ve gediği ile beraber babalarımızın kurduğu medeniyeti derinlemesine öğrenme, idrak etme çabası, tarih ilmini doğurdu. Bu nedenle, tarih ilmi olmazsa veya istifade etmesek pek çok insanlık birikimini kaybeder, çağların gerisine düşerdik. Çünkü geleceği kucaklamak için geçmişimize yaslanmamız gerekir. Yahya Kemal’in dediği gibi “Kökü mazide bir ati olmak”; bütün mesele budur.

Şayet tarihimizi bilmez, insanlık mirasının ne olduğundan bihaber yaşarsak, medeniyet birikimi ve terakkisi açısından irtifa kaybetmemiz ve geride kalmamız kaçınılmazdır.  Şu anki medeniyet trenini kaçırmış olmamızda bir önceki neslin veya nesillerin müktesebatlarını öğrenip özümseyerek günümüze transfer edemeyişimizin payı oldukça büyüktür.

Allah razı olsun Prof. Fuat Sezgin Hoca, tam da bu kader denk

Bu haberler de ilginizi çekebilir