Almanya'da yeni 'Erdoğan' tartışması

Türkiye'deki 10 ülkenin Ankara büyükelçisi tarafından yapılan Osman Kavala'nın tahliye edilmesi yönündeki çağrı sonrasında gerilen iplerin yeni tartışmaları da beraberinde getirdiği belirtiliyor. Almanya'da Merkel sonrası kurulması beklenen yeni yönetimde yer alması muhtemel partilerden de söz konusu duruma tepki geldiği ifade edildi.

SHABER3.COM

Evrensel'de yer alan ve Yücel Özdemir imzası taşıyan habere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın 10 ülkenin Ankara büyükelçisinin, Osman Kavala'nın serbest bırakılması için birlikte çağrı yaptıkları gerekçesiyle “istenmeyen kişi” (Persona non grata) ilan edilmesi yönündeki talebine Almanya'daki partilerden sert tepki geldi.

Dışişleri Bakanı Heiko Maas konuyla ilgili sessizliğini korumaya devam ediyor. Yine Maas'ın partisi SPD ve muhtemel başbakan Olaf Scholz da bir açıklamada bulunmadı.

Buna karşı SPD ile koalisyon görüşmeleri sürdüren Hür Demokrat Parti ve Yeşiller milletvekilleri açıklamalar yaparak Türkiye'ye karşı sert yaptırım kararları alınması çağrısında bulundular.

Halen Federal Parlamento Dışişleri Komisyonu Başkanı olan ve Armin Laschet'ten sonra Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi başkanlığı için adı geçen Norbert Röttgen, Süddeutsche Zeitung'a yaptığı açıklamada, “Büyükeçilerin mahkeme kararı olmadan bir kişinin tutuklanmasına karşı yaptığı açıklama haklı ve yerinde. İnsan hakları sadece bir ülkenin içişleri değildir. Bu NATO üyesi olan Türkiye için de geçerli” dedi. Röttgen, Erdoğan'ın açıklamasına karşı bir çok AB üyesinden dayanışma açıklamasının geldiğine dikkat çekerek, “Eğer büyükelçiler gerçekten sınır dışı edilirse bu durumda AB'nin birlikte hareket etmesi ve elçilik düzeyinde ilişkilere son vermesi gerekiyor. AB ülkelerinin Erdoğan'a aynı şekilde cevap vermesi gerekiyor” dedi.

MUHTEMEL KOALİSYON PARTİLERİNDEN AÇIKLAMA

Önümüzdeki dönemde Sosyal Demokrat Parti (SPD) liderliğinde bir hükümetin kurulması için koalisyon görüşmeleri yapan Hür Demokrat Parti (FDP) de Erdoğan'ın çağrısında tepki gösterdi. Partinin dış politika konusundaki önemli milletvekillerinden Alexander Graf Lambsdorff da sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, aralarında Almanya'nın da olduğu çoğu NATO üyesi ülkenin Ankara büyükelçilerinin “istenmeyen kişi" ilan edilmesinin akılsızca, diplomasiye uymayan ve NATO'yu zayıflatan bir durum olacağına işaret edip “Erdoğan'ın bununla ilgilenmemesi gerekiyor” dedi.

Önümüzdeki dönemde muhtemelen dışişler bakanlığını devralacak Yeşiller'den ise daha sert bir açıklama geldi. Partinin Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour, yaptığı açıklamada, hukuk devleti ve demokrasinin ayaklar altına alınmasına seyirci kalınamayacağını ifade ederek, “Mevcut hükümet Erdoğan'a gerekli cevabı vermeli. Kurulacak hükümetin de Erdoğan'a karşı açık bir tonda konuşması gerekiyor” dedi.

Meclis Başkan Yardımcısı Claudia Roth ise yaptığı açıklamada yaptırım çağrısında bulunarak “Erdoğan'ın muhaliflere karşı artan vicdansızca tutumu engellenmeli. Uluslararası çapta yanıt verilmeli, silah ambargosu konulmalı” dedi.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI GÖRÜŞMELER YAPIYOR

Federal Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Erdoğan'ın açıklaması konusunda pazar gününe kadar sessizliğini korumaya devam ederken Dışişleri Bakanlığının diğer ülkelerle görüşmeler yaptığı ifade edildi. Bu temelde ortak bir tavrın belirlenmek istendiği ifade ediliyor. Bakanlık, cumartesi günü “Erdoğan'ın açıklaması bilgimiz dahilinde” açıklamasıyla yetindi.

Federal Hükümet Sözcü Yardımcısı Ulrike Demmer, cuma günkü olağan basın toplantısında bir soru üzerine, Erdoğan’ın, aralarında Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz’un da bulunduğu 10 ülke büyükelçisini hedef alan açıklamalarını "not ettiklerini" açıklamıştı.

Erdoğan, en son Eskişehir'de yaptığı açıklamada ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda'nın Ankara büyükelçilerinin “istenmeyen kişiler” ilan edilmesi için Dışişleri Bakanlığına direktif verdiğini söylemişti.

Almanya cephesinde yapılan açıklamalar ve girişimler, Türkiye'deki sürecin netleşmesini beklendiği şeklinde değerlendiriliyor. Halen Ankara'da bulunduğu belirtilen Büyükelçi Jürgen Schulz'un Berlin'de dönmek zorunda kalması durumunda, hükümetin diğer ülkeleri de yanına alarak bir yanıt vermesi bekleniyor. Bu yanıtın her iki ülke arasındaki ilişkilerde bir “dönüm noktası” olup olmayacağını ise zaman gösterecek.

"BERLİN'İN SONUÇ GETİRMEYEN ELEŞTİRİLERİ SADECE ERDOĞAN'IN İŞİNE YARIYOR"

Sol Parti Federal Parlamento Grubu Dış Politika Sözcüsü Sevim Dağdelen ise yaptığı açıklamada, Alman büyükelçisinin sınır dışı edilmesine karşılık Almanya'nın da benzer bir tutum alması gerektiğini söyledi. Dağdelen yaptığı açıklamada “Alman elçisinin sınır dışı edilmesinin bir karşılığı olmalı. Uluslararası hukuk çerçevesinde Türk büyükelçisinin sınır dışı edilmesi zorunlu. Bunun dışında yapılacak her şey Erdoğan'ın çatışma politikasının cesaretlendirilmesi ve kesintiye uğramadan devam etmesi anlamına gelecektir. Erdoğan'ın bu çatışma çizgisi, Almanya'nın verdiği desteği kesmesine vesile olmalı. Silah satışı ve mali destek son bulmalı. Erdoğan'ın Almanya'daki uşakları ve onun şiddet politikasını Almanya'ya taşıyan Bozkurtlar' gibi örgütlere karşı adım atılmalı. Bozkurtların yasaklanmasının tam zamanı. Berlin'in sonuç getirmeyen eleştirileri sadece Erdoğan'ın işine yarıyor” dedi.
<< Önceki Haber Almanya'da yeni 'Erdoğan' tartışması Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER