Devir teslim töreninde sert çıktı

KKTC Cumhurbaşkanlığı görevini Derviş Eroğlu'na devreden Mehmet Ali Talat, ''çözüm ve AB'' diyerek çıktığı yolculuğun selameti için elinden geleni yapmaya devam edeceğini söyledi.

Devir teslim töreninde sert çıktı

Son günlerde hakkında yapılan bazı yayınlardan çok rahatsız olan KKTC'nin 2. cumhurbaşkanı Mehmet ali Talat, bugünkü devir teslim töreninden 5 yıl önce makamına geldiği pikap aracıyla ayrıldı. Talat, bunun kesinlikle bir protesto değil, yasalara saygı meselesi olduğunu söyledi. Talat, resmi devlet töreninde uygulanan “makam aracı ile evine bırakılması ve polisin de kendisine eskort etmesi” kuralını uygulamayarak kendine ait pikapla cumhurbaşkanlığından ayrıldı. Talat, Cumhurbaşkanlığı devir teslim töreninde, 30 dakika süren konuşmasında, bundan sonraki siyasi yaşamında halkla birlikte olarak ve ''halkın sesine ses katacağını'' ifade ederek, çözüm sürecinin takipçisi olacağını vurguladı. Cumhurbaşkanlığı döneminde Kıbrıslı Türklerin uluslararası varlığının çok daha görünür kılındığını¸ yıllardır oluşmuş ön yargıların kırılarak uluslararası alanda kabulde yol kat edildiğini ifade eden 2. Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs sorununun çözümü için yürütülen müzakerelerde de ilk kez gerçek bir ilerleme sağlandığını belirtti. Talat, bugün KKTC halkı ve devleti tanınmasa da, dünyada saygıyla karşılandığını vurgulayarak, ''Yani KKTC'nin yaşatılmasıyla yetinilmemiş, KKTC yüceltilmiştir'' dedi. Anılarıyla ilgili kitapta KKTC'nin ilanında ağladığını söylemesinin, siyasi rekabet için istismar edilmemesini ve kitapta anlattıklarının bir bütün olarak değerlendirilmesini istediğini belirten Talat, tarihin kendisini haklı çıkardığını, KKTC'nin kınandığını, spor ve ticaret ambargolarına maruz kaldığını; AİHM ve BM Güvenlik Konseyinin aleyhte birçok karar aldığını anlattı. Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun eski partisinin yayın organınca, kendisinin ve arkadaşlarının ''hırsızlıkla'' suçlanmasından duyduğu üzüntü ve kırgınlığı ifade eden Talat, özel eşyaları dışında ''tek bir iğnenin'' Cumhurbaşkanlığından çıkarılmadığını belirtti. Talat, kendisine ofis, personel ve araç verilmesiyle ilgili konuda da açıklama yaptı ve bu konunun manipülasyon amaçlı basına sızdırılmasını eleştirdi, bunun devlet geleneğine uygun olmadığını söyledi. Talat, yasalara uygun düzenleme yapılana kadar devlet olanaklarını kullanmayacağını bildirdi. -''KIBRISLI TÜRKLERİN LİDERİ SIFATIYLA DÜNYA ÖNÜNE ÇIKMAKTAN KIVANÇ DUYDUM'' Talat, 5 yıl boyunca KKTC Cumhurbaşkanlığı görevini onurla ve gururla yürüttüğünü belirterek, bu sürede egemenliğini, özgürlük ve kimliğini, her hal ve şartta korumasını bilmiş, bu uğurda gerektiğinde canını ve malını feda etmiş, direngen bir halkın, Kıbrıslı Türklerin lideri sıfatıyla dünya önüne çıkmaktan hep kıvanç duyduğunu söyledi. Gittiği her yerde, yaptığı her icraatta Kıbrıs Türk halkını hep aklında tuttuğunu, kalbinde taşıdığını belirten Talat, özünde bu halkın bir neferi olduğunu ve sıra nöbeti tuttuğunu hiç unutmadığını kaydetti. Kıbrıslı Türklerin barışçıl bir halk, uzlaşı kültürüne sahip, demokrasiyi içine sindirmiş, hoşgörülü insanlar olduğunu vurgulayan 2. Cumhurbaşkanı Talat, fikir farklılıklarına olgunlukla yaklaşmasını bilen bir gelenekten geldiklerini anlattı. -HALKA VE EROĞLU'NA BAŞARI DİLEDİ- Talat, 18 Nisan seçimlerinin olaysız gerçekleşmesinin halkın başarısı olduğunu belirterek, tüm halka teşekkür etti ve Cumhurbaşkanlığı görevini devralan Derviş Eroğlu'na da görevinde başarılar diledi. Kıbrıs Türkü'nün ekonomik refah, sosyal adalet, daha kaliteli demokrasi, AB ve Kıbrıs sorununun çözümü yoluyla dünyayla bütünleşme konusundaki ortak iradesi konusunda Eroğlu'nun atacağı adımların takipçisi ve teşvikçisi olacağını ifade eden Talat, bayrak yarışının süreceğini, bayrağı taşıyanın, bayrağı devreden tarafın da teşvik edileceğini kaydetti. 7 yıl önce Kıbrıs Türk halkının meydanları doldurmasından ve yüzde 65 oyla Annan Planına ''Evet'' demesiyle ortaya çıkan ortak iradenin halka yepyeni bir yol açtığını ifade eden Talat, şöyle konuştu: ''Referandum Kıbrıslı Türklerin egemenliğinin ve kendi egemenliğinin tayin hakkının tanındığının en önemli göstergesi olurken, açılan yol hem Kıbrıslı Türkler, hem Türkiye, hem de Kıbrıs sorununun diğer tarafları için öylesine temel ana yol oluşturdu ki, bizleri görev yaptığım sürede oldukça etkili bir hale getirdi ve halkımızı daha müreffeh düzeye taşıdı. İnancım ve beklentim aynı doğrultuda devam edilmesidir.'' -''TARİH BİZİ YAPTIKLARIMIZLA ANACAK''- Görevini hakkıyla yerine getirmiş olmanın huzuru içinde olduğunu ifade eden Talat, ''Tarih bizleri yaptıklarımızla ve bu ülkeye kattıklarımızla anacaktır'' dedi. Talat, görevi boyunca Türkiye ile tam bir uyum içinde ve ortak siyaset içinde çalıştıklarını vurguladı. Görevi süresince birçok önemli ülkenin başbakan ve dışişleri bakanları, ABD ve AB'nin üst düzey yetkilileriyle son derece yakın ve verimli ilişkiler geliştirdiklerini belirten Talat, BM ve İslam Konferansı Teşkilatı ve Avrupa Parlamentosu ile görüşmeler yaptıklarını, çeşitli yerlerde KKTC temsilcilikleri açıldığını anlattı. -''KIBRISLI TÜRKLERİN VARLIĞI DAHA GÖRÜNÜR''- Talat, ''Açık şekilde Kıbrıslı Türklerin uluslararası alandaki varlığı bu dönemde çok daha görünür kılındı. İğneyle kuyu kazarak ve uzun yıllar içinde hakkımızda oluşmuş ön yargıları kırarak katettiğimiz uluslararası kabul asla küçümsenemez'' dedi. KKTC ve Türkiye'nin elde ettiği başarıların semeresini görmeye başladıklarını ifade eden Talat, ''KKTC'nin tanınma zorluklarına rağmen, Kıbrıslı Türklerin tanınmışlığının seviyesini çok yukarılara çıkarmak için verdiğimiz uğraş, bana ve ekibime büyük moral destek oldu ve bizi daha da yoğun bir istekle çalışmaya itti'' diye konuştu. Mehmet Ali Talat, Kıbrıslı Türklerin AKPM'de ilk kez, İKT'de Kıbrıs Türk devleti olarak temsil edilmesini; AİHM'nin mülkiyet davalarında iç hukuk yolu olarak Taşınmaz Mal Komisyonunu işaret etmesini; Yeşil Hat Tüzüğü'nü, Mali Yardım Tüzüğü ile 259 milyon avronun ihale edilmesi; Lizbon Sözleşmesi'nin yürürlüğe girmesiyle AB'nin Direkt Ticaret Tüzüğü'nü yeniden gündemine almasını olumlu gelişmelere örnek gösterdi. -''YARIM YÜZYILDIR DEVAM EDEN MÜZAKERELERDE İLK KEZ GERÇEK İLERLEME''- Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulmaya yönelik yarım yüzyıldır devam eden müzakerelerde, ilk kez gerçek bir ilerleme kaydedildiğini; Türk tarafının çözümü zorlayan politikalarının, müzakere masasındaki yapıcı ve proaktif tutumunun Türk tarafına moral üstünlük sağladığını kaydeden Talat, bu süreçte aleyhte tek bir BM Güvenlik Konseyi kararı yayımlanmadığını, bilakis ortaya koydukları çaba ve yapıcı tutumlarının ve çabalarının destek gördüğünü söyledi. Talat, Kıbrıs sorununa çözüm bulunamamasının nedeninin Kıbrıs Türk tarafı olmadığının açık şekilde dünya kamuoyunun gözünün önüne serildiğini vurguladı. Bu başarılı çalışmaları tek başına yapmadığını; katılımcı bir mekanizma oluşturduklarını ifade eden Talat, destek ve emeğinden yararlandığı herkese teşekkür etti. Türk hükümetine, Türk Dışişleri Bakanlığına ve tüm kurumlarına destek ve işbirliği için teşekkür eden KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde en ileri iletişim ve teknoloji sistemlerini kurmayı da görev bildiklerini, kripto sistemi için gerekli yatırımların da yapıldığını kaydetti. -''SESİNİZE SES KATACAĞIM''- KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı Talat, halka hitaben şunları söyledi: ''Çözüm ve AB diyerek çıktığımız yolculuğumuzun selameti için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Bundan sonraki siyasi hayatımda da siz sevgili halkımla birlikte olacak, sesinize ses katacağım. Başlattığımız çözüm sürecinin başarıyla yürütülmesinin takipçisi olacağım. Bu uğurda sonuna kadar çalışacağım.'' Kıbrıslı Türkleri çözüm, refah ve dünya değerlerine kavuşturmak için çalışmanın, illa ki cumhurbaşkanlığı makamına oturmayı gerektiren bir siyasi vizyon olmadığını kaydeden Talat, ''halkından, Türkiye'den ve dünyadan kabul görmüş bir Kıbrıslı Türk lider olarak üzerine düşen her görevi bundan böyle de yerine getireceğini'' söyledi. Talat, ''tarihi kürsüde duygularını içtenlikle açıklamanın görevi olduğunu'' belirterek, şöyle konuştu: -''AĞLADIM DEDİĞİM KİTABIN BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİNİ İSTERDİM''- ''1976'da Kıbrıslı Türklerin genel kabulünü yansıtan iradesiyle Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin (KTFD) kurulduğunu; o günün şartlarında anayasası, tüm kurumlarıyla, uluslararası alanda kabul gören bu devlet yapısının, bazı kişisel ve konjonktürel nedenlerle KKTC'ye dönüştürülmesinin sonucu olarak, Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda düşeceği zor durumu o genç yaşımda gördüğüm için anılarımı anlattığım bir kitapta, 'ağladım' diye ifade ettiğim üzüntümü, sırf siyasi rekabet için istismar edilmemesini ve aynı kitapta anlattıklarımla bir bütün olarak değerlendirilmesini isterdim. Orada da dediğim gibi tarih beni haklı çıkarmış, KKTC kınanmış, spor ambargosundan, ABAD'ın (AB Adalet Divanı) ticaret ambargosuna, AİHM'nin Louzidu kararından, BM Güvenlik Konseyinin çok sayıda aleyhte kararına kadar birçok acı verici karar ve uygulama ardı ardına sıralanmıştır. KKTC ilanını ayakta alkışladıklarını iddia eden o günün iktidar mensupları, uygun politikalarla bu saldırıları göğüslemeye çalışacaklarına, dünyaya meydan okuyarak KKTC;yi ve Kıbrıs Türk halkını uzlaşmaz taraf olarak dünyaya tanıtmışlar ve izolasyonların yoğunlaşmasını teşvik etmişler ve en sonunda da Kıbrıs Rum tarafının tek taraflı olarak AB;ye girmesine çanak tutmuşlardır. Bu dönemde KKTC'yi ve Türkiye'yi kınayan birçok BM Genel Sekreteri raporu hazırlanmış, çok sayıda BM Güvenlik Konseyi kararı çıkmış, konfeksiyon sektörü dahil birçok ekonomik sektörümüz çökmüş ve ekonomik güçsüzlük bize her şartta kendi evladının boğazından kesip yardımı esirgemeyen Türkiye;den gelen yardımlarla aşılmaya çalışılmıştır. Tarihin garip tecellisine bakın ki o KKTC'ye karşı olduğu iddia edilen kişi, sokaklardan, miting alanlarından, halkın bağrından önce Başbakanlığa, sonra da KKTC;nin bu en yüksek makamına Cumhurbaşkanlığına seçilerek tüm bu olumsuzluklara savaş açmış ve Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte oluşturulan politikalarla eskinin yıkıntılarını birer birer ortadan kaldırmış ve durumu iyileştirmiştir.'' Son 6 yılda BM'de aleyhte hiçbir karar alınmadığını, ciddi eleştiri içeren rapor olmadığını kaydeden Talat, ''tarihin garip tecellisiyle ayakta alkışlayanların yıktıklarını, halkının içine düşürüleceği kötü duruma ağlayanın, birer birer kurtarmaya başladığını ve hem KKTC;yi, hem de Kıbrıs Türk halkını çok daha iyi bir noktaya taşıdığını'' söyledi. Talat, bugün KKTC halkı ve devleti tanınmasa da, dünyada saygıyla karşılandığını vurgulayarak, ''Yani KKTC;nin yaşatılmasıyla yetinilmemiş, KKTC yüceltilmiştir'' dedi. -''HAYATIM BOYUNCA KARŞILAŞTIĞIM EN AĞIR HAKARET''- ''Cumhurbaşkanlığının giderayak yağmalandığı'' iddialarına yanıt veren Talat, ''Bu utanç verici iddiaya vereceğim en kesin cevap şudur: Cumhurbaşkanlığından şahsi eşyalarımız dışında bir tek iğne dahi alınmamıştır. Az sonra gidip dolaşabilirsiniz'' dedi. Talat, konuşmasının son bölümünde, ''ne kendisinin ne de ailesinin boğazından haram lokma geçmediğini'' belirterek, herkes burs alıp yüksek öğrenim görürken, kendisinin çok ihtiyacı olmadığından, halkının bir lokmasını eksiltmemek adına burs veya nakdi yardım talebinde dahi bulunmadığını ifade etti. ''6 yıl önce Başbakanlığa Isuzu çift kabin kamyonetimle gelmiştim, bugün yine onunla dönüyorum'' diyen Talat, yasalara uygun düzenleme yapılana kadar da devletin herhangi bir imkanını kullanmayacağını, bunun kesinlikle bir protesto değil, yasalara saygı meselesi olduğunu söyledi. KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu;nun konuşmasını tamamlaması ve Cumhurbaşkanlığı forsunu kendisine takdim etmesinin ardından, tören kıtasına ''Allahaısmarladık'' diyerek veda etti ve Cumhurbaşkanlığından eşi Oya Talat ile birlikte, kendi kullandığı CR 284 plakalı Isuzu marka çift kabin kamyonetle ayrıldı.
<< Önceki Haber Devir teslim töreninde sert çıktı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER