(...)
Erdoğan belki farkında değil ama aslında Cemaat’e büyük bir iyilik yaptı.
Şöyle ki…
Cemaat her ne kadar küresel bir hareket olsa da özü itibariyle yerel. İşadamından eğitimcisine, yardım kuruluşundan akademisyenine herkesin yüzü Türkiye’ye dönük.
Bu durum aslında Cemaat için bir handikaptı.
Erdoğan’ın Gülen Hareketi’ne yönelik kanun kural tanımayan cadı avı sonrası Cemaat kendini yeniden konumlandırdı.
Artık ‘gerçekten küresel bir hareket’ olmaya doğru gidiyor.
Bu açıdan Washington DC’deki Türkçe Olimpiyatları’nın sembolik önemi büyük. Bu yıl 20 ayrı başkentte ‘Dil ve Kültür Festivali’ olarak düzenlendi.
Eskiden sadece Türkiye’den siyasiler programlara katılıyordu, artık bulundukları ülkelerin politikacıları geliyor.
Mesela festivalin ABD ayağına 20 civarında senatör ve milletvekili katıldı. ABD’li siyasiler öğrencilerle selfie çektirip yayınladı.
100’ü aşkın kongre çalışanı Türk yemekleri yiyip, uzun hava dinledi, çocuklarla sohbet etti.
Bir grup Türk okulu öğrencisi ABD televizyonunda canlı yayına çıktı.
Beyaz Saray’a da konuk olacaklar.
Özetle Erdoğan’ın despotik uygulamaları, küreselleşme konusunda yavaş kalan Cemaat’i zorla global bir harekete dönüştürüyor.
Bu yüzden Erdoğan’ın yok etmeye çalıştığı Cemaat’e aslında iyilik yaptığını söyleyebilirim.
(...)