CHP Grup
Başkanvekili Hakkı
Suha Okay,
AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün'ün dünkü açıklamalarına, ''Dün burada, seviyesi, düzeyi olmayan,
şantaj, sonu nereye varacağı anlaşılmayan kimi olur olmaz laflar söylendi.
Parlamento çatısı altına yakışmayan bu üslup, belki kendilerine yakışıyor, ama içerikteki saçmalık dikkat çekicidir'' diye karşılık verdi.
Okay, Ergün'ün CHP'ye yönelik açıklamalarına,
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında
yanıt verdi.
Ergenekon soruşturmasının, normal şartlarda gerçekleşen bir yargı faaliyeti değil,
Cumhuriyet rejiminin sınırlarının, iktidarca bilinçli olarak zorlandığı bir süreç olduğunu savunan Okay, son gözaltıların, bunu gösterdiğini söyledi.
Okay, AK Parti Grup Başkanvekili ve
Başbakan Yardımcısının yaptığı açıklamaların, ''
Kamuoyunu
baskılamaya yönelik tipik bir dezenformasyon yönetimi olduğunu, iktidarın Ergenekon'daki üstlendiği rolü belgelediğini'' savundu.
-''GELGİTLERLE ÇALKALANIYOR''-
''Geldiğimiz noktada
Türkiye demokrasisi, bir tek parti iktidarının, demokratik rejim ve faşist rejim arasındaki gelgitleriyle çalkalanmaktadır''diyen Okay, şunları kaydetti:
''AKP yetkililerinin dün yaptığı, CHP ve CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ı
hedef alan açıklamalar; anamuhalefet partisinin, demokrasiyi koruma noktasında direnen çizgisine bile tahammül edilemeyen bir anlayışın suçüstü halidir. Anamuhalefet partisini bile baskı altına alabileceğine inanan bu demokrasi yoksunu anlayış, çağdışıdır.
Dün burada, seviyesi, düzeyi olmayan, gayri ciddi, bir mantık silsilesine oturmayan, hukuk dışı, şantaj, tehdit ve sonu nereye varacağı anlaşılmayan kimi olur olmaz laflar söylendi. Parlamento çatısı altına yakışmayan bu üslup, belki kendilerine yakışıyor, ama içerikteki saçmalık dikkat çekicidir. Esasen bu üslup, kimi
TBMM Genel Kurulu toplantılarında, Başbakan tarafından yanına çağrılarak ellerine tutuşturulan yazılarla, 'ortamı gerin, ilgisiz gereksiz şu konularla bir
tartışma ortamı yaratın, huzursuzluğa sebebiyet verin' dediği uygulamaların benzeridir.''
-''ERGENEKON'UN SAVCILIĞINI BIRAKIP, YARGIÇLIĞINI ÜSTLENMEK''-
Okay, AK Parti'li sözcünün, karnından konuştuğunu, tuhaf imalarda bulunduğunu,
Danıştay saldırısı, suikast palanları, Cumhuriyet gazetesinin
bombalanması, ele geçirilen patlayıcılarla, orgeneralleri, bilim adamlarını,
yüksek yargı mensuplarını yan yana koyduğunu söyledi.
AK Parti Grup Başkanvekili Ergün'ün bu sözlerinin, hukukun temel ilkelerinin başında gelen masumiyet karinesini ayaklar altına aldığına işaret eden Okay, ''Bir yandan hukuk devletinden bahsedilirken, bir taraftan yargı süreci devam ettiği halde yapılan atıflar, yargılama bitmediği halde herkesi topyekun suçlu konumuna sokmaktadır. Bu durum, AKP'nin Ergenekon davasındaki
savcılık konumunu bırakarak, Ergenekon'un yargıçlığını üstlendiğini belgelemektedir'' diye konuştu.
Okay, Ergün'ün, ''
Virüs gibi saçma sapan ifadeler'' kullanarak, siyasetlerindeki hastalığın, bulaşıcılığın, her yerde olduğunu zannettiğini ileri sürdü.
-''AÇIK HAVA HAPİSHANESİ''-
Ergün'ün, ''
finansman'' kelimesini ağzına aldığını ifade eden Okay, kamu kaynaklarını, devlet parasını, hısım akrabaya, eşe dosta, yandaşa aktarmanın, AK Parti'nin en iyi bildiği iş olduğunu iddia etti. ''Biz o finans işlerinden anlamayız'' görüşünü dile getiren Okay, şunları kaydetti:
''AKP'li sözcü, 'Partimize muhalefet eden yüzlerce, binlerce insan var, muhalefetinden dolayı kimse yaptırımla karşılaşmıyor' diyor. Evet, bir eksiğiniz o kaldı... O insanları da gözaltına alıp, Türkiye'yi bir açık hava hapishanesine çevirin.
'Korkmayın, sizi dinlemiyorlar' diyor, AKP sözcüsü. Kimin kimi dinlediğini, kimi dinlemediğini, ne zaman dinleyeceğini en iyi siz bilirsiniz. Çünkü, dinlemeyi yapan da denetleyen de sizsiniz. AKP, CHP'yi hukuk devleti anlayışından uzak hareket etmekle ve şantaj yapmakla suçlamakta, Cumhuriyetin temel ilkeleriyle hesaplaşılıyor diye, illegal örgütleri korumakla itham etmesi, suçluluğun telaşıdır. Sorumlu siyasetçiler dedikodu yapmaz, muhbirliğe soyunmaz, yürekleri yetiyorsa gereğini yaparlar.''
-''YEŞİL KUŞAKÇILAR''-
Okay, hukuku, hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü
savunmanın, ihsas-ı rey değil, yargıçların öncelikli görevi olduğunu dile getirerek, maskeli demokratların, hukuk devleti hatırlatmalarının tam bir saptırma olduğunu söyledi.
Gelinen noktada sürecin, üniter ve ulus devletin, laik rejimin savunucuları ile gerici ve bölücü güçlerin bir hesaplaşmasına dönüştüğünü ifade eden Okay, hukuk devleti kavramını ağzına alanların, önce hukuk devletini hayata geçirmesi gerektiğini kaydetti.
Okay, yargı bağımsızlığı için kıllarını bile kıpırdatmayanların, yargıyı kendi anlayışlarına göre biçimlendirmek isteyenlerin, CHP'nin hukuk devleti anlayışını sorgulayamayacağını belirterek, ''
Yeşil kuşakçılar, emperyalist süreçlerle beslenenler, CHP'ye demokrasi dersi veremez. Dikta rejimlerinde yaşamak kötüdür, ancak adına demokrasi deyip, diktayı yaşamak bundan daha da kötüdür'' diye konuştu.
-GÖLBAŞI'NDA SİLAHLARIN BULUNMASI-
Okay,
Ergenekon soruşturması kapsamında Eski Özel
Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim
Şahin'in evindeki krokiler doğrultusunda,
Gölbaşı'nda bir arsada yapılan
aramada, bomba ve silahların bulunmasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, bunun çok normal olduğunu söyledi.
İbrahim Şahin'in, çetelerle iç içe olduğu ve yargılamalarda mahkumiyet aldığının, kamuoyunca bilindiğini ifade eden Okay, ''Anormal olan bunlar bilindiği halde, Şahin, her nedense Eski
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı, ordu komutanları, MGK eski Genel Sekreteri, orgeneraller, YÖK eski Başkanıyla, onuncu dalgada gözaltına alınıyor. Onu, dokuz çeyrek dalgasında, bunları on dalgasında alın. Verilmek istenen
imaj, İbrahim Şahin bombası, 10. dalgada gözaltına alınan herkesin ortak suç aleti'' diye konuştu.
Bu soruşturmanın, ''doğrudan iktidarın, güdümünde ve yönlendirmesiyle devam ettiğini'' iddia eden Okay,
mafya,
terör ilişkisi içindeki kişilerle iktidara muhalefet eden, saygın isimlerin bir araya getirilerek, hesaplaşma sürecinin yaşandığını savundu. Okay, ''Bu sürecin devam etmesini arzu etmeleri, bildiklerinin, yaptıklarının itirafıdır'' dedi.
-''YARGI BAĞIMSIZSA, NE GÖRÜŞÜLÜR?''-
Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ'un, dün Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ve Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin sorulması üzerine Okay, şu karşılığı verdi:
''Yargının tam anlamıyla bağımsız olduğu ülkelerde, yargıya güven varsa, böyle görüşmelerin hiçbir anlamı yoktur, olmaması, kabul görmemesi gerekir. Siyasi irade, başbakan veya bakanların, yargı üzerinde bir yönlendirmesi, tahakkümünün olmaması gerekir. Hatta böyle bir görüşmenin kabul dahi edilmemesi gerekir. Bu yargılama sürecinde, bu görüşmeler dahil, iktidarın nasıl belirleyeceği olduğunun somut kanıtıdır. Türkiye'de yargı bağımsızsa, Başbakanla, Adalet Bakanıyla,
Milli Savunma Bakanıyla, İçişleri Bakanıyla, Cumhurbaşkanıyla ne görüşülür?''
AA
İLGİLİ HABERLER: BURASI GÖLBAŞI - ŞOK FOTOĞRAFLAR
SIRA BAYKAL'DA MI? - KARELER
İDDİALARA TOKAT GİBİ CEVAP
1 NUMARA AZ SONRA ! - KARELER
ERGENEKON'DA EN BÜYÜK DALGA - KARELER İÇİN TIKLAYIN
KEMAL GÜRÜZ'ÜN GÖZALTINA ALINMA ANI - KARELER
YALÇIN KÜÇÜK'ÜN GÖZALTINA ALINMA ANI - KARELER
İBRAHİM ŞAHİN'İN GÖZALTINA ALINMA ANI - KARELER
TÜM ERGENEKON HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN