MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kendilerine 'her şeye hayır' demekle suçlayan partilere cevap verdi. Adana'daki Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen toplantıya katılan Bahçeli, 7 Haziran sonrası AK Parti'nin koalisyon hükümeti kurma sürecinde gündeme getirdikleri dört şartın üzerinde durarak, "Serok Ahmet'in bu dört şartı kabul etmesi mümkün değil. Vesayet altındadır, Recep Tayyip Erdoğan'nın korkusu, elini ayağını titretmiştir. Öyleyse bizimle hükümet kurması teklif edememe cesaretsizliğinin yanında mümkün de gözükmüyor." dedi.
"HAYIRDA DA ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN 'HAYIR VARDIR' DİYOR"
Görüşmeler sonrasında dışarıya çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bir saat sonra bir açıklama yaparak, 'MHP her şeye hayır' dediğini aktaran MHP Genel Başkanı, "Ondan sonra 77 araştırmacı, yazar müsveddesi, AKP beslemesi, 6 bine yakın Aktrol medya ve sosyal medyaya saldırır ve 'MHP hayırcıdır' der. Evet MHP biraz evvel söylediğimiz konulara 'hayır' diyor. Hayırda da ülkemiz ve milletimiz için 'hayır vardır' diyor. Türkiye'nin bölünmesine siz 'evet' diyor musunuz? Çözüm sürecinde Türkiye'nin geleceğini karartmaya 'evet' diyorsanız MHP bunlara 'hayır' diyor. Onun için biz seve seve hayırcı oluruz. Ama ihanete evet diyemeyiz." şeklinde konuştu.
AK Parti'nin çözüm sürecinde yapmış olduğu görüşmeler zincirinin son halkasının Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleştiğini hatırlatan Devlet Bahçeli, burada HDP heyetiyle 10 maddelik Dolmabahçe Mutabakatı'nın imzalandığına işaret etti. AK Parti seçmenine seslenen Devlet Bahçeli, şunları kaydetti: "Recep Tayyip Erdoğan'ı kurtarmak için, MHP'nin şartlarıyla bir hükümet kurulmasından korkarak, Recep Tayyip Erdoğan'ı korumak istiyorsanız; milletimizi kargaşaya, kaosa sürüklemeye hakkınız yok. Siyasette vazgeçilmez insan olamaz. Recep Tayyip Erdoğan'dan 'vazgeçemiyoruz' diyerek, memleketi bölmeye, yıkmaya, kardeş kavgasına sürüklemeye hakkınız yok. Böyle bir gerilim AKP'nin alayını bitirir. Onun için bugün, bu akşam vakti AKP'ye oy vermiş kardeşlerim Adana'dan hem sizlere, hem Türkiye'ye sesleniyorum: AKP'nin bu gidişatını bir gözden geçirin. Recep Tayyip Erdoğan'nın 'fili durum yarattım, şimdi bunun hukuki zırhını istiyorum' diyerek, 14 Ağustos, Rize'deki konuşması ile parlamenter sistemi değiştirip, Başkanlık sistemine geçmek, oradan diktatörlüğe heveslenmek, sizin kurtuluşunuz olamaz. Bu sonunuzdur, felaketinizdir. Şimdi buradan tüm Adanalılara sesleniyorum: Böyle bir gidişat, eğer televizyonlardaki ve sosyal medyadaki Aktroller aracılığıyla, 5 tane araştırma kurumunun sözlerine katılarak, 'Ya AKP tek başına iktidar olmalı, yoksa koalisyonlar Türkiye'yi felakete götürür, tablo değişmezse 3'üncü bir seçim kapıda olur' diye milletin iradesini baskı altına almak, seçim tehdidinde bulunmak, doğru bir siyasi hareket ve düşünce değildir."
"HAVUZ MEDYASI İLE HESAPLAŞACAĞIZ"
Havuz medyası ile bir gün hesaplaşacaklarını ifade eden MHP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onlarla da yüzleşeceğiz. Çünkü onlar maksat farklı bilgi, haber kaynaklarına sahip olmayan; yani şurayı şereflendiren aziz Adanalılar için, oylarını iktidarın gözüyle görmesini sağlamak varlıklarını devam ettiriyorlar. Görevleri de zaten bu. Şimdi havuz medyası ile Türkiye'yi görmeye çalışacak mısınız? Yoksa kendi gözünüzle mi hareket edeceksiniz? Biriken ve üst üste yığılan sorunların ise iktidarın yanlışlarından değil, iç ve dış düşmanların kumpaslarında kaynaklandığı, başlıca iktidar tarafından devamlı gündemde tutulmaktadır. Bilimsel ve yaşanan değerler çerçevesinde Türkiye'yi zorlar, tek başına AKP iktidarı için her yola başvurur iseniz, bunun sonu felakettir. Adalet ve Kalkınma Partisi özellikle Recep Tayyip Erdoğan, 'tekrar böyle bir güce eriştim' güç çılgını olur, her türlü deliliğe başvurabilecek bir yola saparsa, Türkiye'de zaten felaketin fişeği işaretlenmiş demektir. Bu yol tehlikelidir, bu yol Türkiye için bir kabustur. AKP iktidardaki çürümüşlüğünü devam ettirmeli ve tek başına iktidar olmamalıdır. Ama koalisyonlar itibariyle televizyonlarda bazı şeyler değişmez, 7 Haziran'ın bir benzeri olur der ise o zaman bu millet iradesi belki de 1 Kasım'da bir çözüm yolu bulur."
"PATLAMA SOKAKTA OLUR İSE TUNUS'TAKİ GİBİ ALLAH SONUMUZU HAYIR GETİRE"
1 Kasım'da mecliste benzer bir tablo çıkması halinde "5. bir parti oluşabilir" dediğini belirten Devlet Bahçeli, hükümete şu sözlerle yüklendi: "Aman yarabbi; AKP'de bir telaş başladı. 'Nereden söylüyor, nereden biliyor, nasıl olacak? 5. parti AKP'den olmaz; ama başka partilerden olabilir... Özellikle CHP'de ve MHP'de olabilir' diye iftiralara başladılar. MHP'de böyle bir anlayış memleketin bugünkü şartlarında mümkün değildir. MHP kendi tuzağını kendisi kurarsa, vatana en büyük yanlışı, millete en büyük yıkımı yapmış olur. Onun için 5. yapılanmayı, MHP'den değil, şu baskıcı rejimin kendi, yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya doğru bölünmesiyle oluşacağını iyi dikkat etmek lazımdır. Onun için her yerde söylüyorum. Toplumda bir sesiz öfke var. 10 Mart'tan bu yana seçim faaliyetleri yürütülüyor. Toplum yılgın, seçime karşı soğuk. Siyasi partiler yorgun. Böyle bir durum karşısında toplum, kendi kendine her gün televizyonlarda 7, 24 ya Recep Erdoğan'ı, ya Serok Ahmet'i dinleye dinleye kendi sesini de duyamamamın öfkesiyle içten içe yanıyor. Bu sesiz öfke bir yerde patlayacaktır. Bu patlama Allah vere demokrasi içinde olmalı. 1 Kasım'daki sandıkta olmalı. Yani 1 Kasım'da sandıkta sandık patlar ise AKP'ye 'Abbas yolcu' diyebilirsiniz. Demokrasi içerisinde bir iktidar değişikliğini millet iradesiyle ortaya koyar, Türkiye'yi bir krizden, kaostan, çatışmadan kurtarabilirsiniz. Ama bu başarılmaz, bu çılgınlıklar; Recep Tayyip Erdoğan'nın 'bana tekrar oy vereceksiniz' hilesiyle, baskısıyla devam ederse; o zaman patlama sokakta olur ise Tunus'taki gibi Allah sonumuzu hayır getire. O daha büyük bir kardeş kavgasıdır. O daha büyük bir yangındır. Türk milleti ve milliyetçiler olarak Türkiye'yi yakamayız, yıkamayız; ama sandığa gidip millet iradesini MHP'ye yöneltebiliriz."
"AİLE BOYU SANDIĞI GİDECEKSİNİZ"
1 Kasım günü vatandaşların sandık başına gitmesini isteyen Bahçeli, "Hal böyle olunca 1 Kasım günü alayınız hazır olacaksınız. Hanımefendi kahvaltıyı hazırlayacak. Çoluk çocuk kahvaltısını yapacak. Seçim kartlarınızı kontrol edeceksiniz. Hadi ailecek, gideceğiz, diyeceksiniz. Komşular, çalışanlar ve akrabalar olarak, gideceksiniz. MHP'nin iradesini orada göstereceksiniz. Bakın bakalım MHP'den kim oy çalacak, kim oylar yığınıyla onun ya tek başına iktidarını yada koalisyon şartlarında şu dört maddeyi kabul eden HDP dışında kim varsa, elimizi taşın altına değil; gövdemizi taşın altına kor, ülkeyi yönetimsiz bırakamayız."
CİHAN