Çiçek: İddialar asılsız

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “Bu ülkenin ordusunun da yargısının da yedeği yoktur.

Çiçek: İddialar asılsız

Bunları böyle uluorta tartışma konusu yapmak, onun üzerinden yerli yersiz değerlendirmeler yapmak bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür” dedi. Cemil Çiçek, Başbakanlık Merkez Bina'daki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Şemdinli'de meydana gelen olayların ardından Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameyle ilgili soru üzerine, ortada henüz bir yargı kararı olmadığını ve aksi sabit oluncaya kadar da bunların değerlendirilebilmesinin söz konusu olamayacağını kaydetti. Çiçek, şöyle devam etti: “Ben her zaman ifade etmeye çalıştım. Şimdi tabiatıyla siyasetçileri rahatlıkla eleştirebilirsiniz, aşağılamamak kaydıyla hakkınızdır. Ama şunu bilmelisiniz ki bu ülkenin ordusunun da yargısının da yedeği yoktur. Bunları böyle uluorta tartışma konusu yapmak, onun üzerinden yerli yersiz değerlendirmeler yapmak bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ben ve benim hükümetim Türk Silahlı Kuvvetleri'ni bu ülkenin en seçkin kurumu olarak görüyorum. Orduda görev yapan komutanlar da son derece saygın kişilerdir. TSK, üstelik devlet kurumları içinde gelenekleri, ilkeleri ve kuralları olan mümtaz bir kuruluşumuzdur. Kimin hangi göreve nasıl geleceği önceden kurala bağlanmıştır. Hangi şartlarda hangi görevlere gelir bunlar çok önceden kurallara bağlanmıştır. Dolayısıyla, bütün bunlar ortadayken daha bugünden sayın komutanın, Genelkurmay Başkanlığı'na gelip gelemeyeceği, Sayın Büyükanıt ile ilgili olarak yersiz, mesnetsiz ve asılsız bir kısım değerlendirmelerin yapılması hem Silahlı Kuvvetlerimiz açısından, hem devletimiz, hem de toplumun huzuru açısından dikkat edilmesi gereken bir husustur.” SAĞLIKLI BİLGİ OLMADAN DEĞERLENDİRME YAPILMAMALI Kimsenin aslı, esası olmayan değerlendirmeleri elinde sağlıklı bilgi ve belge bulunmadan yapmaması gerektiğine işaret eden Çiçek, ”Bunlar son derece yanlış şeylerdir. Çünkü bir ülkede barışın ve huzurun sağlanması, güvenliğin sağlanması 3 kurumumuza bağlıdır. TSK, güvenlik güçleri ve yargı” dedi. Çiçek, ister yargı, ister güvenlik güçleri olsun herkesin bu konuda gereken hassasiyeti göstermesi gerektiğini kaydetti. Çiçek, bir gazetecinin, “Artık bu hukuksal bir metin olmaktan çıktı. Bugün muhalefet liderlerinin yaptığı açıklamalarla siyasi bir boyut da kazandı. Örneğin, Büyükanıt'ın önünün kesildiği gibi...” biçimindeki sorusunu da şöyle yanıtladı: “Bu asılsız iddiayı söyleyen neye göre söylüyor? Kuvvet komutanının hangi göreve nasıl geleceği, TSK'da kimin nereye geleceği.Ben diyorum ki gelecek olan kişilerin ayrı olarak önceden belirlenmiş kuralları vardır. Bu müessesenin belki hiçbir müessesede olmadığı tarzda gelenekleri, kuralları ve ilkeleri var. Bugüne kadar esas itibariyle böyle olmuştur. Bundan sonra da böyle olacaktır. Bu kurallar çerçevesinde olacaktır. Türkiye bir hukuk devletidir. Bunun dışında birisi birşey söylüyorsa bunun belgesini, sağlıklı bilgisini ortaya koysun. Yoksa 'dedikoduya dayanarak mı bu yorumları yapıyorsun?' diye sorarlar. Siz bu açıklamayı yapana yarın sabah sorun. Aksi halde bu ortalığı karıştırmaktan başka işe yaramaz. Siyaseti yapacaksak bunu da kuralına uygun yapalım, dürüst yapalım. Aksi takdirde bu siyaseti yapanlara da yarar getirmez. Ben ve benim hükümetimin Silahlı Kuvvetler'e, olaya bakışı böyledir. Hele hele üst düzey görev yapan insanlar şerefiyle bu görevleri yapıyorlar. Onlarla ilgili yerli yersiz tartışma yapılmasını doğru bulmuyoruz.” GENELKURMAY BAŞKANLIĞI İŞLEMLERİN HUKUK ÇERÇEVESİNDE YAPILMASINI TALEP ETMİŞTİR Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “Genelkurmay Başkanlığı bugüne kadar bütün açıklamalarında bu Şemdinli olayı da dahil ne talep ediliyorsa ve ne işlem yapılacaksa hukuk çerçevesinde yapılmasını talep etmiştir. Genelkurmay Başkanlığı, hukuk dışı hiçbir talepte bugüne kadar bulunmadı, bulunmaz da” dedi. Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamalardan sonra, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çiçek, bir gazetecinin, Şemdinli olaylarıyla ilgili iddianamenin basında yer almasına dair bir soruya şu yanıtı verdi: “Hazırlık soruşturması gizlidir. İddianame, mahkemeye verilinceye kadar bu konuyla ilgili yargıyı etkileyecek bir açıklama yapılmaması gerektiği uzun zamandan beri tartışma konusudur. Ancak siz de görüyorsunuz, siz de yazıyorsunuz ki daha iddianame tanzim edilmeden, en son Küre Operasyonu'nda olduğu gibi gündeme geliyor. Öyle şeyler yazılıyor, çiziliyor ki, bir süre sonra birçok insanın bu iddianameyle ilişkisinin olmadığı ya da yazılı şekliyle olmadığı ortaya çıksa bile, bu insanların özgürlükleri, kişisel itibarları, aile hayatları dahil olmak üzere bundan zarar görüyor. Buna hepimizin dikkat etmesi gerekiyor. Hazırlık soruşturmalarında, hatırlarsınız adeta bir maç nakleder gibi operasyonlar naklen yayınlanmıştır. Sonunda bu insanlar beraat etmiş olsa bile, beraatı insanlar pek hatırlamıyor ama o görüntüleri hatırlıyor. Hukuk hepimize lazımdır diyoruz.” Çiçek, bir başka soru üzerine de, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nı hatırlatarak, soruşturmanın sağlıklı bir biçimde yürüyebilmesi için hazırlık soruşturmalarının gizli kalması gerektiğini bildirdi. İddianamenin bir yargı kararı olmadığını ve aksi sabit oluncaya dek kim olursa olsun herkesin masum olduğunu vurgulayan Çiçek, bu konuya dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. “NE KONUŞULDUĞUNU BİLEMEM” Çiçek, “Bugün gazetelerin birçoğunda manşetteydi. Genelkurmay bu işi çok ciddiye aldı. Öğleye kadar süren bir toplantı yapıldı. Sayın Genelkurmay Başkanı, Sayın Başbakanımızla bir görüşme de yaptı. Bu görüşmenin içeriği nedir? Ne konuşuldu?” sorusuna “Ne konuşulduğunu bilemem” yanıtını verdi. Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'na göre kamu davası açma yetkisinin Cumhuriyet Savcısı'na ait olduğunu hatırlatan Çiçek, “Bu soruyu bana sormanız bile tahterevallinin bir tarafına getirtip, hükümeti oturtmaktır. Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargı 3 ayrı erktir. Görev, yetki ve sorumluluğun nerede başlayıp, nerede bittiğini iyi tanzim etmemiz lazım” diye konuştu. Zaman zaman basın mensuplarının kendisine de yargı kararları hakkında görüş sorduğunu kaydeden Çiçek, bunun doğru bir tutum olmadığını söyledi. Çiçek, “Her yapılan yargı işlemi sonucunda hükümet ya da hükümet adına birileri siyasiler açıklama yapacaksa bu, hukuk devleti adına, yargının bağımsızlığı adına daha epeyi mesafe almamız gerektiğini gösteriyor” dedi. Ortada henüz bir yargı kararının bulunmadığını vurgulayan Çiçek, ”Aksi sabit oluncaya kadar bunların hiçbir şekilde yazıldığı, çizildiği gibi değerlendirilmesi söz konusu olamaz” diye konuştu. “OKUMAM İÇİN BİR SEBEP DE YOK” Çiçek, “Siz bu iddianameyi Adalet Bakanlığı'nın genelgeleri ışığında nereye oturtuyorsunuz?” sorusu üzerine şunları kaydetti: “Ben oturtmuyorum. Bu soruyu bana sorduğunuzda yanlış bir soruyu sormuş olursunuz. Bir iddianameyle ilgili soruyu siyasetçiye soruyorsanız, siz hukuk devletinin neresinde bulunuyorsunuz ve hukuk devletini nasıl anlıyorsunuz? Bir taraftan, 'yargı bağımsız olsun, yargının işine hiç kimse karışmasın. Adalet Bakanı kurulda ne geziyor? Teftiş kurulu neden Adalet Bakanlığı'na bağlı?' diyorsunuz. Ondan sonra da karşılaştığınız her hukuki sorunu Adalet Bakanı'ndan yorum olarak çözmeye çalışırsanız, hukuk devletini kafanızda siz nereye oturtuyorsunuz? Bir taraftan 'kimse karışmasın, yargı bağımsızdır', ondan sonra da en kolayından 'Adalet Bakanı iddianameyle ilgili ne diyor?' deniliyor. İddianameyi okumadım. Okumam için bir sebep de yok.” Çiçek, Başbakan Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök ile yaptığı görüşmeye katıldığına ilişkin bir değerlendirme üzerine de, “Ne çabuk bilgi alıyorsunuz hemencecik. Ben buradaydım. Bu binada olduğum doğrudur. Bakanlar Kurulu'nu burada yapıyoruz” dedi. Çiçek, başka bir soru üzerine de, AK Parti milletvekillerinin iddianameyle ilgili görüş açıklamasını doğru bulmadığını söyledi. Çiçek, “Siz soruyorsunuz, onlar da bazen yanıt veriyor. Keşke ne siz sorsanız, ne de biz söylesek” diye konuştu. Bir gazetecinin, “Sayın Özkök'ün ziyareti bugünkü konuyla mı ilgili?” sorusuna da, “Ben bilemem” karşılığını veren Çiçek, iddianameyi sızdıranlarla ilgili bir işlem yapılıp yapılmayacağı yönündeki soruya ilişkin olarak da, “Onu ben yapmayacağım. Kim sızdırıyorsa yasa ihlalidir ve gereğini yapmak da savcının görevidir. Benim görevim değil. Bu soruları bana sormanın yanlışlığını hep ifade etmeye çalışıyorum. Yargıyla ilgili hiçbir işlemin Adalet Bakanı'na sorulması bence doğru değil” dedi. ARZU MU ERKEK, KAMBER Mİ?” Çiçek, “Genelkurmay Başkanlığı'nın, ilgili savcının görevden alınması için Adalet Bakanlığı'na başvuru yapabileceği belirtiliyor. Genelkurmay'dan bu yönde bir talep geldi mi?” sorusuna da şu yanıtı verdi: Genelkurmay Başkanlığı bugüne kadar bütün açıklamalarında bu Şemdinli olayı da dahil ne talep ediliyorsa, ne işlem yapılacaksa hukuk çerçevesinde yapılmasını talep etmiştir. Genelkurmay Başkanlığı, hukuk dışı hiçbir talepte bugüne kadar bulunmadı, bulunmaz da. Geldiği zaman yasada ne imkan varsa o çerçevede işlem yapılır.” Bakan Çiçek, bir gazetecinin, “İddianame sizce hukuk dışı bir unsur taşıyor mu?” sorusuna da “Arzu ile Kamber” hikayesine ilişkin bir anektod aktararak yanıtladı. Çiçek, şunları söyledi: “Şimdi deminden beri ben ne anlatmış oldum? Bir hikaye anlatayım, konuyu öyle bitirelim. Şimdi adamın birisi bir yerde Arzu ile Kamber'in hikayesini anlatıyormuş. Sabaha kadar anlatmış, tam kalkıp giderken demiş ki: Arzu mu erkekti, Kamber mi? Bu kadar anlatımdan sonra siz bana diyorsunuz ki Arzu mu erkek, Kamber mi? İddianame ile ilgili ben ne söyleyeceğim?”
<< Önceki Haber Çiçek: İddialar asılsız Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER