AKP rejimi için güvenli limandı, peki şimdi ne olacak?

Katar'da yaşanan izolasyon sürecinin Türkiye'ye yansımalarının ne olabileceği tartışılıyor. Tr724'den Semih Ardıç herkesin sorduğu soruya cevap aradı

SHABER3.COM

Suudi Arabistan, Katar ile bütün münasebetlerini askıya aldığını ilan etmekle iktifa etmedi. İşareti ile Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yemen, Libya, Maldivler ve Mısır da Katar’a ambargo kararı aldı. Şimdilik 7 devlet (sayı neredeyse saat başı artıyor) Katar’ı ‘teröre destek vermekle’ itham etti. Bahse konu devletler Katarlı turist, yatırımcı ya da diplomatlara sınır dışına çıkmaları için 15 gün müddet tanıdı.

Konya’nın üçte biri kadar yüzölçümü olmasına rağmen dünyanın en zengin doğalgaz ve petrol rezervleri sayesinde 227 milyar dolar millî gelire ulaşan Katar’ı tam manasıyla bölgeden tecrit eden bu hamlenin siyasî ve iktisadî neticelerini bugünden kestirmek kolay değil. Ambargo kararının arkasında ABD’nin olma ihtimali fazla. Zira ABD Başkanı Donald Trump iki hafta evvel Suudi Arabistan’da İran’ı hedef alan mesajlar vermişti: “İran, terörist ve milis güçlere finansal ve askeri desteğini sonlandırmalı.” Akabinde Trump, birçok devletin terörizmin durdurulması ve radikalleşmenin yayılmasını engellenmesi için çözüm önerilerini sunduğunu dile getirmişti. Trump’ın “Birçok Müslüman ülke, bu yönde adımlar atmaya başladı” sözleri sanki Katar’a karşı alınacak tecrit kararının işaret fişeği oldu.

KATAR, İRAN’A YAKIN DURUYOR

Katar Emiri Şeyh Temim’in İran’ı “İslami bir güç” olarak tanımlaması bardağı taşıran son damla oldu. Bu ifadeler tekzip edilse de Katar’ın daha evvel İran ile müşterek petrol ve doğalgaz çıkarma teşebbüsü unutulmadı. Suudi Arabistan’ın resmî açıklaması krizin muvakkat bir kriz olmadığını ele veriyor: “Katar Haber Ajansı’nın hacklendiği yönündeki iddialar, Şeyh Temim’in açıklamalarıyla ilgili belirsizliği gidermek için yeterli değil. Hatta ajansın hacklenmediği yönünde de ciddi şüpheler var. Bu iddia sadece içine düşülen çıkmazdan çıkmak için ortaya atıldı. Genelin kanaatine göre, Şeyh Temim’in kullanmış olduğu ifadeler, Katar’ın mevcut siyasetini yansıtıyor.”

KATAR BORSASI ADETA ÇAKILDI

İran’a yakın durmakla ve radikal Selefi örgütlere silah/para desteği vermekle itham edilen Katar’ın ablukadan çıkması kolay olmayacak. Tek kara sınırı olan Suudi Arabistan kapısının kapanması ekonomiye darbe vuracaktır. Devam eden yatırımlar aksayacağı gibi kısa vadede gıda başta olmak üzere hemen her kalemde enflasyon artışı yaşanacaktır. Halkın krizin ilk gününde marketlere akın etmesi yaşanacak sıkıntıları haber veriyor. Borsa ilk günde adeta çakıldı ve endeks yüzde 8 düştü.

Ambargo kararı alanlar arasında Mısır’ın da yer almasına Katar misillemede bulunabilir. İnşaat sektöründe istihdam edilen 120 binden fazla Mısırlı mühendis ve işçi de her an sınır dışı edilebilir. Bu kadar fazla sayıdaki iş gücü kaybı inşaat sektörünü krize sürükleyebilir. 2022 FIFA Dünya Kupası takviminde aksaklık yaşanması ve krizin derinleşmesi FIFA’ya yeni karar aldırabilir.

KATAR HAVAYOLLARI’NA PAHALIYA PATLAYACAK

Suudi Arabistan ve BAE hava sahaları kapatıldığı için Katar Havayolları, İran ve Orta Afrika üzerinden daha uzun mesafeli uçmak mecburiyetinde kalacak. Ambargo kararını alan 7 memlekete uçuşlar durdu zaten. Kara sınırı devre dışı, havadan ulaşım da maliyetli hale geldi. 1915’ten 1971’e kadar İngiltere’nin hâkimiyeti altında kalan Katar’ın maruz kaldığı ambargo bir manada İngiltere’ye de mesaj niteliğinde. Beyaz Saray’ın 7 devletin arkasında durmaya devam etmesi halinde İngiltere’nin hamiliği bile Katar’a nefes aldıramaz.

KATAR’DAN GELEN PARALARIN SIRRI

Tam bu noktada Türkiye, daha doğrusu Erdoğan ailesi ile Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad El Sani arasındaki yakınlık daha manidar bir hal alacaktır. Ortalama üç ayda bir yüz yüze görüşen iki ismin rüşvet ve yolsuzluk belgelerinin ortalığa saçıldığı 17/25 Aralık 2013’ü müteakip yakınlaştığı sır değil. Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar’a sık sık gitmesi sadece devlet meseleleri ile irtibatlandırılmıyor.

2016 yılında Türkiye Katar’a 421 milyon dolarlık ihracat yaptı. Buna mukabil Katar’dan yapılan ithalat ise 271 milyon dolar oldu. O kadar geliş gidiş bu kadar düşük tutarda ticaret için değildi herhalde.

Katar’dan uçaklarla para geldiği hükümete yakın gazetelerde iftihar vesilesi olarak yazılıp çiziliyor. Bu para trafiğinin dünyanın önde gelen istihbarat teşkilatlarının dikkatinden kaçmadığı batı medyasında peşi sıra çıkan makale ve haberlerden anlaşılıyor.

GAZİANTEP HAVALİMANI’NDA KAYIT DIŞI BİR UÇAK

Hatırlatmış olayım: Gaziantep Havalimanı’ndan Katar’a uçuş olmadığı halde Katar Airways uçağının fotoğrafını Nokta Dergisi ‘Kayıt dışı bir uçuş’ başlığı ile kapağına taşımıştı. O uçak, Reza Zarrab’ın İstanbul Atatürk Havalimanı’nda evvela mühürlenen, devrin EKonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın hususî gayreti (!) ile tekrar uçmasına müsaade edilen altın dolu ULS Kargo’ya ait uçağı hatırlatmıştı. Hatta bu kareyi sosyal medyada ilk paylaşan Profesör Haluk Savaş 15 Temmuz 2016 darbe tiyatrosu bahane edilerek tevkif edilmiş, 5 ay sonra tahliye edilmişti. Erdoğan’ın selfie kapağı ve esrarengiz uçak haberini yayımlayan Nokta ise KHK ile kapatıldı. Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ile Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan 22 sene hapis cezasına çarptırıldı.

HER ŞEY LEGALSE BU KORKU VE ÖFKE NİYE?

Bütün bunlardan nasıl bir netice çıkıyor? Katar ile Türkiye arasındaki para trafiği tabii mecraındaysa mevzua temas eden herkese karşı kullanılan bu orantısız kuvvet neyin nesi? Digitürk’ün ihalesiz Katarlı BeIN Media Group’a satılması, Finansbank’ın yine Katarlı bir fon tarafından alınması gibi kafa karıştıran işlemler ortada duruyor. İddialara ikna edici cevaplar verilmedi şu ana dek. Türkiye’den sermayenin kaçtığı bir devirde OHAL’e rağmen cesaret edip gelen Katarlı şirketlerin asıl sahipleri ile niye müşerref olamıyoruz?

MİT, EL CEZİRE İÇİN ‘SAKINCALI’ DEDİ

El Cezire, MİT’in ‘millî güvenliği tehdit edebileceğine dair’ raporundan sonra Türkiye’de televizyon açmaktan vazgeçmedi mi? Herhangi bir yatırımcının RTÜK’ten televizyon lisansı onayı alması için MİT’ten ‘temiz’ raporu gelmesi şart. O raporun niye verilmediğini merak edenler El Cezire’nin PKK ve Güneydoğu haberlerini dikkatle okuyabilir.

Katar’ın televizyon kanalı açamadığı bir memlekette satışa çıkan her şirkete talip olduğuna kim inanır? Devletin sakıncalı bulduğu Katar’ı Erdoğan’ın müttefik ilan etmesinde hakikaten garabet yok mu? Erdoğan’ın tabur seviyesinde askeri (sayıları dönem dönem 300 ila bin arasında değişiyor), Katar’a hangi maksada matuf yolladığı da bilinmiyor. Şimdi o askerler muhtemel bir çatışmanın ortasında bırakılacak. Suudi Arabistan mı, Katar mı? Krizin ortasında Erdoğan bakalım hangisinden yana tercihte bulunacak?

KATAR ERDOĞAN İÇİN GÜVENLİ LİMANDI

Reza Zarrab ile kurulan rüşvet ağından arta kalan paraların ‘güvenli liman’ diye taşındığı bir kaç adresten biriydi Katar. Şimdi o liman ablukaya alındı. İran’da Ahmedi Nejad iktidarı kaybedince başta Babek Zencani (Zarrab’ın patronu) olmak üzere etrafındaki herkes yolsuzluktan hapse atılmıştı. İran devletinin ‘kayıp’ diye nitelediği 15 milyar doları getirmezse Zencani hakkında mahkemenin verdiği idam cezası infaz edilecek.

Körfez’de tansiyonu yükselten son kriz, Katar’da Emir Şeyh Temim’i tahttan indirebilir. Darbe ile ele geçirdiği koltuğa ailenin başka bir mensubu geçtiğinde Erdoğan ile yürütülen esrarengiz ilişkiler de şerh edilebilir. Katar’ın teröre destek verdiğini belirten beynel-milel ittifak, Malta ve Panama belgelerinin kilitli kasada tutulan kısmını yakında açıklayabilir. ‘Katar sana söylüyorum Türkiye sen anla!’ mesajının artçı sarsıntıları çok şedit olabilir.

O yüzden ‘Saray’da Katar sükûtu’ ifadesi krizi tarif etmeye kâfi gelmez. Doğru ifade ‘Saray’da Katar paniği’ olmalı.

ERDOĞAN İLE KATAR EMİRİ TAMİM SIK SIK GÖRÜŞÜYOR

2014 Temmuz: (O dönemde Erdoğan Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı) Katar Emiri Temim Ankara’da Erdoğan ile görüştü

2014 Eylül: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk konuklarından biri Katar Emiri oldu.

2014 Aralık: Katar Emiri yine Ankara’da, bu kez yeni kullanılmaya başlanan bin odalı Saray’da ağırlandı.

2015 Mart: Katar Emiri yine Ankara’da, Saray’da Erdoğan’la görüştü

2015 Nisan: 12 Mart’ta yaptıkları görüşmeden sadece 42 gün sonra, 24 Nisan’da Katar Emiri bu kez İstanbul’da Erdoğan’la görüştü.

2015 Temmuz: Katar Emiri yine İstanbul’a geldi, Erdoğan’la görüştü.

2015 Eylül: Yine İstanbul, yine Katar Emiri ve Erdoğan görüşmesi.

2015 Aralık: Bu kez bir değişiklik yapıldı. Erdoğan Katar’a gitti. 2   Aralık 2015’te Doha’da Katar Emiri ile görüştü.

2016 Şubat: Katar Emiri yine İstanbul’a geldi, Erdoğan’la görüştü.

2016 Aralık: Erdoğan, Türkiye’ye gelen Katar Emiri’ni havalimanında uçağın merdivenlerinde karşıladı.

2017 Şubat: Erdoğan, Doha’da Katar Emiri ile bir araya geldi.

(*) Ziyaret trafiğinin haricinde Erdoğan, Katar Emiri ile kimi açıklanan kimi açıklanmayan onlarca telefon görüşmesi yaptı. Erdoğan’ın Katar Emiri Temim Bin Hamad El Sani’nin babası Şeyh Hamad ile de sık sık telefonda görüştüğü biliniyor.

NÜFUSUN YÜZDE 87’Sİ GÖÇMEN

Başşehri: Doha

Nüfus: 2.216.500

Yüzölçümü: 11.521 km²

Konuşulan Lisanlar: Arapça, İngilizce

Para Birimi: Katar Riyali

GSYH: 227 milyar ABD Doları

Etnik Yapı: Nüfus’un yüzde 13’ü Katarlı Arap (yüzde 85’i Selefi/Sünni, yüzde 15’i Şii), yüzde 87’si yabancıdır. (Ekseriyeti Güney Asyalı Müslüman).

Semih Ardıç / Tr724
<< Önceki Haber AKP rejimi için güvenli limandı, peki şimdi ne olacak? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER