Zaman'ı öyle güzel anlattı ki...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Mart 5 2016
Kapıları kırılarak polislerin kontrol altına aldığı Zaman Gazetesi'nde yürek burkan manzaralar da yaşanıyor. Gazete çalışanları yıllardır emek verdikleri binalarının tanımadığı kimselerin eline geçmesine hem üzülüyor hem de tepki gösteriyorlar.
Zaman'ı öyle güzel anlattı ki...

İşte onlardan biri de gazetenin kıdemli muhabirlerinden Ahmet Dönmez. Dönemin Başbakan'ı Erdoğan'a sorduğu soruyla adını duyuran Dönmez, çalıştığı gazeteyi kendi internet sitesinde kaleme aldığı yazıyla anlattı. Oğluyla gazetede yaşadığı anıları da paylaşan Dönmez, duygu yüklü yazısında şu ifadelere yer verdi:


Ah benim canım oğlum. Ne çok severdim ‘Gazete’deki Esat’ı … Belki yıllar sonra hatırlamıyor olacaksın ama inan bu yüzden çok severdim pazarları. Seninle dış kapıdan içeri girdiğimizde, sırtında çantanla biraz mahcup, biraz heyecanlı ilk adımlarını sevgiyle izlerdim. Ben turnikeden kart okutup geçerken sen alttan süzülürdün. Ve illa ki asansörün düğmelerine sen basmak isterdin. Hangi katta ne var, hepsini bilirdin. Benim işimi çok severdin. Belki bu yüzden, ‘büyüyünce olacağın’ ilk şeydi ‘gazetecilik’. Hatta binaya gelince bir sevda kaplar içini, kendi kendine A4 kağıtlarından gazete yapardın. Kendince içine resimler çizer, haberler yazardın. Sonra onları bana zımbalatıp “Çıkardığım gazeteyi anneme gösterelim” derdin. Burada ne güzel abiler, ablalar da edindin, hatırlarsın. “Aslıhancığım”ların, “Ayşenurcuğum”ların, “Koraycığım”ların olmuştu…

Ne tuhaf oğlum; yıllarca o abilerinin, ablalarının ve babanın kullandığı, emeklerini kattıkları o binada yarın tufeyliler dolaşmaya başlayacak. Henüz ‘namahrem’ kavramını bilmiyorsun; ‘namahrem’ çiğneyecek ayak izlerimizi. Bizim masalarımıza oturacaklar. Bizim elbise dolaplarımıza ceketlerini asacaklar. Bizim toplantı odamızda bize küfür edecekler. Ve o namus bildiğimiz sayfalardan bize hakaret edecekler. Bizim geçtiğimiz kapılardan geçecek, bizim bahçemizden yürüyüp arabalarına binecekler. Kafeteryamızda çay içecekler. Her pazar senin koşuşturduğun, kahkahalarınla çınlattığın koridorları onların arsız gülüşleri kaplayacak. 


Diyorum ya, seninle bir ritüelimizdi o bizim. Pazarları severdim bu yüzden. Ben Zaman’ın içindeki o Esat Ziya’yı çok severdim. B

Bu haberler de ilginizi çekebilir