Fedakar öğretmenler: Başbakan'ın hakaretlerini dinlerken ağlıyoruz

Dünyanın 160 ülkesinde faaliyet gösteren Türk okullarının fedakâr öğretmenleri onlar. Doğup büyüdükleri topraklardan binlerce kilometre uzaktalar.

Fedakar öğretmenler: Başbakan'ın hakaretlerini dinlerken ağlıyoruz

İsimleri bilinmiyor hiçbirinin belki ama Türkçe öğretip öğrenci yetiştiriyorlar. Son dönemde kara propaganda haberleriyle gündeme gelen Somali’deki Türk okulları, isimsiz kahramanların görev yaptığı ülkelerden sadece biri. Adı yakın zamana kadar terör, açlık ve iç savaşla anılan bu ülkede, Anadolu’nun çeşitli illerinden gelmiş, fedakâr birçok Türk öğretmen bulunuyor.

Somali Özel Bedir Türk Okulu öğretmenleri Mustafa Akay ve Hüseyin Türk de zor şartlar altında bu ülkede görev yapan fedakar öğretmenlerden sadece ikisi. Yaklaşık 6 ay önce Bursa’dan Somali’nin başkenti Mogadişu’ya Türkçe öğretmeni olarak gelen Mustafa Akay son günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ne yönelik ‘Haşhaşi, örgüt’ gibi karalamalarına hâlâ inanamadıklarını söylüyor. Akay, “Ben Sayın Başbakan’ın hastalığı sırasında geceleri dua için kalkan biriyim. Rabb’ime günlerce Başbakan’ımıza sağlık ve sıhhat ver, diye dualar ettim. Haşhaşi ve virüs ne demek? Biz bunları hak edecek ne yaptık? Başbakan’ın sözleri bizleri çok yaraladı.” diyor.

Türkçe öğretmeni Akay, Başbakan’ın büyükelçilere “Gidin bulunduğunuz ülkede bunları anlatın” talimatıyla da adeta yıkılmış. Bunu, Erdoğan’ın daha önce Hizmet Hareketi için söylemiş olduğu güzel sözlerin samimi olmadığının göstergesi olarak değerlendirerek, şöyle konuşuyor: “Bana Allah gayesi dışında trilyonlar verseler Somali’ye gelmezdim. Burada iç savaş, terör ve yoksulluk var. Her gün etrafımızda bombalar patlıyor. Siz bu kadar zorluklara rağmen ülkesi, milleti adına, Allah rızası için mücadele eden insanlara o söylediklerinizle zorluk katıyorsunuz. Yani Somali devletine gidip bunlar tehlikeli diyorsunuz. Burada bizim tehlikemiz Somalili çocuklara Türkçe öğretmek, İslam’ı anlatmak mı? Nedir burada yanlış olan şey? Burada Türkiye’deki gelişmeleri duyan aileler bize gelip neler olup bittiğini soruyorlar ama giderken şunları söylüyorlar: Bizim kendi ülkemizin vatandaşları Somali’yi terk ederken siz buraya geldiniz, siz kötü insanlar olamazsınız.”

Arkadaşlarımızla para toplayıp referandum için Türkiye’ye gelmiştik

Okulda görev yapan İngilizce öğretmeni Hüseyin Türk de, Somali’ye yaklaşık 2 yıl önce gelmiş. Daha önce Tanzanya’da 3,5 yıl görev yaptığını aktaran Türk, “Tanzanya’da iken arkadaşlarımızla para toplayıp 2010 referandumu için Türkiye’ye gelmiştik.” diye konuşuyor. Ardından Somali’ye geçtiğini anlatarak, “Ülkeye geldiğimizde ilk 5 ay 4 aile aynı evde kaldık. 1,5 yıl eşimle penceresiz ve kapısız bir lojmanda yaşadım. Evimizde gaz yoktu, eşim yemekleri odun ve kömür ile pişiriyordu. Şimdilerde ise yeni yeni evlerimizde gazlı ocak kullanmaya başladık. Bütün zorluklara rağmen halimize binlerce şükürler olsun.” sözleriyle yaşadıkları zorlukları dile getiriyor. Başbakan’ın nefret söylemine şöyle tepki gösteriyor: “Başbakan’ın Hizmet için söyledikleri 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Bazen kendi kendime acaba rüyada mıyız diye soruyorum. Başbakan bugüne kadar övdüğü hizmet sevdalılarını şimdi yerin dibine sokuyor. Bu söylemlere çok gönül koyduğumuzu ve incindiğimizi söylemek istiyorum. Somalililer kendi ülkelerinden güvenlik ve kıtlık nedeniyle kaçarken, bizler buraya geldik. Türk okullarımızda, Türk bayrağını dalgalandırıyoruz, çocuklara Türkçe öğretiyoruz? Tek suçumuz bu mu?”

Okulda görev yapan Türk’ün eşi Zeynep Türk de Somali’ye geldikten sonra belli başlı zorluklar yaşadıklarını belirterek ekliyor: “Rabb’imize hep şükrettik, dua ettik. İlk geldiğimizde yemeklerimizi kömürle, odunla pişirmek çok zor oldu ama alıştık. İlk geldiğimizde kaldığımız lojmanımızda pencere ve kapı yoktu. Sadece sineklik ve örtü ile idare etmek zorunda kalıyorduk. Şu an sadece hasta olduğumuzda okul dışındaki lojmanlardan dışarı çıkabiliyoruz.”

İftiraları ağlayarak izliyorum

Türkçe öğretmeni Mustafa Akay’ı Somali’de yalnız bırakmayan eşi Zeynep Akay da yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Buraya gelince Fethullah Gülen Hocaefendi’yi daha iyi anlamaya başladım. Okul içindeki lojmanlardan dışarı güvenlik gerekçesiyle çıkamıyoruz. Her zaman hicret duygu ve düşüncemiz vardı. Buraya gelerek onu gerçekleştirdiğimiz için çok mutlu olduk. Rabb’imize bize hicreti yaşattığı için her zaman şükrediyoruz.” Zeynep Akay son günlerde Hizmet Hareketi’ne yönelik karalama ve iftira kampanyalarını ise televizyondan ağlayarak izlediğini ifade ediyor. Akay çiftinin 8 yaşındaki çocukları Dilek Akay da, “Kumbaramdaki paraları buradaki çocuklara bağışlamıştım. Şimdi ise ben buradayım. İlk geldiğimde çok korkuyordum. Şu an ise alıştım.” diyor.
<< Önceki Haber Fedakar öğretmenler: Başbakan'ın hakaretlerini dinlerken... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER