Ahmet Şık'a verilmeyen belgede ne vardı?

Ahmet Şık'ın tutuklanmasına sebep olan kitabıyla ilgili bir sözü aslında itiraf niteliğinde

samanyoluhaber.com

Son dönemde bir çok gazeteci işsiz kaldı, mesleklerini yapamıyorlar.  Ruşen Çakır da onlardan biri. Yaygın mağduriyetlerin yaşandığı hizmet hareketine yakın kişilerle aynı kaderi paylaşıyor olsa da Çakır'ın cemaat ile mesafesini herkes bilir. Ülkemizin "özgürlüksüz hava sahası" haline gelmesinden herkes etkilendi-etkileniyor. 

Ruşen Çakır ile ilgili bir konuyu araştırırken karşımıza Ahmet Şık ile yapmış olduğu bir röportaj çıktı. Konumuz onunla ilgili. Yani cemaatin üzerine yıkılmak istenen Ahmet Şık'ın tutuklanması olayı.

Ahmet ŞIK Ruşen ÇAKIR ile yaptığı röportajda, 
"..hazırlamakta olduğum kitap basıldığı haliyle Cemaat hakkında bilinmedik bir şey söylemiyordu. Fakat bir haber kaynağım MİT’in, Cemaat’in ele geçirilen dijital arşivi üzerinden ciddi bir rapor hazırladığını ve bunu bana verebileceğini söylemişti." diyor. 

Devamında da hazırlığını yaptığı kitapta "Ergenekon ve MİT’in hazırladığı bu arşiv üzerinden bir şey anlatılacaktı." diye ekliyor. Ahmet Şık'a göre kendisi bu yüzden tutuklanmış. Bir yerde cemaatin "ele geçirilen arşivinden" bahsederken bir yerde "Ergenekon ve MİT in hazırladığı arşiv" den bahsediyor. Ele geçirilen bir arşiv mi var? Yoksa hazırlanan bir arşiv mi var? 

Bu çelişki kendisine sorulmamış. 

Ahmet Şik hakkında düzenlenen idddianamede Ergenekon Terör Örgütüne Yardım suçundan cezalandırılması talep ediliyordu. Yine iddianamede Odatv bilgisayarlarında ele geçirilen kitap taslağının ETÖ nün talimatı ile hazırlandığı ileri sürülmüştü. Ahmet Şık röportajında açıkça "Ergenekon belge verecekti ben de yazacaktım" diyor. 

Gelişigüzel bir açıklama olmasa gerek. 

Peki ama bu sözler  iddianameyi doğrulamış olmuyor mu? Söyledikleri ilginç.

Hakaret, Terör ve şiddet içermeyen, düşünce özgürlüğü kapsamındaki beyanların, hatta kimin talimatı ile yazılmış olursa olsun kitapların, suç konusu olmaması gerekiyor. Bu dönem için lüks olsa da ileride, aydınlık günlerde pozitif hukuk olması gereken hukuka mutlaka uygun hale getirilmelidir. Düşünce özgürlüğünün gereği de budur.

İçinden geçtiğimiz, hukuksuzluklar dönemi herkesin durduğu yeri açık bir şekilde ortaya çıkardı. Ahmet Şık tutuklanmadan önce Ergenekon'la ilgili kitap yazmış, eleştiriler getirmiş biri. Bu yüzden Ergenekon'la ilişkilendirilmesi bir çok kişide soru işaretlerine neden olmuştu. Şimdi kendisi bu ilişkiyi ifade etmiş. Anlaşılan o ki Ergenekon kendi amaçları doğrultusunda Ahmet Şık'ı her açıdan kullanmış. 

Şık'ın tutuklanmasına giden süreç böyle. Peki yargılama aşamasındaki süreç nasıldı?

Şık röportajın devamında onun da ipuçlarını veriyor.

"Tutuklanmamızın üstünden daha 1 ay geçmeden, Başbakan “bazı kitaplar bombadan tehlikelidir” diye açıklama yapıyor. Bizim duruşmamızın olduğu her mahkemeden önce, Erdoğan’ın gazeteciler için terörist diye açıklaması var. Bunun üzerine hangi heyet size serbest bırakır? Şimdi de bizim üzerimizden Cemaat’e vurmaya çalışıyorlar. " diyor.

Ahmet Şık bu sözleri ile ilk duruşmada tahliye edilmemesinin sorumluluğunu Erdoğan' a yüklemiş olmuyor mu?
(http://rusencakir.com/Gidin-hayatimdan-ozur-filan-istemiyorum-Ahmet-Sik-ile-soylesi-Tam-metin/4050)

10.11.2011 Tarihinde seçime iki gün kala o dönem Başbakan olan Erdoğan, NTV’ye konuk oluyor. Programda Ruşen Çakır'ın, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ı ziyaret ettiğini, kitap-bomba benzetmesinden rahatsız olduklarını sorması üzerine,  "Öyle kitaplar vardır ki bombadan daha tesirlidir" yanıtını veriyor. 
(http://www.ntv.com.tr/turkiye/erdogan-bazi-kitaplar-bombadan-daha tesirli,V6-67sjVaUuyUCAnarjHlg?_ref=infinite ) 

Ahmet Şık'ın açıklamaları doğru ise, alt alta okuyunca; 
a- Ahmet Şık'ın tutuklanmasına neden olan süreçte Ergenekon'un parmağı olduğu, kitabına eklemesi için kendisine bilgi-belge verme vaadinde bulunulduğu,  
b-Tutuklanmasından sonra Erdoğan'ın serbest bırakılmalarını istemediği sonuçları çıkıyor.

"Yoksa bu günlerde sözü edilen ittifak söylentileri 2010 yılına kadar mı uzanıyordu" Sorusu sizin de aklınıza gelmiyor mu? 

Bu belgeleri Ahmet Şık'a vermeyi kim vaat etmişti? Bu kişi veya kişilerin Ergenekon'la nasıl bir ilişkisi vardı? Sonradan kendisine verildi mi bu belgeler? Bu kişi veya kişilerin kitap taslağının ilk olarak bulunduğu yerle bir ilgisi var mıydı? Süreçte tüm taraflarla mesafesi ortaya çıkan Ahmet Şık'ın açıklayacağı yeni şeyler olabilir. Belki de olay o zaman daha da netleşecektir...
<< Önceki Haber Ahmet Şık'a verilmeyen belgede ne vardı? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER