Beklediği müjde Tiflis'ten geldi

Evet, sadece Türkiye'nin değil, dünyadaki tüm krizlerin çilesini omuzlarında hisseden bir insanın kaderi, sadece kötü haberler almak olmamalı.

Beklediği müjde Tiflis'ten geldi

Gerçi, yükseklerde hep kar ve tipi olur. Çile yolunu seçenler de bunu baştan bildiğinden, kahrı da lütfu da hoş görme edebiyle kuşanmıştır. Ama son tahlilde onlar da bir insandır ve hiç olmazsa bazen güzel haberler duymak onların da hakkıdır. Vereceğim güzel haber, İngiltere, Amerika, Hollanda ve birçok ülkeden sonra şimdi de Almanya'da Gülen ve fikirlerini anlamak için bir konferans düzenlenmesi değil. Etkisi Afrika'dan Sibirya'ya, Fas'tan Endonezya'ya, Avrupa'dan Amerika'ya her yere yayılan bir hareketin arkasındaki dinamikleri anlamak için bu tür konferansların ve doktora tezlerinin yapılması çok normal bir hadise. Her gün dünyanın farklı ülkelerinden akademisyenler, gazeteciler, siyasetçiler aynı amaçla, yani hareketi anlamak için kafile kafile Türkiye'ye geliyor. Denizli, Konya, Bursa, Ankara, İstanbul demeden ülkemizi karış karış geziyor ve 115 ülkede dilleri, renkleri, dinleri farklı gençlere Anadolu'yu taşıyan gönüllüler hareketini yerinde inceliyorlar. Güzel haber, Gülen'in hayalini kurduğu en önemli hedeflerden birinin gerçekleşmeye başladığına dair çok ciddi bir işaretti. Onun en büyük arzusu, Türkiye'den kaynaklanan gönüllüler hareketinin bir çatışmadan diğerine koşan dünyanın her yanında sulh adacıkları oluşturmasıydı. Gülen, 4 yıl önce Milliyet'te Mehmet Gündem'e verdiği röportajda, hem dinî referanslara hem de sosyal bilimcilerin analizlerine atıfla dünyanın geleceğinin çatışmalara gebe olduğunu ifade ederek, şöyle demişti: "Kavga vesilelerini elimizden geldiğince toprağa gömecek, üzerine altından kalkamayacağı şekilde ağır taşlar koyacak, daha ziyade sulha, sükûna, huzura giden mülahazaları öne çıkaracak, anlaşma ve uzlaşma yollarını açacak çare bulmak lazım... Türk insanının dünyanın değişik yerlerinde açtığı kültür lokallerini, okulları, üniversiteleri ben bir yönüyle geleceğin sulh adacıkları, bir yönüyle de bu tür hadiselere karşı dalgakıranlar olarak görüyorum." İhtilal ve savaşların kol gezdiği, küresel rekabetin en kıyasıya şekilde yaşandığı Gürcistan'da geçen hafta şahit olduğum tablo bu hedefin çok uzak olmadığını gösteriyordu. Çağlar Eğitim Kurumları ve Uluslararası Karadeniz Üniversitesi'nin misafiri olarak Kafkaslar'daki bu şirin ülkenin başkenti Tiflis'te idim. Türk okullarının yöneticileri, bir yemekte buluşarak çalışmaları hakkında Gürcistan medyasını bilgilendirmek istiyorlardı. Bu gayet doğal bir işti. Ama zor, hatta imkânsız olan, Gürcistan medyasını bir araya getirmekti. Bir türlü istikrar yüzü görmeyen ülke yine bir siyasî çalkantı yaşıyordu. Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili'nin istifasını isteyen muhalefet, 9 Nisan'dan beri protesto eylemleri yapıyordu. Muhalifler, parlamentonun ve devlet televizyonunun önünde kurduğu hapishane hücrelerini andıran kulübelerde 24 saat nöbet tutuyordu. Siyasetteki bölünme medyaya da yansımıştı. Muhalif gazete ve televizyonlar Saakaşvili'ye en ağır hakaretlerle yükleniyordu. Kimse, bu gergin ortamda muhalif medya ile iktidara yakın gazetecilerin bir araya gelebileceğine ihtimal vermiyordu. Ama davet sahibi Türk okulları olunca, durum değişmişti. Başkentin içinden geçen Kura Nehri'nin kıyısındaki toplantıda, bütün Gürcistan medyasının patronları ve üst düzey yöneticileri bir araya gelmişti. Üstelik davetliler arasında, Uluslararası Karadeniz Üniversitesi'nde hocalık yapan Saakaşvili'nin annesi Prof. Dr. Giuli Alasania da vardı. Hıristiyan bir ülke olan Gürcistan'daki Türk okullarının başarısını incelemeye gelen Amerikalı akademisyenlerin de katıldığı toplantıda, en küçük polemik yaşanmadı. Herkes Prof. Alasania'nın Gülen'i ve gönüllüleri takdirle anlatan konuşmasını saygıyla alkışladı. Halbuki böyle bir toplantı için davet aldıklarında hepsi tereddüt etmiş; ama 18 yıldır bu ülkeye hizmet veren Çağlar Eğitim Kurumları Başkanı Mesut Bozkır'ın garantisi yetmişti. Çünkü eğitim gönüllüleri, her iki tarafın da güvenini kazanmış ve Gülen'in özlediği bir sulh adacığı oluşturmuşlardı. ABDULHAMİT BİLİCİ-ZAMAN
<< Önceki Haber Beklediği müjde Tiflis'ten geldi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER