Türk projeleri İsviçre'ye gelir kapısı

Bilimsel araştırmalar bakımından dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olan İsviçre bu üstünlüğünü devam ettirebilmek için başarılı yabancı öğrencilere yöneliyor.

Türk projeleri İsviçre'ye gelir kapısı

Özellikle ABD ile teknolojik anlamda rekabet edebilmek için artan teknoloji transfer ofisleri ve yenilik aktarım merkezleriyle dikkat çeken ülkede, üniversiteler ise teorik araştırmaların yanında ulusal ve uluslararası birçok kuruluşla gerçekleştirdikleri projelerle öne çıkıyor. Toplam kontenjanlarının yüzde 35'lerine varan oranda yabancı öğrenci barındıran üniversitelerin bu politikasının ardında ise üniversitelerin işleyiş yapısı yatıyor. İsviçre'de devlet destekli olan üniversiteler için en büyük gelir kaynaklarından biri, dünyanın önde gelen şirketleri ve sanayi kuruluşları gittikleri ortak projeler. Özel sektör için proje üreten üniversiteler bu çalışmaların üzerinden önemli paralar kazanıyor. Öyle ki üniversiteler toplam bütçelerinin 3'te birine varan oranını bu projelerden sağlıyor. Bu imkanı iyi değerlendirmek isteyen İsviçre okulları ise, aralarında Türk öğrencilerin de bulunduğu çok farklı ülkelerden başarılı proje çalışmaları olan gençleri burslu olarak kabul ediyorlar. İsviçre'de 2'si federal hükümete, 10 tanesi ise kantonlara ait toplam 12 üniversite bulunuyor. Burslu öğrenciler, eğitim ücreti ödemedikleri gibi, yer aldıkları projeler için de aylık 3-4 bin frank arasında para kazanıyorlar. İsviçre'de bir öğrencinin yaşamak için minimum bin 500 franka ihtiyacı olduğu göz önüne alındığında, bu öğrencilerin ülkeden para biriktirip dönme imkanları bile bulunuyor. 120 milyon dolara öğrenci şirketi Yabancı öğrencileri daha çok master ve doktora programları için tercih ettiklerini belirten Lozan Federal Teknoloji Enstitüsü (EPFL) İletişim ve Kurumsal Gelişim Müdürü Nikolas Henchoz, "Lisans eğitimi bizim için çok maliyetli. Bu yüzden bizim için asıl önemli olan yabancı öğrencilerin master ve doktoraya gelmeleri. Çünkü özellikle doktorada şirketlere yerleştirip gelir elde ediyoruz. Bu yüzden de dünyanın en iyi öğrencilerini çekmeye çalışıyoruz" diyor. 556 milyon franklık üniversite bütçesinin 424 milyon franklık kısmı devlet destekli olduğunu belirten Henchoz, 132 milyon franklık kısmın ise sanayi ve iş dünyasına yönelik yürüttükleri projelerden geldiğine işaret ediyor. Öyle ki, üniversite bünyesinde oluşturulan ve obezite hastalarına yönelik miğde kelepçesi üreten şirketi özel sektöre 120 milyon dolara satmışlar. Üniversite laboratuarlarında geliştirilen bilgisayar mouse'ları ise tüm dünyada 500 milyon adet satarak yine milyon dolarlarla ifade edilen çok büyük bir gelir bırakmış. Tüm bu başarılı projelerin altında ise, üniversiteye çok farklı ülkelerden gelen başarılı gençler imza atmış. Kantonlararası rekabet öyle yoğun ki, bazı üniversitelerde yabancı öğrenci oranı yüzde 35'lere kadar çıkıyor. Bu demek oluyor ki, özellikle teknik bölümlerdeki her 3 öğrenciden biri başarılı yabancı gençler. Sadece Lozan Üniversitesi'nde elliye yakın farklı ülkeden gençler öğrenim görüyor. Bu üniversitedeki Türk öğrencilerin sayısı ise 20. Öğretim kadrosundaki Türklerin sayısı ise 10. Aralarında asistanların yanı sıra dekan yardımcılığından bölüm başkanlığına kadar yönetim kademelerine gelenler bile var. Pazarlama Bölümü Dekan Yardımcısı Selin Şenocak da bunlardan biri. En tepede Türkiye var Çekmek istedikleri öğrenci profili için öncelikli hedef ülkeler belirlediklerini söyleyen Şenocak, "Listenin en tepesine Türkiye'yi ve Türk öğrencileri koyduk. Türkiye'nin ardından gelen hedef ülkelerimiz ise Rusya, Meksika ve Brezilya. Bu doğrultuda ODTÜ başta olmak üzere Türk üniversitelerine ziyaretler gerçekleştirmeye başladık" diyor. Özel sektörle de işbirliği arayışında olduklarını ifade eden Şenocak, bir amaçlarının da Türk sanayisinin önde gelen şirketlerine danışmanlık yapmak olduğunu vurguluyor. Öncelikli hedeflerinin Koç, Sabancı ve Zorlu grupları olduğunu ifade eden Şenocak, planlarını "Örneğin Vestel ile gidebileceğimiz bir işbirliği için Ahmet Nazif Zorlu ile görüşeceğiz. Ayrıca Zorlu Grubu'nun bor ile ilgili araştırma yapmaya başladığını duyduk. Gidip işbirliği önereceğiz. Mühendisleri İsviçre'ye gelsin, birlikte proje geliştirelim teklifinde bulunacağız" şeklinde açıklıyor. Özellikle enerji ve hidrolik konusunda Türkiye'deki şirketlerle işbirliği yapmak istediklerini söyleyen Şenocak, bu doğrultuda Ankara Ticaret Odası ile görüşmeler yaptıklarını, önümüzdeki ay da TÜSİAD ile görüşeceklerini dile getiriyor. 100 bin franklık kolejlerin önceliği Türk öğrenciler Evren Samur, Gebzeli bir öğrenci. Babası memur. Üniversite yıllarında mikroteknoloji üzerine yaptığı çalışmalar İsviçre'deki Lozan Federal Teknoloji Enstitüsü'nün ilgisini çekince bu üniversiteye burslu kabul edilir. Şu anda üniversitenin laboratuarlarında, tüm dünyada ameliyatlarda kullanılan biomedikal simulatörleri üretiyor. Arda Alp ise yine aynı üniversitede yapay zeka üzerine çalışıyor. Bilgisayar ve teknoloji yönetimi fakültesi ile ortak yürütülen bir projenin kuruculuğu ve koordinatörlük görevi Alp'e verilmiş. Siemens, Motorola, Alcatel, Lafarge, Cargill, Nestle, L'Oreal, Michelin ve Roche gibi dünya devlerine internet tabanlı çözümler üretilmesi üzerine çalışıyor. Üniversitenin öğrencilerin yürüttüğü bu tür projeler sayesinde sadece 2006 yılında elde ettiği toplam gelir ise 132 bin frank, yani yaklaşık 132 bin YTL. Evren, Zafer, Arda ve Mustafa çalışmalarıyla İsviçre üniversitelerinin dikkatini çeken 4 Türk genci. En büyük gelir kaynaklarından biri dünyanın önde gelen şirket ve sanayi kuruluşlarına proje üretmek olan İsviçre üniversiteleri özellikle teknik anlamda başarılı proje çalışmaları olan öğrencileri kendilerine çekebilmek için birbirleriyle yarışıyor. Öğrenciler eğitim ücreti ödemedikleri gibi yer aldıkları projeler için de aylık ortalama 3-4 bin frank para kazanıyorlar. Üniversitelerde Türk öğrencilerin yanı sıra Türk dekan yardımcıları ve bölüm başkanları da var. İsviçre'de üniversitelerin yanı sıra, kolejlerin gözdesi de Türk öğrenciler. Yıllık eğitim maliyetinin 50 ile 100 bin frank arasında değiştiği bu kolejler, başta Türkiye olmak üzere yabancı ülke öğrencilerini çekmeye çalışıyorlar. İsviçre'nin tüm dünyaca bilinen 9 kolejinin oluşturduğu Swiss Learning isimli oluşum da öncelikli hedef ülke seçimini Türkiye ve Japonya olarak belirlemiş durumda. Bütün olarak çok kaliteli olan İsviçre eğitim sisteminde İsviçreli ailelerin çocuklarını özel okula gönderme ihtiyacı hissetmediğini söyleyen Swiss Learning Başkanı Christophe Xavier Clivaz, "İsviçre'de aileler devlet okullarını tercih ediyor. Buna karşın İsviçre'deki kolejlerin kalitesi tüm dünya tarafından biliniyor. Bu nedenle öğrencilerimizin büyük çoğunluğunu yabancı öğrenciler oluşturuyor. Swiss Learning olarak öncelikli hedef olarak ise Türk öğrencileri seçtik" diye konuşuyor. Clivaz'ın müdürlüğünü yürüttüğü College Du Leman'da da şu anda anaokulundan 12'inci sınıfa kadar 20 Türk öğrenci eğitim görüyor. Tolga Kuru da bunlardan biri. Düşünülenin aksine eğitimin çok zor olduğunu söylüyor. "Burada pahalı okul demek, zengin çocuklarının rahat sınıf geçtiği yer demek değil" diye ekliyor. Kuru'nun eğitim gördüğü Beau Soleil College, Alpler'de bin 300 metre yükseklikte, alternatif eğitim ortamıyla tüm dünyada tanınan bir okul. Fransız sistemi ve İngilizce eğitim verilen uluslararası sistem olmak üzere eğitim iki ayrı eğitim sistemi var. Öğrenciler, üniversiteye hazırlanmak amacıyla ekonomi, edebiyat ve fen bilimleri alanlarından tercih ettikleri birinde de eğitim görebiliyorlar. Uluslararası bölümden mezun olan öğrenciler, her ülkede geçen "Uluslararası Bakelorya" (IB) diplomasına sahip oluyorlar. Öğrenciler İngilizce veya Fransızcanın yanı sıra Rusça, İspanyolca, İtalyanca veya Almanca dillerini de ikinci dil olarak öğreniyorlar. Kayak, yüzme, tenis, basketbol gibi spor aktivitelerinin yanı sıra drama ve dans eğitimleri de alıyorlar. Yatılı bir öğrencinin eğitim ücretinin ek giderlerle birlikte 95 bin frankı bulduğunu ifade eden Beau Soleil College Halkla İlişkiler Müdürü Celine Gelli, öğrencilerin birçoğunun İsviçre okullarını genelde 1 ya da 2 yıllık eğitim için tercih ettiklerini söylüyor. "Mustafa Koç ve Cem Hakko da bizden mezun" Lise eğitimini İsviçre'de yapan ünlü Türkler arasında Cem Hakko, Mustafa Koç ve Mustafa Sandal gibi isimler bulunduğunu söyleyen Swiss Learning Başkanı Christophe Xavier Clivaz, Cem Hakko ve Mustafa Sandal'ın College Du Leman, Mustafa Koç'un ise Lyceum Alpinum Zuoz’dan mezun olduğunu belirtiyor. İsviçre Eğitim ve Kültür Bakanı Pascal Couchepin Devlet bir öğrenciye 60 bin frank harcıyor İsviçre'nin eğitim bütçesinin 20 milyar frank olduğunu belirten Couchepin, bunun ülke milli gelirinin yüzde 5'ine denk geldiğine işaret etti. Üniversite düzeyinde tek bir öğrenci için devletin yaptığı harcama tutarının 60 bin franka kadar çıkabildiğine işaret eden Couchepin, "Türk öğrenciler başta olmak üzere birçok yabancı ülke gençlerinin İsviçre üniversitelerini tercih etmelerinin ardında da öğrencilere sağlanan bu geniş imkanlar yatıyor" dedi. Üniversitelerde öğrencilerin yüzde 25'ini yabancıların oluşturduğuna işaret eden Couchepin, profesörlerin 3'te birinin de yabancı olduğunu, bunlar arasında Nobel ödüllü bilim adamlarının da bulunduğunu söyledi. Türk okullarının eğitim kalitesinin artırılması için daha fazla yatırıma ihtiyaçları olduğunu belirten Couchepin, dünya ile rekabet edebilmeleri için gereken bir diğer ihtiyacın ise daha fazla özerklik olduğunu vurguladı. Birkaç hafta önce Türkiye'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile biraraya geldiklerini söyleyen Couchepin, İsviçre'deki öğrencilerin adaptasyonu ve yeterlilikleri konusu başta olmak üzere bir dizi görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti. İki ülke arasında öğrenci değişim programlarının artırılması üzerinde de görüşmeler yaptıklarını belirten Couchepin, "Türk öğrenciler İsviçre okullarına geliyor ama Türkiye'deki okullar İsviçreli gençler tarafından bilinmiyor. Bu okullarınızı tanıtıcı ve sağlanan burs sayısını karşılıklı olarak artırıcı adımlar atmak istiyoruz" dedi Swiss Learning'den İstanbul'da workshop İsviçre eğitim sistemini ve okullarını tanıtmak amacı ile kurulan Swiss Learning, 17 Mart'ta Swissotel The Bosphorus İstanbul'da bir workshop gerçekleştirecek. Swiss Learning bünyesindeki uluslararası yatılı okul, lise, devlet üniversitesi ve özel otelcilik okullarının katılacağı organizasyonda, İsviçre eğitim kurumlarının temsilcileri Türk öğrenciler ve aileleriyle bulaşacak. Okullardaki eğitim sistemi ve kabul şartları ile ilgili tanıtıcı faaliyetlerin gerçekleştirileceği workshop’a College du Leman, Institut Le Rosey, Brillantmont International School, Leysin American School, College Beau-Soleil, Les Roches Hotel School, TASIS, Zuoz, Glion Hotel School ile İsviçre üniversiteleri katılacak. Swiss Learning, Türkiye’de bulunan mezunlarını bir araya getirmek amacı ile 15 Mart’ta da İstanbul Les Ottoman Oteli’nde İsviçre konsolosunun katılacağı bir kokteyl düzenleyecek. Hepsi Türkiye'ye dönüp sistemi değiştirmek istiyor Evren Samur: Lozan Federal Teknoloji Enstitüsü'nde (EPFL) doktora eğitimi yapan Gebzeli bir öğrenci. Koç Üniversitesi'ni burslu bitirdikten sonra "yumuşak doku modellemesi" üzerine yaptığı çalışmalar İsviçreli profesörlerin dikkatini çekmiş. Şu anda Lozan'da Mikroteknoloji Bölümü Robotek Enstitüsü'nde üniversite için projeler üretiyor. Doktorların eğitimlerinde kullanılan ve ameliyatta karşılaşılabilecek bütün olasılıkları bilgisayarda simule eden "biomedikal simülatörler" üretiyor. Arda Alp: Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü burslu olarak bitirmiş. Şu an EPFL'de Yapay Zeka Laboratuarı'nda sanayi ve iş dünyasına yönelik projeler üretiyor. Bilgisayar ve İletişim Bilimleri Fakültesi, Yapay Zeka Laboratuarı ve Teknoloji Yönetim Fakültesi'nin yürüttüğü ortak bir projenin de kurucusu ve koordinatörlüğünü yürütüyor. Teknoloji transfari kapsamında Siemens, Motorola, Alcatel, Lafarge, Cargill, Nestle, L'Oreal, Michelin ve Roche gibi dünya devlerine internet tabanlı çözümler üretilmesi üzerine çalışıyor. Mustafa Özuysal: Manisa Turgutlulu olan Özuysal, eşiyle birlikte İsviçre üniversitelerine kabul edilmiş. Kendisi EPFL'de "bilgisayarlı görme" üzerine proje çalışmaları yürütürken, eşi Özden Özuysal da Cenevre Üniversitesi'nde Kanser Araştırmaları Enstitüsü için proje geliştiriyor. ODTÜ elektronik bölümü mezunu olan Özuysal, kriminolojide kullanılan bilgisayarlı yüz ve parmak tanıma sistemleri üzerine projeler geliştiriyor. Zafer Arıcan: ODTÜ elektronik mühendisliği mezunu Arıcan, Lozan'da Sinyal İşleme Enstitüsü için projeler üretiyor.Birkaç yıl bu üniversitede eğitimine devam ettikten sonra başka bir ülkede post-doktora yapmayı planlıyor. Nihai hedefi ise Türkiye'ye dönüp öğrendiklerini Türk üniversitelerinde uygulamak. Aslında İsviçre üniversitelerindeki Türk öğrencilerin hepsi ağız birliği etmişcesine Türkiye'ye döneceklerini söylüyor. Sebep ise onlara göre İsviçre'de eğitim alan herkesçe anlaşılacak kadar basit: "İsviçre'deki imkanları Türk üniversitelerine götürmek." İsviçre'de kalmak yerine Türkiye'ye döndüklerinde çok daha düşük ücretlere çalışacaklarının farkındalar. Şu anda doktora öğrencisi bir asistan olarak aldıkları para, Türkiye'de profesör olduklarında bile ellerine geçmeyecek bir miktar. Zafer Arıcan, "Buradaki eğitim sistemini gördükten sonra bir de Türkiye'deki üniversiteleri düşünüyorsunuz. Neden bizim üniversitelerimizde bu imkanlar yok diye düşünmeden edemiyorsunuz. Biz geri dönüp bir yerlerden başlamaya karar verdik" diyor. REFERANS
<< Önceki Haber Türk projeleri İsviçre'ye gelir kapısı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER