Bazen en yakın görünen kimseler hiç beklenmedik tepkiler veriyor. Uzak gibi duran kişilerden ise zor günlerde umulmadık destekler alındığına şahit olunuyor. A. Hanım ve ailesinin yaşamakta oldukları zorlu süreçte başlarına gelenler bu durumun bir örneğini teşkil ediyor.

Zamanın başına dolanan zulüm sarmalından A. Hanım ve ailesi de nasipsiz kalmadı. Önce kocası herhangi bir gerekçe gösterilmeden açığa alındı. Birkaç ay sonra da hukuksuz bir şekilde mesleğinden ihraç edildi. Öğretmenlik yapan A. Hanım da işinden edildi.

Dört çocukları olan çift haksızca mesleklerinden ihraç edilmişti ama hayata tutunup evlerini geçindirmek zorundalardı. Zorlu iş arayış sürecinin ardından kocası bir firmada şoförlük yapmaya başladı. A. öğretmen ise oturduğu binanın temizlik işlerini yaparak aile bütçesine katkı sunmaya çalıştı.

Öğretmeni merdivenleri silerken gören bir komşusu “Yavrum sen bir öğretmensin. Bu halinize üzülüyorum. Sizin gibi mağdurlara bakıyorum hepsi pırıl pırıl insanlar. Bu işi anlamakta zorluk çekiyorum. Benim bir yardımım olursa çekinme, işin varken küçük çocuğuna ben bakarım” dedi. Birisi iki yaşında olan dört çocuk annesi öğretmen A. bu beklenmedik yardım teklifi karşısında çok şaşırdı. Komşusuna dualar etti.

Yeni hayatlarına adapte olmaya çalışan çiftin, bir gece yarısı polis tarafından kapıları çalındı. Eşi, evlerinde yapılan aramanın ardından dört çocuğunun ve karısı A. Hanımın gözleri önünde kelepçelenerek götürüldü. Götürülürken “Allah da kulları da masum olduğumuzu biliyor. Bu bir şereftir hiç üzülmeyin” dedi.

Kocasının gözaltına alındığını kendi ailesine ve kocasının ailesine haber veren A. öğretmen bu zor günlerinde ailelerinin suya sabuna dokunmak istemeyen tavırlarına maruz kaldı. Sadece kendileri gibi ihraç edilmiş olan kız kardeşi ve eniştesi “Hemen yola çıkıp geliyoruz. Sabaha orada oluruz inşallah.” diyerek desteklerini sundu.

10 günlük sıkıntılarla dolu geçen gözaltı sürecinin ardından A. öğretmenin kocası ve beraberindeki masum insanlar adliyeye sevk edildi. Herhangi bir delil içermeyen, bomboş dosyalarına rağmen hakim tutuklama kararı verdi. A. hanım bu karar karşısında “Rabbim sen bizi yanlış safta tutmadın. Haksızlığa maruz kaldık ama alacaklıyız. Ya zulüm yapan tarafta olsakta bunca masumun hakkına girseydik ne olurdu” dedi. Kocasının tutuklandığı haberini kayınvalidesine verdiğinde kayınvalidesinin beklenmedik derecede ağır tepkisi A. öğretmeni şoke etti.  Kayınvalidesinin “benim öyle bir oğlum yok, senin gibi bir gelinim ve torunlarım da yok….” sözleriyle başlayan hakaretleri A. öğretmenin ve çocuklarının acılarına acı kattı.

Kayınvalidesinin; suçsuz yere hapse atılan oğlunu, koca şehirde 4 çocukla yapayalnız kalan gelinini, babaları ellerinden alınan ve günlerdir çığlıklarla baba diyerek uyanan torunlarının psikolojisini düşünmeden söylediği ağır sözler dumura uğratmıştı.

Kayınvalidesine “Sen oğlunu tanımadıysan ben anlatayım. Benim eşim daha kafasını harama kaldırmadı. Şu eve haramı bir kenara bırak şüpheli şeyi sokmadı. Evlilik hayatımızda bir karıncayı ezdiğine şahit değilim. Yazık sana komşular bile senden iyi tanımış. Bana senin eşin gibi beyefendi birini tanımadık diyerek desteklerini açıklarken sen bizi sildiğini söylüyorsun. Bize Allah sahip çıkar. Sen nasipsizliğine yan” dedi.

Bir tarafta doğru yolun bedeli, diğer tarafta göz göre göre yapılan yanlışların tercih edilişi. Zulüm sürecinde herkes kendi tercihlerini yapıyordu. A. öğretmen “Biz doğru taraftayız. Bu tercihimiz şimdi canımızı acıtıyor ama kimsenin hakkına girmedik, kimseye kötülük düşünmedik, elbette sabreden mükafatı alacak. Bize zulmedenler, minicik yavruların gözünün yaşını akıtanlar, kazançları uğruna doğruya doğru diyemeyenler ve onların tarafında olanlar düşünsün” diyerek ahını Allah’a arz etti. Dört çocuğuyla birlikte uğradıkları zulümlere sabrederek kocasına kavuşacağı günü bekliyor.