Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Kaynak Holding'e kayyım atanarak el konulması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. İnsanlarla fikren mücadele edilemediği yerde silahların konuşacağını vurgulayan Atıcı, "Burada da fikri mücadeleler yapılamadığı için, bir hak-hukuk ihlali söz konusu olduğu için hukuk kullanılarak bazı haksızlıklar yapılıyor. Bunların karşısında durduk CHP olarak, durmaya da devam edeceğiz." dedi.

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Kaynak Holding'e kayyım ataması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Şirketlerde zaman zaman problemler olabileceği ve hukuk çerçevesinde kayyımların atanabileceğini kaydeden Atıcı, "Her kayyım atamasına karşıyız anlamına asla çıkmamalı. Ancak bir kayyım ataması yapıldığı zaman bunun arkasında bir siyasi hesaplaşma, bunun arkasında bir intikam alma dürtüsü varsa en tehlikeli şey budur." sözlerinin altını çizdi.

"YA BENİMSİN YA KARA TOPRAĞIN MANTIĞIYLA KENDİSİNDEN OLMAYAN HERKESİ YOK ETME YOLUNA GİDİYORLAR"

İnsanlarla fikren mücadele edilemediği yerde silahların konuşacağını vurgulayan Atıcı, şöyle devam etti: "Burada da fikri mücadeleler yapılamadığı için, bir hak-hukuk ihlali söz konusu olduğu için hukuk kullanılarak bazı haksızlıklar yapılıyor. Bunların karşısında durduk CHP olarak, durmaya da devam edeceğiz. Bunlar değil miydi ki Ergenekon terör örgütünü icat edip bir sürü insanı içerde öldürüp, bir sürü insanın hayatını karartan; bunlar değil miydi ki Balyoz davasını icat edip bir sürü insanın onurunu ayaklar altına almaya çalışan. Şimdi benzer şekilde ya benimsin ya kara toprağın mantığıyla kendisinden olmayan herkesi yok etme yoluna gidiyorlar. İşin en kötü tarafı da bu işlemi yaparken hukuku kullanıyorlar."

"AYARINI BOZDUĞUN KANTAR GÜN GELİR SENİ DE TARTAR"

"Bir kanun çıkarıyorlar bir bakıyorsunuz eller havaya kalkmış, kanun kabul edilmiş, bu kanun çerçevesinde işlem yapılıyor, 'kanuna uygun' işlem yapılıyor." diyen Atıcı, şu eleştirilerde bulundu: "O iş bittikten sonra bir daha eller havaya kalkıyor, bu kanun iptal ediliyor. Bunun örneklerini geçmişte çok gördük. Örneğin dosyada gizlilik kararı olduğunda avukatlar dosyaya bakamıyordu. Dediler ki böyle bir şey olur mu? 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sırasında dediler ki avukatlar dosyaları görebilmeli, bu hukuka aykırı, insan haklarına aykırı dediler, elleri kaldırıverdiler, 17-25 Aralık dosyasında gizlilik kararı olduğu halde avukatlar, taraf avukatları bütün dosyaları inceledi. Tamam olması gereken buydu. Sonra o iş bitti. O işi kaldırdılar, şimdi yeni davalar geldiğinde bir daha eller havaya kalktı, gizlilik kararı varsa avukatlar yine dosyayı göremez hale geldiler. Hukukun ayarı ile sürekli oynayıp üstelik de kendi çıkarlarıyla, hukukla oynayıp bir kazanç elde etmeye çalışıyorlar. İşte bu tehlikeli bir şeydir. Halkımızın çok iyi bildiği bir laf var 'Ayarını bozduğun kantar gün gelir seni de tartar.' Bu kantar bunları da tartacak. Biz istiyoruz ki, laik demokratik sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde yargı bağımsız olsun. Bağımsız bir şekilde hepimizi yargılasın. Ben Aytuğ Atıcı olarak suç işlediysem ben bağımsız yargıya güvenmek mecburiyetindeyim, güvenmeliyim. Bu güveni ortadan kaldırmamalılar. Eğer bir şirket suç işlemişse yargıya güvenmeli."

"HANGİ ŞİRKET BATIRILACAK, 100 BİN LİRA VERDİĞİNDE ZATEN O ŞİRKET BATACAKTIR"

"Kaynak Holding'in terör örgütüne finansal destek kaynak yaratma iddiasını nasıl değerlendiriyorsunuz ve atanan kayyımların 100'er bin lira maaş almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Atıcı, şu cevabı verdi: "Bu kayyımda kimler var, ona bakmak lazım. Bu kayyımların AKP ile bağlantıları nelerdir. Daha önce Bugün gazetesi, televizyonu ve Kanaltürk'e de kayyım ataması yapılmıştı. O zaman incelendiğinde AKP ilçe başkanları ve AKP milletvekilleriyle çeşitli ilişkiler içerisinde olan kayyım heyetlerini maalesef gördük. Bunlar adeta mesleği kayyım haline gelmiş insanlar haline geldiler. Nereye bir kayyım atanacak hop oraya bu adamı gönderelim, hangi şirket batırılacak hop kayyıma verelim, çünkü ayda 100 bin lira parayı verdiğimde zaten bu şirket batacaktır. Bu kayyım atamalarını bir amaca yönelik olarak ve taammüden yapılan bir iş olarak görüyoruz. Ama eğer siz kayyım atar buraya üniversiteden bir hoca koyarsanız, bağımsız meslek örgütlerinde bir bilirkişi koyarsanız o zaman anlarım. Ama bunların AKP ile doğrudan ilişkileri olan insanlar tarafından kayyım heyeti olursa gazetelerin manşetleri bir günde değişiverir, şirketlerin tarzı bir günde değişmiş olur."

"BUNLAR HUKUKU KULLANARAK DİKTATÖRLÜK YAPIYOR, ADINA AKP SİSTEMİ DİYORUZ"

Gerekli hukuki düzenlemeleri elleri havaya kaldırıp yaptıklarını anlatan Atıcı, "Anayasa'ya aykırı olmayacak şekle getiriyorlar ve istediklerini elde ediyorlar. Bu düzenin adı diktatörlük bile değildir. Çünkü dikdatoryalarda diktatörlük 'ben ne arzu edersem o olur, ben bu ülkenin sahibiyim' diyor. Bunlar diyorlar ki 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik bir devlettir ve demokrasi yarışı içindeyiz. Peki ama biz dikdatörlüğümüzü nasıl yapacağız. Hukuku kullanarak.' Bu sistem diktatörlükten daha aşağı, diktatörlükten daha çukurda ve ne insana ne de insanlığa yakışan bir sistemdir. Bu sistemi asla adlandıramıyoruz, sadece adına AKP sistemi diyoruz." ifadelerini kullandı. CİHAN