Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (
TOFED) Genel Başkanı
Mehmet Erdoğan son dönemde yaşanan
uçak rötarlarının yolcuları
karayolu taşımacılığına yönlendirdiğini belirterek ''
Nisan ayının ikinci yarısı itibariyle
otobüslerdeki doluluk oranlarında ortalama yüzde 20, 500 kilometrelik mesafelere çalışanlarda ise ortalama yüzde 50'ye yaklaşan bir artış söz konusu'' dedi.
Erdoğan, son zamanlarda artan rötarların özellikle
İstanbul'daki 2 havalimanının kente yetersiz kalmasından kaynaklandığını söyledi.
Doğu ile Batı arasındaki karşılıklı uluslararası uçuşlarda İstanbul'un
transit noktası olarak kullanıldığını hatırlatan Erdoğan, bu yüzden
Atatürk Havalimanı'nda iç hat uçuşlarında uzun beklemeler yaşanabildiğini söyledi.
Erdoğan, bu rötarlar sonucunda özellikle 400-500 kilometreye kadar olan iç hat destinasyonlarında yolcuların ''Havalimanında uçuş öncesi ve sonrası beklemelere ilave olarak 2-3 saat rötar da yaşayacağıma, otobüsle 5-6 saatte gidebilirim'' diyerek otobüslere yönelmeye başladığını dile getirerek, şöyle devam etti:
''Bu nedenle nisan ayının ikinci yarısı itibariyle otobüslerdeki doluluk oranlarında ortalama yüzde 20, 500 kilometrelik mesafelere çalışanlarda ise ortalama yüzde 50'ye yaklaşan bir artış söz konusu.
Ulaşımla ilgili öngörülerde zaten otobüslerin 100-400 kilometre, uçakların ise 500 kilometre ve üzerindeki mesafelerde rantabl olduğu kabul ediliyor.
Hızlı
tren devreye girdiğinde bu mesafeler otobüsler için 50-300 kilometre, hızlı tren için 250-500 kilometre, uçaklar için ise 500 kilometre ve üzeri şeklinde olacak. Sonuç itibarıyla İstanbul merkezli seyahatlerde uçaklardan otobüslere doğru yaşanan dönüşüm tedrici olarak kabul edilmelidir. Rötarlar sona erdiğinde İstanbul-
Ankara arası hariç daha uzak mesafelerde uçaklara olan ilgi sürecektir.''
Elektrikli otobüsler...
''Busworld
Turkey 2012- 4. Otobüs Endüstrisi ve Yan
Sanayi Uluslararası İhtisas'' Fuarı'nda sergilenen elektrikli otobüse de değinen Erdoğan, petrol rezervlerinin hızla azalması sonucunda otomotiv sanayinin farklı
enerji kaynakları araştırmasına giriştiğini,
hibrit ve elektrik enerjisiyle çalışan otomobiller ve otobüsler üretildiğini belirtti.
Erdoğan, fuarda sergilenen elektrik enerjisiyle çalışan otobüsün 280 kilometre yol yaptıktan sonra aküsünün 6-8 saat arasında
şarj edilmesi gerektiğini bildirerek, ''
Petrol istasyonları gibi akü şarj istasyonlarının kurulması ve organize olmasıyla elektrikli otobüsleri şehirlerarası yollarda görmek mümkün olacaktır.
Ama bu sürecin uzunluğunu, petrol dağıtım şirketlerinin direnci, akü şarj istasyonlarının organize olması ve daha yüksek olan otobüs fiyatına olan direncin kırılması belirleyecektir. Ben ortalama 10 yıl içinde elektrikli otobüslerin daha yoğun olduğu bir karayolu taşıma modeline geçileceğini düşünüyorum'' değerlendirmesini yaptı.
'Diğer
ulaşım modelleri gibi karayolu taşımacılığı da desteklensin'
Otobüs işletmeciliği sektörünün ana gider kalemlerinin başında akaryakıt geldiğini anlatan Erdoğan,
deniz ve havada taşımacılık yapan araçların ÖTV'siz akaryakıt kullandığına işaret eden Erdoğan, ''Ulaşım modelleri arasında yaşanan
rekabette, karayolu yolcu taşımacılığı sektörü, diğer ulaşım modellerinin devlet eliyle desteklenmesi nedeniyle yalnız kaldıkları hissine sahiptirler'' dedi.
Erdoğan, karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün
çatı örgütü olarak tüm dünyada toplu taşımaların desteklendiğini vurgulayarak çevreye büyük zararlar veren, trafiği daha da yoğunlaştırarak
trafik güvenliği riskini artıran özel otomobillerle seyahatlere karşı, otobüsle seyahatlerin desteklenmesini ve özendirilmesini talep ettiklerini kaydetti.
Bu talep doğrultusunda otobüslerin kullandığı akaryakıttan alınan ÖTV'nin yarısının
belgelendirilmek suretiyle belirli periyotlarda yüzde 50'sinin iadesini isteyen Erdoğan bu isteğin kabul edilmesi halinde hazinenin kaybedeceği ÖTV gelirinin kaçak akaryakıt kullanımının azalacak olması nedeniyle geri kazanılacağı ifade etti.
Erdoğan, tüm bu gelişmeler sonucunda otobüs işletmecilerinin akaryakıt zamlarını rekabet ortamında
bilet fiyatlarına yansıtamamaları nedeniyle ciddi olarak etkilendiğinin ve maliyetlerin altında taşıma yapmak zorunda kaldıklarının altını çizdi.
''Karayolu yolcu taşımacılığında en büyük
kural ihlali halen belgesiz taşıma yapılmasıdır''
Otobüs taşımacılığı yapan firmaların denetlenmesini
Ulaştırma Bakanlığı,
Emniyet Genel Müdürlüğü ve yerel
yönetim birimlerinin organize olmasıyla gerçekleştiğini aktaran Erdoğan, karayolu yolcu taşımacılığında en büyük kural ihlalinin halen belgesiz (Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliğine göre alınması gereken, şehirlerarası yollarda tarifeli sefer yapanlara verilen D1, arızi -kapalı grup yaşımacılığı- yapanlara verilmesi gereken D2, uluslararası tarifeli yolcu taşımacılığı yapanlara verilen B1 ve arızi sefer yapanlara verilen B2, kısa mesafe taşıma yapanlara verilen D4 belgeleri olmaksızın) yolcu taşımacılığı yapılması olduğunu söyledi.
Erdoğan, mahalle aralarından, hemşehri gruplarını taşımak üzere organize olan bu tür taşımacıların, otobüsün
teknik kontrolleri, şoförün yeterliliği ve
sigorta kapsamında taşımaların yapılması bakımından kontrol dışı çalıştığını ve 1000-1200 kilometreye kadar olan mesafelere bile yolcu taşıdıklarını anlattı.
Mehmet Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bunun yanı sıra bir de belge kapsamı dışında taşıma yapanlarla
kanun ve yönetmelik hükümlerini ihlal eden taşımacılar bulunmaktadır. Tüm bu taşımaların denetlenmesinden
Ulaştırma Bakanlığı ve bu bakanlığa bağlı olarak faaliyet gösteren Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü sorumludur.
Ulaştırma Bakanlığı özellikle ana arterler, E5, E6 karayolu üzerinde belirli mesafelerle denetim istasyonları kurarak bu sorunu çözmeye çalışmaktadır. Ayrıca, otoyol giriş ve çıkışlarıyla
köprü giriş çıkışlarında kontroller yapılmaktadır.
TOFED belgeli olmasına rağmen yasal mevzuata aykırı faaliyet gösteren üyelerini uyarmakta, tamamen belgesiz ve korsan olarak tabir edilebilecek taşımacıları ise Ulaştırma Bakanlığı'na bildirmektedir. Taşımaların mevzuata uygun yapılması noktasında Ulaştırma Bakanlığı ile TOFED arasında bir eşgüdümün olduğunu söylemek mümkündür.''