Arı Vızıltısı!

"2016 ABD seçimlerinde, Başkan Trump'ın Rusya bağlantılarına odaklanan usta gazeteciler, istihbarat örgütlerinin gözünden kaçan bir çok ayrıntıyı bir araya getirmeyi başarmışlardı. Başkan Trump, dört yıl önce aldığı bu derin yaranın iç kanamasını hala durduramadı. Bu başarılı gazetecilerden hiçbiri şu an hapiste değil ve yıllar önce tespit ettikleri gerçeklerin bir bir ortaya çıkmasını zevkle seyrediyorlar."

SHABER3.COM

Kadir Gürcan | samanyoluhaber.com
Arı Vızıltısı

Hayalperest olmayalım. Tenkid edilmekten, eleştirilmekten ve yanlışların önüne dökülmesinden kimse memnun olmaz. Hele iktidarlar hiç. 'Hata'yı bedava gelin verseniz, damat bulamazsınız. O yüzden, en masum hatalar bile kız kurusu ve müzmin bekar olarak sahipsiz kalmaya mahkumdur. “Hatalarımızın söylenmesinden, yapıcı tenkidden şikayetçi olmayız!” diyen siyasi lider ve despot iktidarlara sakın inanmayın. Hep yalan söylerler. 

Yazar, düşünür, gazeteci ve yorumcu olmanın kaderi hep bıçak sırtında yaşamaktır. Kulakları çekmeye hazır kahir el eksik olmaz. Bazen Saray, bazen iş adamları, bazen de kirli işlere karışmış, organize suç örgütleri ile iş gören karanlık tipler. Bu gözler neler gördü! Okuma özürlü magandalar, ailesinin yanında gazeteci vurmadılar mı? Kimlerin kulaç çekmeye iştahlı olduğunu siz de görün! Önemli olan, kimin çektiği değil, bu tür başıbozuklara karşı geliştirilmesi gereken hukuki savunma mekanizmalarıdır. İşe, despot idarelerle arasını iyi tutan medya soytarılarından, Saray müdahinlerinden uzak durarak başlamak gerekiyor. 

ABD'de de medya patronları var ve bunlardan bazıları Beyaz Saray ile iyi geçiniyor. Türkiye'de Fox olarak bilinen ve aslının sulandırılmışı olan medya oluşumu, ABD'de Başkan Trump'ın propaganda kanalı olarak iş yapıyor. Bizdeki Havuz Medyası'nın Amerikan versiyonu. Başkan Trump orada çalışanları, kapıcısı gibi azarlıyor, kulaklarını çekiyor ve Başkanlık Prestij ve imkanlarını bu medya kuruluşuna cömertçe boca ediyor. ABD seyircileri, Başkan Trump'ı görmek için bu kanalın müdavimi olmak durumundalar. Haliyle, ABD'nin en güçlü Cumhuriyetçi Medya oluşumu Fox çatısı altında birleşiyor. 

2016 seçim kampanyası esnasından, Trump'ın kadınlar konusundaki hoyratlığını sorgulayan Fox'ın ekran yüzü Megyn Kelly, bütün şöhretine rağmen işini bırakmak zorunda kaldı. Geçtiğimiz yıl, Kelly'nin gazetecilik kariyerini öne çıkaran “Bombshell” filmi büyük ilgi uyarmıştı. Başkan Trump kendisine prim vermeyen medya mensuplarından nefret ediyor. Elinden gelse, hepsini bir kaşık suda boğacak, hatta mevkidaşı Putin gibi, muhaliflerini zehirleyecek ama kanunlar müsaade etmiyor. Rus Devlet Başkanı'nın muhaliflerini uluorta zehirlemesi, yıllık alışkanlıklarından biri haline geldi. Bizim duyduklarımız 5-6 civarında. En son kurbanı, halen Almanya'da tedavi görüyor.

Kısa ya da uzun vadeli popülist kazanımlara herkes teşne ve her zaman alıcı buluyor. Trump'ın beklenen Messiah olduğunu düşünen dindar Amerikalılar için, mukaddes metinlerden hikaye devşiren kıt akıllılar ABD'de var. Bütün zorba liderler, medyanın sadece kendilerini destekleyen kısmını seviyorlar. Bu yüzden arka bahçelerinde, geniş bir medya ordusu beslemek ciddi bir gider kalemi.

Demokrasi mücadelesinde yol almış ülkelerde, yazar, çizer, düşünür ve gazeteci esnafının karşılaştığı riskler biraz farklı. Pahalıya mal olan demokrasi mücadelesi, fikir hürriyetini belirli ölçülerde koruma altına almış. En temel insani haklardan sayılan haber alma hürriyeti, anayasa maddesi olarak belirlenmiş. Başkan Trump'ı parmak uçlarına kadar titreten yazarlar ABD anayasasının kendilerine tanıdığı hakkı sonuna kadar kullanmakta tereddüt etmiyorlar. Trump ile girdiği ağız dalaşından sonra Beyaz Saray'ın günlük basın toplantılarına akreditasyonu iptal edilen, CNN muhabiri Jim Acosta bir sonraki basın toplantısına alınmadı. Bir ay içerisinde, Yüksek Mahkeme, Başkan Trump'ın ABD Anayasasına aykırı hareket ettiği ve bir gazeteciyi men etme  hakkının olmadığı gerekçesiyle, Jim Acosta'nın, Beyaz Saray basın toplantılarına giriş kartını iade etti. Acosta, katıldığı toplantılarda, Başkan Trump'ı fitil etmeye devam ediyor. Başkan Trump, Putin ile bir sonraki görüşmesinde, sizce neyi sorar? “Yoldaş Putin, şu en son kullandığın zehirden yanında fazla var mı?” CNN, kendi yazarına sahip çıkmakta şimdiye kadar taviz vermedi. 

Türkiye'de bir önceki siyaset kuşağının perde arkası figürlerinden olan medya patronu yeniden iş başı yapmaya karar verdi. Türk Siyasi Tarihi'nin kötü bir örneği olan Demirel'e yakınlığı ile bilinen Bursalı iş adamı, bir yerlerden işaret almış olmalı ki, medya işlerine tekrar döndüğünü duyurdu. Belki büyütülecek bir hadise değil ama, Bursalı İş Adamı'nın “Gazetecilerin kulağını çekerim...” şeklindeki ifadeleri, Türkiye'deki medya esnafının düştüğü kötü durum için ilginç bir deşifre oldu. Kulakları çekilmeye alışkın havuz medyasından ikna edici bir tepki de gelmedi. Yeni medya oluşumunda isimleri geçen sözüm ona yazar-çizer takımından da bir ses yok. Daha işe başlamadan omurgalarını iyice esnetmiş olmalılar. 

Geçtiğimiz on yıllarda, istihbarat birimlerinin sözcülüğünü yapan, “Rahatsız komutanlar!” a yakın duran ve iktidarın tetikçiliğini yapan medya yüzleri hiç eksik olmadı. Şimdi de var. Birileri hep, bunların kulağına bir şey fısıldadı, ulaşılmaz bilgileri çalışma masalarına bıraktı ya da herkesin kaybettiği zamanlarda onlar yine kazanan tarafta olmayı başardılar. Düne kadar muhalif medya içinde, patronuna yatta mangal yapan gazeteci, şimdi Cumhurbaşkanlığı uçağında, yeni patronunun omzuna tünemiş, tebessüm etmekten utanmıyor. 

Yazar, gazeteci ve bilumum medya esnafının arı vızıltısı halinde, despot ve diktatorvari liderlerin kulağı dibinde rahatsızlık vermeye devam etmeleri şart. İktidarın nimetlerinden istifade etmek için modern zorbalara soytarılık yapmak, basın özgürlüğünün iş tanımı içine girmiyor. Arı vızıltısını küçümsemeyin. Başına konan arıdan kurtulmak için tepe üstü çakılan iktidarların sonunu seyretmek için biraz sabırlı olmak gerekiyor.

2016 ABD seçimlerinde, Başkan Trump'ın Rusya bağlantılarına odaklanan usta gazeteciler, istihbarat örgütlerinin gözünden kaçan bir çok ayrıntıyı bir araya getirmeyi başarmışlardı. Başkan Trump, dört yıl önce aldığı bu derin yaranın iç kanamasını hala durduramadı. Bu başarılı gazetecilerden hiçbiri şu an hapiste değil ve yıllar önce tespit ettikleri gerçeklerin bir bir ortaya çıkmasını zevkle seyrediyorlar.

Dünya ağır-siklet boks şampiyonu, rahmetli Muhammed Ali'nin, “Float like a butterfly and sting like a bee!” sözü dilime takılınca, nedense, yazar ve düşünürün nasıl hareket etmesi gerektiğine dair ipuçları zihnime hücum etti. “Tarihe not düşmek!” gibi saçmalıklarla kendine misyon biçmektense, sürekli vızıldayıp despot ve zorba idareleri rahatsız etmenin daha isabetli olabileceğine iyice ikna oldum. 

<< Önceki Haber Arı Vızıltısı! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER