Zaman Gazetesinde yer alan habere göre
Aselsan'da kritik projelerde görev alan mühendisler Halim Ünsem
Ünal,
Evrim Yançeken ve Hüseyin Başbilen'in esrarengiz ölümleriyle ilgili
Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü
soruşturmada çarpıcı gelişmeler yaşanıyor.
'İntihar' denilerek
takipsizlik kararıyla kapatılan Hüseyin Başbilen'in dosyası yeniden açıldı. Başbilen
ailesi, suç duyurusunda
Ergenekon sanıkları
Emin Gürses ve Ümit Sayın'ın Aselsan'da-ki
intiharlara ilişkin
telefon konuşmalarını savcılığa
delil olarak sundu.
'İntihar' denilerek takipsizlik kararıyla kapatılan Hüseyin Başbilen'in ölümüyle ilgili soruşturmada
Ergenekon sanıklarının ismi geçti. Başbilen, 7
Ağustos 2006'da Ankara'da aracının içinde bilekleri ve boğazı kesilmiş halde bulunmuştu. İlk soruşturmada takipsizlik kararı verilmesi üzerine Başbilen ailesi, 'oğullarının
cinayete
kurban gittiğini' iddia ederek yeniden suç duyurusunda bulundu. Aile, Ergenekon iddianamesindeki Emin Gürses ve Ümit Sayın'ın Aselsan'daki intiharlara ilişkin telefon konuşmalarını da savcılığa delil olarak sundu. İntiharlara ilişkin dosyayı dönemin Ergenekon Savcısı
Fikret Seçen de Ergenekon kapsamında değerlendirdi. Ailenin dilekçesi üzerine soruşturmayı yürüten Savcı
Veli Dalgalı,
Ergenekon soruşturması savcılarından mühendislerin ölümüyle ilgili 'bilgi ve
belge' bulunup bulunmadığını sordu.
Ergenekon sanıkları Gürses ve Sayın'ın, telefon görüşmelerinin gönderilmesi üzerine savcı, Sayın ve Başbilen'in çevresinde bulunan kişilerin HTS (geçmiş görüşmelerin
arama, aranan ve konuşma süresi) kayıtlarını istedi. 2006, 2007 ve 2008'e ilişkin kayıtlarda Sayın'ın Başbilen'in ölümünden sonra Aselsan santralinden bazı kişilerle görüşme yaptığı tespit edildi. Ancak kimlerle irtibat kurduğu belirlenemedi.
Soruşturmayı yürüten Savcı Dalgalı, Ergene-kon'dan tutuklanmadan önce
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nda görevli olan Sayın'ın Başbilen'in ölümüne ilişkin
Adli Tıp raporuyla yakından ilgilendiğini belirledi. Sayın, Emin Gürses'le yaptığı Ergenekon iddianamesine giren telefon görüşmelerinde Adli Tıp'ın üç ölümden en az birinin cinayet olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Bu gelişmeler üzerine Sayın'ın Savcı Dalgalı tarafından
şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldığı kaydedildi. Savcı Dalgalı,
Deniz Feneri e.V soruşturmasına atanmasının ardından dosyayı Savcı Murat Demir'e devretti. Demir'in dosyayı incelediği öğrenildi.
Emin Gürses ile Ümit Sayın arasındaki konuşmalar şöyle: HELİN ŞAHİN İSTANBUL
ASELSAN'DAKİLER RAHATSIZ OLDU
- GÜRSES: Deniyor ki bu çocuklar durup dururken intihar etmediler. Bunları belli bir hazırladılar intihara yani.
- SAYIN: Öyle yöntemler var. İNFRATEST duyulmayan eşik altı seslerle, mikrodalgalarla var öyle yöntemler.
- GÜRSES: Şimdi onun için ben onları size yönlendirdim. Benim anladığım bir konu değil ki.
- SAYIN: Ben cinayet olduğunu düşünüyorum bunların.
Adli Tıp Kurumundakiler de öyle düşünüyor.
- GÜRSES: He ama üç tane cinayet arka arkaya olunca, nasıl oluyor diye şüpheleniyorlar.
- SAYIN: Bir tanesi bir tanesi en azından cinayet olarak düşünülüyor. Kesin deliller varmış ellerinde Birinci Kurulun. ASELSAN'daki paşalarla konuştum. (...) ASELSAN'daki paşalar rahatsız oluyorlar bu konudan. Yani ASELSAN
yönetim kurulundakiler.
- GÜRSES: Paşalar niye rahatsız oluyor, incelesinler. Doğru iş yapsınlar sen ne yapacaksın paşaları.
- SAYIN: Valla geçen yıl beni çağırdılar aslında o cinayetlerden sonra. Bilemezliğin kontrolüyle ve de bu İNFRATEST ile ilgili bir sunum yaptım orda yönetim kuruluna. İnsanlarda işte depresyon, intihar şey ağır
psikolojik bozukluklar yapmanın mümkün olduğunu kanıtlarıyla ve görsel materyalleriyle anlattım filmlerle. He kafalar karıştı da. Onlar Aselsan'daki olayı intihar diye yorumluyorlar.
Eşref
Bitlis olayı kesinlikle suikast
- GÜRSES: Bunlar
Eşref Bitlis'in ölüme de sebep.
- SAYIN: Evet doğrudur. Bitlis olayı kesin suikast.
- GÜRSES: Ona bile
kaza diyorlar hala. Rapor da veren işte o
Tümgeneral. Bu var ya ASELSAN'da konuşan paşanın...
ZAMAN-STAR GAZETE