AKP'li eski vekilden ilginç tespit: 'AKP dindarlık algısında derin tahribatlara yol açtı'

AKP'nin son yıllarda dini siyasi amaçlarla kullanması karşısında toplumun dine karşı yabancılaşması ve dinden uzaklaşması, kimi muhafazakar çevrelerde AKP'ye yönelik tepkileri de beraberinde getiriyor.

SHABER3.COM



Karar gazetesi yazarı ve AKP eski Milletvekili Mehmet Ocaktan, 5 Mayıs tarihli, "Birileri cennetin anahtarını çalmış olabilir mi?" başlıklı yazısında, AKP'nin dindarlık algısında derin bir tahribat yarattığını belirtti.

"Müslümanların tarihi boyunca ne zaman insanlar dini ya da siyasi liderlere 'kutsiyet' atfederek adeta lider tapınmasına dönüşen kitlesel bir akıl tutulması yaşamaya başlamışlarsa, bu tapınmalar hep felaketle sonuçlanmıştır" ifadelerini kullanan Ocaktan, "Şimdi artık bizzat AK Parti’nin kendi siyasi aktörleri dahil, etrafında konuşlanan ya da kendisini bu partinin misyonu ile tarif eden herkes dini bir söylemle racon keser hale gelmiş bulunuyor. Zira dini değerlerin bu kadar örselendiği, dindarların kalitesinin adeta dip yaptığı böyle bir tablo hiç hayırlı sonuçlar üretmeyecektir" görüşünü dillendirdi.

"AK Parti her ne kadar işin başında hukukun üstünlüğü, özgürlükler ve insan hakları gibi demokratik değerleri esas alarak yola çıkmış olsa da, ne yazık ki sonunda siyasal motivasyonu sağlarken de, günahlarının üzerini örterken de dini referans olarak kullanmak gibi talihsiz bir sürece evrilmiştir" eleştirisinde bulunan Ocaktan, yazısını şu satırlarla sürdürdü:

"Şimdi artık bizzat AK Parti’nin kendi siyasi aktörleri dahil, etrafında konuşlanan ya da kendisini bu partinin misyonu ile tarif eden herkes dini bir söylemle racon keser hale gelmiş bulunuyor.

Ortaya çıkan görüntü öylesine yürek yakıcı bir durum ki, insanlar dinin böylesine hoyratça kullanılması ve din üzerinden adeta cennette arsa tahsisine varan şuursuzluklar karşısında gayri ihtiyari 'Yoksa bu insanlar cennetin anahtarını mı çaldılar?' gibi absürt sorular sormak zorunda kalıyorlar…

Düşünün ki AK Parti iktidarının büyük övgülerle Ayasofya Baş İmamlığına getirdiği, sonra dini değerleri yıpratan açıklamaları yüzünden görevden aldığı bu zat kendisiyle ilgili tepkilere 'Merak etmeyin ey güruh, haram (!) ettiğiniz vergilerinizden bana düşen hisseden hepinize kaliteli pamuk aldım, artık helal edersiniz, ne yapayım” gibi haşa Allah’a kafa tutan bir cevap verebiliyor.

Muhtemelen AK Partili yetkililer haklı olarak, 'Bu tür hezeyanlar bir partiyi bağlayacak nitelikte beyanlar değildir' diyerek itiraz edeceklerdir. Ve yine muhtemelen AK Partili vekillerin, belediye başkanlarının ve il başkanlarının şu ifadelerine de aynı şekilde itiraz edeceklerdir:

-'İnanıyorum ki bu (yani AK Parti’ye oy vermeniz) sizin ruzi mahşerde (mahşer günü) beraat (kurtuluş) belgeniz olacaktır.'

-'Allah, Başbakanımızı bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekat şükür namazı kılmamız gerekir.'

-'Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir. Ben bunu söylüyorum.'

-'Başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamber gibidir.'

Evet normal bir akıl sahibinin, doğrudan dine karşı yapılan bu tür saygısızlıklara itiraz etmesinden daha doğal bir şey olamaz. Dolayısıyla makuliyet sahibi her AK Partili de elbette bu tür hezeyanlara karşı çıkacaktır. Ancak hemen belirtmek gerekiyor ki, eğer bir partinin en tepesindeki isimler mitinglerdeki ve farklı mekanlardaki konuşmalarına ayetler ve hadislerle başlıyorlarsa vekillerin, belediye başkanlarının ve il başkanlarının liderlerine “kutsiyet” atfetmesi kaçınılmaz bir sonuçtur, bunu da unutmamak lazım…

Galiba esas tehlike; bu gidişat karşısında hiçbir tepki vermeyen ve susmayı tercih eden akil insanların, özellikle İslami bilim insanlarının ve muhafazakar sivil toplum kuruluşlarının sergilediği trajik durumdur. Zira dini değerlerin bu kadar örselendiği, dindarların kalitesinin adeta dip yaptığı böyle bir tablo hiç hayırlı sonuçlar üretmeyecektir."
<< Önceki Haber AKP'li eski vekilden ilginç tespit: 'AKP dindarlık algısında... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER