Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ziyareti, bugünkü Alman gazetelerinin başlıca yorum konusunu oluşturdu.
Deutsche Welle Türkçe servisinin aktardığına göre Die Welt gazetesindeki Deniz Yücel imzalı yorumda şu satırlar dikkat çekiyor:
“Türkiye Suriye'de bir tampon bölge oluşturmak istiyordu; şimdi kendisi tampon bölge oluyor. Seyahat kolaylıkları gösterileceği ve bir maskaralığa dönüşmüş olan üyelik müzakerelerinde yeni başlıklar açılacağı yönündeki muğlak vaatler, Merkel'in Türkiye'ye son olarak Kaddafi'nin üstlendiği sınır bekçisi rolünü biçtiği konusunda kimseyi şüpheye düşürmesin. Erdoğan şimdi Avrupa'nın, otoriter yönetim biçimine daha az eleştiri getireceği umudunu taşıyabilir.”
"MERKEL, TÜRK İÇ POLİTİKASININ ORTASINA DÜŞTÜ"
Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesindeki “Merkel'in görevi” başlıklı yorumda da Türkiye ile işbirliğinin maliyeti irdeleniyor:
“Merkel pazar günü seçimlere iki hafta kala istemeden de olsa Türk iç politikasının ortasına düşünce, Ankara'nın beklentilerine dair fikir sahibi oldu. Bu beklentiler arasında Merkel'in öncelikleri arasında olmadığı çok iyi bilinen üyelik sürecinin canlandırılması da yer alıyor. Çıkar çatışmaları ile siyasi, ahlaki ve hukuki açmazlar birbirine bağlanıyor. Başbakan Merkel, sığınmacı yükünü Avrupa ülkeleri arasında adil bir şekilde paylaştırmak isterken, bu konuda kilit rolü üstlenen Türkiye tarafından yükün paylaştırılmasına zorlanıyor. Türkiye ile işbirliğinin maliyeti ne kadar yüksek olacak?”
"MÜCADELENİN ETKİSİNİ GÖSTERMESİ ZAMAN ALACAK"
Süddeutsche Zeitung gazetesinde Heribert Prantl'ın kaleme aldığı yorumda transit ülkelerin desteklemenin önemine vurgu yapılıyor:
“Transit ülkelerdeki yani Ürdün, Lübnan ve Türkiye'deki mültecilerin Almanya ve Avrupa'nın çok daha fazla yardımına ihtiyacı var. Örneğin Lübnan'da 400 binden fazla çocuk okul çağında. Çocuklar ne kadar uzun süre okula gitmezlerse, iyi bir geleceğe sahip olma şansları o kadar azalırken, şiddeti tasvip etme ve kitaplar yerine bombalarla özgüvenlerini pekiştirme ihtimalleri artıyor. Bunu değiştirmenin yolu, kaçış nedenleri ile mücadeleden ve terörizmi önlemekten geçiyor. Fakat kaçış nedenleri ile mücadele edilse bile bu mücadelenin etkisini göstermesi zaman alacak. Yani Merkel'in Türkiye politikası, Merkel'in iyi olmayan iç politikasını ikame edemeyecek.”
"MERKEL, AB ÜYESİ ÜLKELERİ DE ARKASINA ALMAK ZORUNDA"
Volksstimme gazetesinde ise Merkel iç politikada karşı karşıya olduğu baskının artacağı görüşüne yer veriliyor:
“Başbakan Merkel, Türk hükümetine sığınmacı krizi konusunda arka çıktı. Fakat çok sayıda Avrupa Birliği ülkesi bunun ne anlama geldiğini sorarken, yapılan destek açıklamaları kimin işine yarar ki? Merkel Türklere yükün paylaşımı, para ve vize kolaylıkları sözü verebilir. Ancak AB üyesi ülkeleri de arkasına almak zorunda. AB ise bu konuda görüş ayrılığı içinde. Bu böyle olduğu sürece, durumda da bir değişiklik olmayacaktır. Yani Merkel Türkiye ziyareti ile sorundan kurtulmuş değil. Almanya da öyle. Merkel'in iç politikada karşı karşıya olduğu baskı daha da büyüyecek.”
CİHAN