Basketbol Federasyonu Başkanı Erdenay'a açık çağrı

Samanyoluhaber.com yazarı Behram Kılıç Enes Kanter'in A Milli takım kadrosuna alınmamasıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.

Basketbol Federasyonu Başkanı Erdenay'a açık çağrı

Basketbol Federasyonu Başkanlığı için iki aday vardı: Lütfi Arıboğan ve Harun Erdenay. Yıllar yıllar önce Harun Erdenay’ın evine misafir olmuş, kendisi ve kıymetli eşiyle görüşme imkanı bulmuştum. Erdenay’ın basketbolu bıraktığı günlerde gerçekleşmişti bu görüşmemiz. Son derece beyefendi ve nazik bir insan vardı karşımda. O görüşmeden sonra da basketbolla çok ilgilenmesem de Harun Erdenay’ı hep yakından takip ettim. Ve hep takdir ettim. Onu şiddetli tartışmaların odağında, kişisel egoların içinde göremezsiniz, görmedik bugüne kadar. Yapıcı, uzlaşmacı, kucaklayıcı bir mizacı vardı. Federasyon Başkanlığına aday olmasına da kendi adıma sevinmiştim. Zira F.Bahçe kulübünün şiddetle karşı çıktığı rakibi Arıboğan, yeni Türkiye mesajı içeren bir açıklama kaleme alarak, daha koltuğa oturmadan spora siyaset karıştırmış, siyasi iktidara selam çakmış bir kişiydi.

Neticede başkanlığı Erdenay kazandı. Kazandıktan sonra kucaklayıcı açıklamalarına devam etti. Milli Takım ile sorunlar yaşayan NBA’daki gururumuz Enes Kanter de bu babacan yaklaşımlardan nasibini aldı. Şu sözler Erdenay’a aitti: ‘Enes Kanter, bu sene yapılacak Avrupa Şampiyonası'nda kesinlikle forma giymek istediğini bize söyledi. Bu kriz aşıldı’.

Ancak Enes Kanter bugün açıklanan Milli Takım kadrosunda yer almadı. Koç Ergin Ataman, ‘Bu kriz aşıldı’ diyen Erdenay’ın sözlerini adeta yalanlayarak, ‘Enes benden önceki dönemde yaşanan olay için özür dilemedi ve benim sıcak yaklaşımıma olumlu cevap vermedi. Bu yüzden de milli takıma davet etmedik’ dedi.

Ya Ataman yalan söylüyor ya da Erdenay. Ama bir gerçek var ki NBA’de bu sezonu 15,5 sayı 8,9 ribaund ile kapatan Enes Kanter Milli Takım’da yok. Başka bir gerçek daha var o da Enes’in ‘düşünen ve eleştiri yapabilen bir sporcu olduğu’. Evet, Enes Türkiye’deki yolsuzluk operasyonlarından sonra ülkenin yüzde 60’a yakınının aldığı tavrı takınmış ve yolsuzluk yapanları eleştiren açıklamalarda bulunmuş bir sporcu. Bir çokları gibi başını kuma gömmemiş ve kendi çapında hükümetin son 1.5 yıldır bazı sivil toplum kuruluşlarına, medyaya yaptığı baskıları, baskınları eleştirmişti.

 Milli Takım açısından bakacak olursak iddia edildiği gibi geçmişte yanlış yapmış da olabilir. Genç bir sporcunun yanlışı pekala affedilebilir. Zaten Erdenay’ın yaklaşımı da bu yöndeydi. Ama görünen o ki devreye siyasi bir takım güçler girmiş. Enes Kanter, 1.5 yıldır özellikle medya ve sivil toplumun bir kesiminin yaşadığı cadı avına kurban gitmiş. 2013’de benzer bir durum Cenk Akyol’un başına gelmişti. İddialara göre Akyol, Gezi Parkı olaylarındaki duruşu sebebiyle takıma çağrılmamıştı.

Amerika Başkanı Barack Obama, geçtiğimiz aylarda ‘sporcular, toplumsal olaylar ile ilgili konuşmalı’ diyordu. Türkiye’de Enes konuştu başına bunlar geldi. Bugün Enes’e önce takım arkadaşları sahip çıkmalı. Sevseler de sevmeseler de. Sporun ruhuna aykırı karar alanlara en iyi cevabı onlar vermeli. Başlarını kuma gömerlerse bir gün sıra onlara da gelecek.

Kaybeden Enes ve Milli Takım'dan ziyade siyasi baskıya boyun eğdikleri her hallerinden belli olan Harun Erdenay ve Ergin Ataman oldu. Özellikle de tertemiz bir geçmişi bulunan Harun Erdenay. Meydanlarda en ağır dili kullanan, birbirlerine hakaret yağdıran siyasilerin saygınlığı ortada. Bırakın 50 sene geriye gitmeyi sadece son 13 yılda kaç tane hükümet kuruldu? Kaç 550 vekil meclis sıralarına oturdu? Ama hatırladığınız, bir çırpıda sayabileceğiniz kaç tane siyasetçi var? AKP’nin ilk spor bakanını hatırlayan var mı mesela? Lakin sporcular, hele halkın gözüne girmiş, sevilmiş, milli formayı terletmiş sporcular her zaman baş tacı edildi bu topraklarda. Harun Erdenay böyle bir sporcuydu. Böyle bir spor adamıydı da. Tertemiz mazisini siyasi baskılara boyun eğerek kirletmemeli. Bu yanlıştan dönmeli.

Erdenay ve Ataman; gelecekte bir gün ‘büyük baskı vardı, bu yüzden Enes’i milli takıma almadık’ derlerse şaşırmayacağız. 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası finalinin oynandığı Sinan Erdem’de dakikalarca yuhalanan dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kararda dahli var mıdır, yoksa bazı avaneler mi durumdan vazife çıkardı bilemiyoruz. Sözün özü şudur: Boş insan kişiyle uğraşır.

<< Önceki Haber Basketbol Federasyonu Başkanı Erdenay'a açık çağrı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER