Yüz yıl geçti. Aynı yerde sayıyoruz [ANALİZ]

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Eylül 14 2016
TR724 .com yazarı Selim Gündüz Türk Edebiyatının klasik eserlerinde anlatılan 100 yıl önceki açgözlülük, vurgunlar ve zalimliklerden yola çıkarak günümüze ışık tutuyor. 100 yılda değişen hiç bir şeyin olmadığı söyleyen Gündüz Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma şiirini analiz ediyor.

Ahmet Kabaklı, Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma (Yağma Sofrası) şiirini aktarırken 100 yıl önceyi şu sözlerle anlatır:

“Biliyorsunuz 1908’de sözde Hürriyet ilân edilmiş, millet taşkın bir demokrasi çılgınlığına düşmüştü. Velâkin çok geçmeden, ipin ucu hemen açıkgözlerin, vurguncuların ve zalimlerin eline geçti. Derken İttihatçılar 1909’da milleti soyma namussuzluğunun görülmemiş ilk örneklerini verdiler. 1912’lere doğru diktatörlükte, vurgunda, millet haklarını yemekte, aşırı iğrençliklere düştüler. Milletin ümidi, serveti, gençlerin istikbali, eşkıyalar ve işbilir mafya için asla terkedilmeyen ve daimi oturulan bir yağma sofrası oldu. Ne yazık o günlerde sersemletilmiş, yutulmuş ve gücü alınmış devlet ve milletimiz bir daha kendine gelemedi”

Yüz yıl geçti. Aynı yerde sayıyoruz. Değişen yağma sofrasının büyümesi, yağmacıların sefalet ve iştahta yüz yıl öncekilere rahmet okutturması.

Bugün kurtlar sofraya kurulmuş. Dilleri dışarda bekliyorlar. Nihayet paylaşım günü geldi. Tek sıkıntı aynı lokmaya göz dikme tehlikesi. Heyecanla bekliyorlar hangi şirket bana, hangi holding kime gidecek diye. Tevfik Fikret çok enfes resmetmiş yağmayı. Az tadil edilmiş versiyonunu tercih ettim. Güncel bir kaç cümle ekledim:

“İşte bu sofra efendiler,
İşte bu sofra kan ağlayan
Can çekişen halkımızın sofrası.
Nesi var, nesi yoksa hepsi bu.
Bekler sizi efendiler bu sofra,
Nasıl da durur, nasıl da titrer karşınızda.”

Pür telaş bekliyorlardı. Nihayet bekledikleri gün geldi. Siyasete ne için girmişlerdi ki zaten. Millete hizmet etmişlerdi, şimdi de ücretlerini alacaklar. Tıpkı yüz yıl önceki gibi, tıpkı varlık vergisinde olduğu gibi. 1940’larda zamanın başbakanı Şükrü Saraçoğlu kapalı grup toplantısında : “Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz.” demişti

Bu haberler de ilginizi çekebilir