Almanya'da 'Gri Pasaport' ile ilgili yolsuzluk da soruşturuluyor

Türkiye'den gri pasaportla insan kaçakçılığı yapıldığı iddialarıyla ilgili Almanya’da Ocak’tan beri 30 kişi hakkında soruşturma yürütüldüğü ortaya çıktı.

SHABER3.COM

Belediyeler üzerinden Türkiye'den gri hizmet pasaportlarıyla yurt dışına insan kaçırıldığı iddiasıyla başlayan soruşturmalar Almanya'da da genişletiliyor. Malatya Yeşilyurt'tan geçen yıl Hannover'e geldikleri ve geri dönmedikleri iddia edilen kişileri Almanya'ya davet ettiği ileri sürülen Ersin K. adlı kişi hakkında Hannover Başsavcılığı soruşturma başlatıldığını açıklamıştı. Savcılık, Ersin K.'ya 30 Temmuz- 30 Ağustos 2020 tarihlerinde sahte ziyaret davetiyeleri çıkararak çok sayıda kişiyi Almanya'ya çağırdığı suçlamasını yöneltiyor.

Ancak söz konusu soruşturmadan çok daha önce Bavyera Eyaleti'nde gri pasaportlarla bağlantılı daha kapsamlı bir soruşturmanın açıldığı ortaya çıktı. DW Türkçe'nin ulaştığı bilgiye göre, geçen yılın sonunda Bavyera'nın Çekya sınır kapısı olan Waidhaus'tan sorumlu federal polis şubesi, gri pasaportlarla bağlantılı bir şüphe üzerine inceleme başlattı ve sorumlu başsavcılığı konuyla ilgili bilgilendirdi. Ocak ayında da sorumlu "Weiden in der Oberpfalz" kenti başsavcılığı resmen soruşturma başlattı.

30 zanlıya karşı soruşturma
DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Weiden in der Oberpfalz Başsavcısı Gerd Schäfer, geçen yılın sonundan itibaren yürüttükleri bir soruşturma olduğunu doğruladı. Soruşturmanın şimdilik 30 zanlıyı kapsadığını, bunlar arasında Türkiye'ye davetiye gönderenlerin bulunmadığını, ancak soruşturmanın henüz başında olunduğunu ve incelemelerin de devam ettiğini söyledi.

Başsavcı Schäfer, Almanya'daki federal yönetim dolayısıyla kendilerinin sadece Çekya'dan Bavyera'ya geçişteki Waidhaus sınır kapısı bağlantılı şüpheleri Ekim- Kasım 2020 zaman dilimi için inceledikleri bilgisini verdi. Buna göre kentte yürütülen soruşturma Ekim- Kasım 2020 tarihlerinde gri pasaportlarla Almanya'ya en az 213 kişiyi getirdiğinden veya getirmeye teşebbüs ettiğinden şüphelenilen 30 zanlıyı kapsıyor.

Savcı, normalde insan kaçakçılığı olaylarında hukuki durumun daha net olduğunu, vizesi olmayan kişi veya kişilerin kaçak şekilde ülkeye giriş yapması şeklinde görüldüğünü, buradaysa resmi hizmet pasaportları ile Almanya'ya girildiğini, dolayısıyla da hukuki yönünün daha karmaşık olduğunu ifade etti. Savcı sözlerini "Henüz soruşturmanın çok başındayız" diye sürdürdü.


Almanya'da havalimanları, sınır kapıları, garlar ve limanlar gibi hava, kara, demir ve deniz yolundan gelişleri kontrol etmek federal polisin yetki alanında. Dolayısıyla insan kaçakçılığının buralardan yapıldığı şüphesi üzerine önce federal polisin söz konusu bölge şubeleri harekete geçiyor ve soruşturmayı da onların bölgesindeki yetkili savcılık üstleniyor. Weiden Başsavcılığı'nın dört ay önce gri pasaport soruşturmasını üstlenme nedeni de Çekya sınırındaki Waidhaus sınır kapısındaki kontrollerde görülen şüpheli vakalar.

Hannover'deki soruşturma ise bir sınır kontrolü kapsamına girmediğinden ve Malatya Yeşilyurt'tan insanları davet ettiği ileri sürülen şüpheliye karşı açıldığından sorumluluk Hannover Başsavcılığı'nda.

Sadece insan kaçakçılığı değil yolsuzluk da soruşturuluyor
Gri pasaportla insan kaçakçılığı iddiaları Almanya Federal Meclisi'nin Sol Parti milletvekili Gökay Akbulut'un girişimiyle Alman Federal Meclisi'ne de taşınmıştı. 

Almanya Federal Meclisi'nin Sol Parti milletvekili Gökay Akbulut'un sözlü sorusuna yanıt veren Alman hükümeti de Türk vatandaşlarının "gri pasaport" olarak bilinen hizmet pasaportlarıyla Almanya'ya girişleri meselesinin Alman makamlarınca uzun süredir bilindiğini belirtti. Hükümetin açıklamasında, sürdürülen soruşturmaların söz konusu kişilerin Almanya'ya vizesiz gelip kısa süre kalması veya burada iltica talebinde bulunmaları amacını taşıdığını ortaya çıkardığı vurgulandı. Söz konusu gri pasaportların çıkarılması sırasında rüşvet ve yolsuzluk yapılmış olduğunun da ihtimal dahilinde değerlendirildiği kaydedildi.

Hükümetin verdiği bilgilere göre Almanya Federal Polis Teşkilatı Başkanlığı, aldığı bir ihbar doğrultusunda geçen yılın sonunda bütün sınır kontrol noktalarında görevli memurları uyardı ve bilgilendirdi. Açıklamada Almanya Federal Polis Teşkilatı'nın Ocak ayından bu yana Türk makamları ile yoğun bir bilgi alışverişi içinde olduğu da belirtildi.

Ancak Almanya'da sınır kontrolleri genelde ihbar veya şüphe üzerine ya da rastgele yapılıyor. Bu nedenle Avrupa Birliği ülkeleri girişli insan kaçakçılığı olaylarının ortaya çıkarılandan çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.


Konu TBMM Dışişleri Komisyonu'nda da gündemdeydi

Öte yandan konu, muhalefet partilerinin de gündeminde. Ancak muhalefet partilerinin konunun TBMM'de araştırılıp tartışılması talepleri iki kez reddedildi. Konu hakkında TBMM Dışişleri Komisyonu'nun bilgilendirilmesi talepleri de kabul edilmedi. Bunun üzerine dün başka bir gündem maddesi ile toplanan Dışişleri Komisyonu'nda muhalefet partili üyelerin bastırılmasıyla gri pasaportlar konusu geniş bir şekilde ele alındı.

Dışişleri Komisyonu'ndaki oturumun tutanaklarına göre hararetli tartışmaların yaşandığı oturumda AKP'li komisyon üyelerinden Hasan Turan'dan ilginç açıklamalar geldi.

Tutanağa  göre, Turan, söz konusu skandalın ortaya çıkmasından çok daha önce bir gazetecinden gelen bilgi üzerine konuyu İçişleri Bakanlığı'na ilettiğini itiraf etti. Turan, "Daha kamuoyuna düşmeden, haberleştirilmeden duyum geldiğinde hemen bu mesele araştırılmalıdır" diyerek konuyu İçişleri Bakanlığı'na yönlendirdiğini belirtti.

Tutanaklara göre Komisyon'un AKP'li üyesi Ahmet Hamdi Çamlı ise konuyla ilgili açıklama talep eden muhalefeti eleştirdi. Çamlı, "Muhalefetin arayıp da bulamadığı tip malzeme bunlar, çiğnenip duracaktır" dedi. Çamlı, geçmişte Türkiye'den Almanya'ya yaşanan iş göçünü kastederek "Türkiye Cumhuriyeti devleti yurt dışına göndermek mecburiyetinde kaldığı, ekmek ve rızık veremediği çocukları Alman’ın domuz ahrında domuz pisliği temizleyip 3-5 mark para kazanmaya mahkûm ettiği, yurt dışına göndermek mecburiyetinde kaldığı bu çocukları… Eskisi gibi değil. Şimdi, Türkiye son yirmi yıldır terse dönüşün yaşandığı, efendime söyleyeyim, insanların bereketlenen topraklarına, neşvü nema bulan topraklarına geri dönmeye başladığı, akın akın geri dönüşlerin yaşandığı bir ülkedeyiz" diyerek yurt dışından Türkiye'ye tersine bir göç yaşandığını iddia etti.

Başsavcı Schäfer, şimdiye kadar Türk makamlarıyla işbirliği yapmadıklarını, ancak soruşturmanın ilerleyen aşamalarında bunun muhtemelen gerekeceğini belirtti. Savcı, özellikle de gri pasaportların nasıl verildiği noktasının isnat edilen suça yönelik cezada belirleyici olacağını, bunun tespiti için de pasaportların nasıl çıkarıldığı konusunda gelecekte Türkiye'den bilgi alınmasına ihtiyaç duyulacağını da vurguladı.

"Gri pasaportu suistimal edip geldilerse geri gönderin"
Komisyon toplantısında konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ise hizmet pasaportları konusunda endişeye gerek olmadığı cevabını verdi.  Kıran, İçişleri Bakanlığı'ndan gelen bilgiler nispetinde muhataplara her fırsatta "Gri pasaportu suistimal ederek ülkenize gelmiş kişiler iltica başvurusu yaptığı takdirde kesinlikle kabul etmeyin. Biz bunların hepsini ülkemize kabul etmeye razıyız ve iadelerini bekliyoruz" dendiğini belirtti. Kıran, bu konuda konunun Alman basınına yansımasıyla birlikte Almanya Dışişleri Bakanlığı nezdinde ve Türkiye'deki Almanya Büyükelçiliği nezdinde yakın temas içinde olunduğunu belirtti ve Ankara'nın bundan sonra da "aynı hassasiyet ve şeffaflıkla muhataplarla bilgilerin paylaşılmayı süreceğini" söyledi. Skandal üzerine gri pasaportlara vize uygulaması getirilebileceği kaygılarını da Almanya ile paylaştıklarını, Alman tarafının böyle bir durumun söz konusu olmayacağını ilettiğini savundu.

Dışişleri Komisyonunun muhalefet partili üyeleri ise soruşturmayı İçişleri Bakanlığı yürütse de yurt dışı ve diplomatik alanla bağlantısı nedeniyle konu hakkında Dışişleri Komisyonu'nun da bilgilendirilmesini talep ediyor. Komisyonunun CHP'li üyesi Utku Çakırözer, "Soruşturmayı İçişleri Bakanlığı yürütse de parlamentonun da denetim görevini yerine getirmesi gerekir, bizim bu konuyu Meclis gündemine ısrarla taşıma talebimiz bundan" diye konuştu.

DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Çakırözer, gri pasaportlar veya diğer pasaportlar yoluyla insan kaçakçılığı yapıldığı iddialarının incelenmesi için en iyi yolun bir araştırma komisyonu kurulması olduğunu, ancak bu taleplerin reddedildiğini söyledi. Konuyla ilgili meclis komisyonlarında bilgi verilmemesini de eleştiren Çakırözer, "Biz bu konuyu çok önemsiyoruz, çünkü gri pasaportların bu şekilde istismar edilmesi sonunda bu pasaportlara ve diğer hizmet pasaportlarına yurtdışından sağlanan kolaylıkların ortadan kalması sonucunu doğurabilir. Bundan da gerçekten bu pasaportla işini görecek olan gazeteci, bürokrat, sporcu gibi kesimlerin çok büyük mağduriyeti olabilir. Ayrıca hizmet pasaportlarının bu şekilde kullanımı Türkiye'nin itibarını da ortadan kaldırır" diye devam etti.

ÖNE ÇIKAN HABERLER