Evet, paralel devlet adım adım gerçekleşmiş!

Eski savcı ve gazeteci yazar Gültekin Avcı, bugünkü köşe yazısında paralel devlet kuran KCK'nın son faaliyetlerine ve şehir yapılanmasına değinerek önemli bir tehlikeye işaret ediyor...

Evet, paralel devlet adım adım gerçekleşmiş!

Gültekin Avcı, yolsuzluk soruşturmasını bastırmak ve engellemek için üretilen "yargı ve emniyette paralel devlet" sloganlarının delilsiz ve mesnetsiz olduğunu söyleyerek, esas gerçek paralel devletin KCK olduğunu ifade ediyor. KCK'nın son zamanlardaki sistematik yapılanmasına değinen Avcı, PKK/KCK'nın akşam toplantılarında üst düzey yetkililer arasında geçen diyaloglara da değinerek, terör örgütünün Kürdistan sevdasına hiç olmadığı kadar sıkıca sarıldığını ifade ediyor: "Doğu ve Güneydoğu'da Türkler'in sayısı asker ve polisten ibaret. Öğretmenlerin önemi yok. Çözüm süreci sayesinde hiç giremediğimiz yerlere ulaşıp yerleştik... Ayaklandığımız zaman Kürdistan artık tamamdır..."

***

Hükümetin yolsuzluk soruşturmasını bastırmak ve engellemek için ürettiği "yargı ve emniyette paralel devlet" sloganları, delilsiz ve mesnetsiz poyrazlarla parti tabanına pompalanmaya devam ederken...

Biz delillere bile ihtiyaç bırakmayan, alenen işleyen gerçek paralel devlet KCK'nın son faaliyetlerine bakalım.

İdris Naim Şahin'in istifa beyanında "çözüm sürecinin çözülme sürecine dönüşmesi" ifadesi de bir yana...

Hukukun kasten askıya alındığı, PKK'nın bölgede serbest bırakıldığı süreçte son yaşananlara bakalım.

Bölgeden gelen dehşet verici haberlere göre: 

Kış üstlenmesi için genellikle her yıl Irak-Suriye'ye geçen üst düzey PKK yetkilileri, bu yıl seçimler sebebiyle Türkiye'de kaldı.

PKK teröristleri tüm şehir ve ilçelere yerleşimini tamamladı. KCK sistematiğinin kurulmadığı, PKK silahlı teröristlerinin yerleşmediği bir tek ilçe bile kalmadı.

Her akşam bölgedeki istisnasız her il ve ilçede, şehirlerdeki terörist kadrolarla (aralarında halka saldıkları vergileri toplamak için görevlendirdikleri gençlerle birlikte) toplantı yapıyorlar.

Tüm il ve ilçelerdeki asker ve polisçe bilinen PKK/KCK akşam toplantılarında PKK üst düzey yetkililerinin birbiriyle eşleşen açıklamaları şöyle:

"Doğu ve Güneydoğu'da Türkler'in sayısı asker ve polisten ibaret. Öğretmenlerin önemi yok. Çözüm süreci sayesinde hiç giremediğimiz yerlere ulaşıp yerleştik... Ayaklandığımız zaman Kürdistan artık tamamdır..."
 
"Devletin bizim için en vurucu gücü hava sistemleridir. Bu sebeple artık taktik değiştiriyoruz. Bundan sonra halkın arasında savaşacağız. Artık dağda savaş bitti... Devletin sınırların bazı noktalarına yapacağı yüksek gözetleme kuleleri için güdümlü füzeler kullanacağız..."
 
"Aşiret reisleri ve yetkililerini, kanaat önderlerini ne pahasına olursa olsun yanımıza alalım. Gerekirse milletvekilliği ve belediye başkan adaylığı teklif edin..."

Ve vahim bir tablo da şu ki, korucuların büyük bir bölümü PKK safına geçmiş. Oran net değildi benim bilgilerimde.

PKK ise net rakamı veriyor ki doğruymuş.

HPG il yetkilisi:

"...Korucuların %85'i yanımızda. Düzenli olarak vergilerini veriyorlar. Devlet içindeki diğer arkadaşlarımızla düzenli olarak haberleşiyoruz, birbirimizi biliyoruz..."

TSK unsurları, polis ve görüştüğüm vatandaşlar ise bu görüntünün tek sebebi olarak; devlet yanındaki kişi ve grupların savunmasız bırakılması, hükümetin emirleri gereği yürütülen çözüm sürecinin devlet otoritesini ortadan kaldırması, KCK otoritesinin açıkça ve görünür şekilde yerleşmesi ve serbestçe hareket edebilmesi olduğunu söylüyorlar.

Devlet otoritesi bitip KCK otoritesi dayatılınca devlet için şehit vermiş aileler bile PKK safına kaymış.

HPG il yetkililerinin teröristlere yaptığı açıklamalarda altı çizilmesi gereken önemli bir açıklama da şu:

"...Çözüm süreci savaşımız ve Kürdistan için tam bir güç kaynağı oldu. Biz 20 yıl savaşabilecek kadar askeri ve ekonomik güce ulaştık. Bu süreçle... Artık herkesle görüşebiliyoruz. Yolsuzluk kavgasını iyi değerlendireceğiz. Akıllı olmalıyız. Başbakan bizim için Kürdistan demektir. Bunu açıkça söylemiyoruz. Böyle dersek ülke ayaklanır..."
 
"Seçimler çok önemli. Teşkilatımız tamam. Milletvekili seçimlerine kadar Kürdistan'ı kurmak zorundayız. Rojava'nın bir an önce toparlanmasını bekliyoruz... Siz gerillalara her türlü tolerans tanınmış durumda. Verginizi toplayıp araçlarla serbestçe geziyorsunuz. Daha ne istiyorsunuz..."

Ve belediye seçimleri sebebiyle "vali" atamalarında ciddi bir kargaşa yaşıyorlar.

Bunları devlet ve hükümet biliyor.

Güvenlik kuvvetleri aylardır silahlı eylem yapılmadıkça teröristlere müdahale etmiyorlar.

İşte hukuku ve güvenlik kuvvetlerini askıya alarak yürütülen ve adına "çözüm süreci" denen gafletin geldiği nokta.

Hep dedim ki, çözüm süreci tek taraflı olmaz, PKK da buna uysun. Sadece devlet adım atarsa zafiyet oluşur.

Dinlemediler.

Süreç çoktan felç oldu, bölge ise kangren.

Demirtaş açıkça söyledi:

"TC bize adalet veremez. Biz kendi ülkemizde özgür olacağız!"

Devam edin yolsuzluğu örtmek için silahın ne olduğunu bile bilmeyen insanlara "paralel devlet" "çete" demeye.

Devam edin yargıyı faşizanca kilitlemeye.

PKK'nın Rojava'da işi bitince göreceğiz sürecin ve siyasetin endamını.

Millet ve tarih bunun hesabını elbet soracaktır.

Elbet soracaktır.


<< Önceki Haber Evet, paralel devlet adım adım gerçekleşmiş! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER