Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın dün, 'müjdelerim var' diyerek açıkladığı yeni af yasa tasarısı ile ilgili olarak Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Çiğdem Toker bugün şu yazıyı yayınladı:
Havuzcular da affediliyor
Ey, vergisini düzenli ödeyen “iyi” yurttaşlar: Siz buna “çifte enayilik” de diyebilirsiniz. Devlete birikmiş borcunu ödemeyen eş-dost’un, muzaffer bir komutan edasıyla karşınıza geçip “Ben sana dememiş miydim?”lerine katlanmak değil tek cezanız. İkinci bir cezanız daha var: “Büyük müjde”, “Cumhuriyet tarihinin en... vs. vs.” diye takdim edilen “vergi affı” yasa teklifinde, “rüşvetçiler” de unutulmadı... Tabii ki, on AKP milletvekilinin imzasını taşıyan metinde böyle bir ifade geçmiyor. Lakin öyle bir 2. madde yazılmış ki kanun teklifine; “havuz”a para aktaran, siyasilere rüşvet dağıtan bütün şirketler dahil; “kasasından belgesiz para kullanan” şirketler, yüzde 3 vergiyle “durumu kurtarabilecek”.
***
Söz ettiğim 2. madde, tahmin edebileceğiniz gibi teknik kavram ve uzun cümlelerle yazılmış.
Meclis internet sayfasından erişebileceğiniz metni buraya aynen aktarmak yerine konuşma diliyle özetleyeyim: “Sen, Kurumlar Vergisi yükümlüsü... Şirket faaliyetinden elde ettiğin bir para var. Bu para bilançonda görünüyor. Fakat fiziken ortada yok. Kasadan parayı çekmiş ve şirketinin faaliyet alanıyla hiç ilgisi olmayan bir yerde kullanmışsın. Ve tabii ki belgen de yok. Gel gelelim yasalarımıza göre, böyle bir işlem vergisiz ve cezasız kalmaz. İyisi mi sen gel şimdi, keyfi olarak ya da mecburen belgesiz çektiğin bu parayı bize bildir. Bildirirsen, sadece yüzde 3 vergi alacağım. Hem sen kaydını düzelt, kurtul; hem de az da biz de vergi almış olalım.”
***
Bu maddenin yorumu için vergi uzmanı ve mali müşavirlerle görüştüm.
Derler ki:
“Patronlar bazen yöneticilerini çağırıp ‘bana 100 milyar lazım’ der. Ne yapacağını bilmeyiz. Ama yine şirketin gelirlerinden bulup buluştururuz. Fakat eninde sonunda bunun vergisini ödemek zorundadır. Şirketten ‘borç’ adı altında para çeken bir ortak, diğer ortaklara karşı sorumludur. Patronun o andaki ihtiyacı görülür. Ama iş bunu bilançoya yansıtmaya geldiğinde şöyle bir hesap yapılır. ‘Bunu belgesiz çekmeyip bankaya yatırsaydık yüze 9.5 faiz alırdık.’ Bunun üzerinden hesaplayıp faizi uyguladıktan sonra yüzde 20 Kurumlar Vergisi ödenir.”
Bu, işin vergi mevzuatı açısından olan kısmı. Diğer yandan yeni Türk Ticaret Kanunu da şirketten borç çekmenin de geri ödemenin de çok sıkı koşullara bağlandığını hatırlatıyorlar.
İşte kanun teklifinin 2. maddesi, şirketinden faaliyet dışı belgesiz para çeken bütün ortaklara, bu gibi zorluklarla karşılaşmadan önemli bir “imkân” sunmuş olacak.
***
17 Aralık operasyonunun ardından gündeme gelen rüşvet hikâyelerini burada tekrar tekrar anmaya gerek yok. Ama belli ki, yasa teklifinin bu maddesi “havuz”a para bulmak için “çırpınan” değişik formüller aramaya yönelen işadamları için önemli bir “nefes” aldıracak... Yanı sıra Rıza Sarraf tabii. “Hayırsever” işadamının şirketleri halen faal. Sarraf’ın da bu yasa teklifiyle “bir taşla iki kuş vurma ihtimali” yüksek. Zira düzenleme, vergi borçlarının 18 taksitte ödenmesi konusunda şirket ayrımı yapmıyor. Dolayısıyla Sarraf, -eğer istersehem Royal Holding ve bağlı şirketlerinin birikmiş vergi borçlarını 18 taksitte ödeyebilecek. Hem de Excell dosyasına listelediği rüşvetlerin kaydını, yüzde 3 ödeyerek düzeltebilecek.
Bu arada bir ayrıntı daha: Kanun teklifinde imzası bulunan AKP’li milletvekillerinden Bursa Milletvekilleri Önder Matlı ile Hüseyin Şahin’in işadamı kimlikleri dikkat çekiyor. Matlı’nın yem; Şahin’in ise mobilya alanında şirketlerinin bulunduğu bilgisi Meclis albümündeki özgeçmişlerinde yer alıyor.
“Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı vergi affı” epeyce “değişiklik önergesi” de kaldırır.