6 Şubat depremlerinde kaybolan çocuklara ne oldu?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Şubat 6 2025
Nurşen Kısa, 5 Şubat 2023 günü kız kardeşi Burçin, eniştesi Oğuz ve yeğenleri Ege ve Emir ile birlikteydi. Çocuklar üşümesin diye dışarıda yağan karı leğenlere doldurup, evde kardan adam yapmışlardı. Ertesi gün meydana gelen depremlerde Türkiye'de en az 53.537 kişi hayatını kaybetti.
Gültekin ailesinin Antakya'nın Odabaşı Mahallesi'nde yaşadığı sekiz katlı Nilüfer Apartmanı "iki metrelik bir enkaza" döndü.

O enkazdan Burçin-Oğuz Gültekin ve 10 yaşındaki oğulları Ege'nin cenazeleri çıkarıldı.

Fakat dört yaşındaki Emir'e dair bir iz bulunamadı.

Nurşen Kısa, BBC Türkçe'ye o günü anlatırken enkaza depremden bir buçuk saat sonra vardıklarını, 15 gün süren arama kurtarma çalışmaları sırasında hep orada olduklarını söylüyor:

"Enkaz kaldırılırken bile iş makinelerinin başında bekledik. Herhangi bir iz, parça, kıyafet bulabiliriz diye. Ama yok. Ne enkazda ne cesetlerin arasında."

Ege ve Emir (sağda) Gültekin, depremden bir gün önce üşümemek için evde karla oynamıştı
Nurşen Kısa yeğeni için "Çok tatlıydı, civciv gibi bir çocuktu" diyor.

Arama kurtarma çalışmaları son bulunca karakola kayıp başvurusunda bulunduğunu fakat üç ay sonra, "Emir anne tarafında mı, baba tarafında mı kalıyor?" diye sormak için adliyeden arandığını anlatıyor.

Emir'in kayıp olduğunu söylediğinde ise "Buna dair bir şey yok elimizde" cevabını aldığını aktarıyor.

Karakol yaşanan bu karışıklığa, geçici görevle gelen polis memurlarının dilekçeyi kaybetmiş olabileceği yanıtını vermiş.

Kısa, "O zaman sil baştan bir süreç başladı. Tekrar Emir'in fotoğraflarını, oturdukları yerin bilgisini verdik" diyor.

Aynı süreçte Burçin Gültekin'in mezarı da açılarak kimsesizler mezarlığındaki kişilerin örnekleriyle karşılaştırmak için DNA'sı alındı.

Fakat buradan da bir sonuç çıkmadı.

"Bir kere bile telefonum çalmadı, hep biz gittik"

Nurşen Kısa, bu süreçte kendi imkanlarıyla yedi ilde Sevgi Evleri'ne gidip yetkililere Emir'in fotoğrafını gösterdiğini ancak sonuç alamadığını anlatıyor.

Kamu kurumlarından kendisine yol gösteren olmadığını söylerken "Bir kere bile telefonum çalmadı, hep biz gittik" diyor.

Hatta bazı kamu kurumlarının halen aileyi "Emir nasıl? Bir ihtiyacı var mı? Kimde kalıyor?" diye sormak

Bu haberler de ilginizi çekebilir