ABD ile operasyon pazarlığı

Türkiye'nin Irak'taki PKK varlığına yönelik bir sınır ötesi harekât konusunu ABD yetkilileriyle konuştuğu ortaya çıktı.

ABD ile operasyon pazarlığı

Görüşmelerde Türkiye'nin bu kararı alması için ortada olan koşulların ABD tarafından başka yollarla engellenmesi gereğinin de gündeme geldiği öğrenildi. Konunun, Türkiye'nin Terörle Uluslararası Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Edip Başer ile ABD'nin PKK terörizmi ile Mücadele Özel Temsilcisi emekli orgeneral Joseph Ralston arasında 11 Aralık'ta Almanya'nın Stuttgart kentinde yapılan toplantıda ele alındığı, Başer'in gelişmeler üzerine 18 Aralık günü Ankara'da yapılan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'na bilgi verdiği anlaşılıyor. Görüşmeleri doğrulayan Başer, Radikal'in soruları üzerine şu açıklamalarda bulundu: Bizim bu görevimizin, Türkiye Cumhuriyeti olarak, sınır ötesi harekât dahil alacağı önlemleri engelleme gibi bir niteliği yok. ABD ya da herhangi bir devletin Türkiye'nin karar verme hakkına müdahalesi düşünülemez. Yaptığımız, Türkiye'nin yurtdışındaki herhangi faaliyeti için, yurtdışı bölümünde geri planda gerekli yardım faaliyetini yürütmektir. Türkiye terör örgütüne karşı sınır ötesi harekât kararını verecek olursa, ABD'nin bir engel çıkarmaması için konuşuyoruz. Bunun hangi koşullarda zorunluluk haline geleceğini, bu durumda Türkiye'nin kararını vereceğini, dolayısıyla bu koşulların oluşmaması gerektiğini, bu koşulların başka yollarla engellenmesi gerektiğini anlatıyoruz. Stuttgart toplantısından hemen önce teröristler bir helikopter düşürmüştü, yine şehitlerimiz olmuştu. Onları da fotoğrafları, belgeleriyle önlerine koyduk. Her ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de hükümetler, hareketlerinde halkın tepkilerini dikkate almak zorundadır. Bunları anlattık. Ralston, görevi almasından sonra ilk konuşmasında, askeri tercihin son seçenek olduğunu söylüyordu. Sonra söylemini 'tercih masada' olarak değiştirdi. Bu bilinçli bir değişiklik. Gerçi Ralston askeri harekât için 'ilk tercih değil' diyor. Doğru, bizce de ilk tercih değil. Zaten tek başına askeri bir çözüm de yok. Terörün tek başına askeri harekâtla çözümü söz konusu değil. Karşınızda net bir ordu yok öncelikle. Bir hainler çetesi var. Irak'taki sorunun bizim askeri harekâtımıza gerek kalmadan çözümünü Amerikalılara şöyle anlatıyoruz: Siz gerek Irak hükümeti, gerekse Kürt gruplara gerekli baskıyı uygularsanız, PKK kampları dağıtılır, silahları bırakırlar, o zaman askeri harekâta gerek kalmaz. Bu işin sorumluları Türkiye'ye teslim edilir, adalet işlemeye başlar, o zaman harekâta gerek kalmaz. Arzu edilen budur. Anlattıklarımızı anlayışla karşılıyorlar. Dört ay önce temaslara ilk başladığımız zaman konuya bakışları ile şimdiki çok farklı; bizce olumlu yönde. Toplantıda (18 Aralık TMYK) da söyledim; Ralston'un ifadesi ile, ABD artık PKK'nın ABD çıkarlarına da tehdit oluşturduğunu görmeye başladı. Amacımız kulvarları birleştirmekti, sanırım o yolda ilerliyoruz. Yakında sonuç alırız. İlk günden sonuç beklenmemeli. Ama istihbarat değişimi devam ediyor, kararlar alınıyor, kararlar bazı alanlarda eyleme de dönüşüyor. Bu sonuçların hepsinin gözle görülmesi mümkün değil. Hatta bazılarını göstermemek gerekiyor. Biz bu görevi alkış almak için değil, sonuç almak için üstlendik. Arka plandaki gelişmeler Başer'in açıklamaları böyle. Gelişmelerin arka planında, PKK'nın Irak sınırından sızarak Türkiye'de tırmandırdığı eylemler, 2006'nın başlarından itibaren TSK'nın Irak sınırına takviye birlik kaydırmasına yol açmıştı. Temmuz başında saldırıların tırmanması üzerine önce TMYK toplanıp durum değerlendirmesi yapmıştı. Başbakan Erdoğan dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök ve komutanlarla ve aynı gün (17 Temmuz) Bakanlar Kurulu ile toplantı yapması ardından TSK'ya yazılı siyasi direktif yoluyla PKK terörizmini durdurmak için karşı her türlü önlemi alma talimatı vermişti. Kapsamlı bir sınır ötesi harekâtın başlamaması, ABD Başkanı Bush'un 22 Temmuz'da Erdoğan'a telefon ederek, elinden geleni yapacağını söylemesine bağlanmıştı. Bush'un PKK ile mücadelenin hem Amerikan sistemi içinde, hem de uluslararası planda koordinasyonu için özel temsilci olarak Ralston'u ataması, Erdoğan'ın da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın teklifiyle Başer'i özel temsilci ataması bu gelişmelerin ardından gerçekleşmişti. Türk ve Amerikalı yetkililerin Irak'taki PKK'ya yönelik bir Türk askeri harekâtına zemin oluşturacak koşulları konuştukları günlerde Washington'da yayımlanan Irak çalışma Grubu (Baker-Hamilton) raporunda da, Irak'ta işlerin bu kötülükte gitmesi halinde Türkiye'nin kuzeyden, İran'ın ise güneyden Irak'a girebileceğinin yazılmış olması dikkat çekici bir başka durum. RADİKAL
<< Önceki Haber ABD ile operasyon pazarlığı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER