Taraf Gazetesi’nin manşetten duyurduğu ve herkesi şoke eden belgenin hedefindeki isimlerden biri de Fethullah Gülen Hocaefendi'ydi. Gülen, herkul.org adlı internet sitesinden kendisine yönelik hazırlandığı iddia edilen dehşet planı değerlendirdi ve ''gerçek yolunu bulmuş bir insan için bu türlü entrikalar tereddüte sevkedici ve vazgeçirici olamaz'' dedi. ''Maruz kalınan haksızlıkları herhangi bir müesseseye mal etmenin doğru olmadığının da altını çizen Gülen, ''milletin göz bebeği olan bir müessesenin kredisine dokunan her şey bize de dokunur'' vurgusu yaptı. “Bu türlü şeyler, belli kesimler tarafından 30 defa esas planlandı üzerinde duruldu. Bunların hepsi, bitirme mülahazasına matuftu. Bitirme... Yoku bitirme hareketleri bunlar. Yani ortada var olan nedir ki onu bitireceksin! Millete ters ne var ki onu bitiresin, bitireceksin. Milletin geleceğine ters... Cumhuriyete ters... Demokrasiye ters...” Taraf Gazetesi'nde yayınlanan belgeyle deşifre edilen büyük komplonun hedeflerinden biri olan Fethullah Gülen Hocaefendi’ydi. Gülen, herkul.org adlı internet sitesinden iddia edilen bu çirkin planı ve masum insanların suçlu gösterilmelerine yönelik kirli tezgahları değerlendirdi. “Şimdiye kadar isterse bir kısım medya tarafından, isterse bir kısım derin devlet taraftarları tarafından, isterse haziran fırtınasında bir yönüyle o montaj yapılan bantlarla o bant furyası tarafından defaatle bu meseleler gündeme getirildi.” “Bunlar karalamaya matuf söylenen sözler. Kendileri de biliyorlar ki bu işin aslı astarı yok. Bu mevzuda böyle çok küçük bir emare diyeyim ben iğne ucu kadar bile hakikate dayanan birşey yok. İftira ediyorlar.” “Kendileri de biliyorlar ki o mevzuda o dedikleri iddia ettikleri şeylerin hiçbiri sağlam bir mesnede dayanmıyor. Hiçbirinin altı dolu değil. Hepsi boş biliyorlar. Fakat iftira et, çamur at tutmazsa iz bırakır filan.” Benzer komploların daha önce de bir çok kez yapıldığına dikkat çeken Gülen, önemli hatırlatmalarda bulundu. “Bazı evlere mesela diyelim sizlerin arkadaşlarınızın yazdıkları kitapları koydular. Taa o eve baskın yapıldığı zaman demek ki bu evde bunlara aitmiş falan dedirtmek için bu türlü oyunlara gidildi. Fakat çok defa insaflı izanlı jandarma veya emniyet teşkilatı tarafından mesele keşfedilerek deşifre edildi onların oyunu bozuldu. Şu anda yeni oyunlar peşinde olabilirler. Değişik yerlere hakikaten bazı şeyler koyabilirler. Arkadaşlar belki basiretli hareket etmeliler.” “Çuvallarla bant getiriyorlar buraya orasından kesiyorlar burasından kesiyorlar yamuyorlar onları. Mesela bir tanesini size söyleyeyim. Hepsi öyleydi onların. Arkadaşlar bir kısım siyasi partiler hakkında mülahazaları farklı olabilir. Yine öyle halk partisi için kendi döneminde o milli şef döneminde icraatından dolayı uygunsuz laflar ettiler benim yanımda. Ben yine böyle bir yerde oturuyordum. Ben orada şöyle dedim. ''Arkadaşlar halk partisi kafirdir diyemezsiniz'' dedim. Şimdi o meselenin o ''diyemezsiniz'' kelimesini çıkardıktan sonra öyle oluyor.” Gülen, yapılan bütün haksızlıklara rağmen bu çirkin komploların ümitleri kırmaması gerektiğini söyledi. “Evvela bir davaya gönül vermiş, Allah’a inanmış, hikmete ram olmuş saye sarılmış, hikmete ram olmuş, gerçek yolunu bulmuş.... Akif'in sözlerini çevirerek biraz ifade ettim, gerçek yolunu bulmuş bir insan için bence bunlar, tereddüte sevk edici şaşırtıcı duraklamaya sevk edici şeyler olmamalı.” Gülen, Taraf gazetesinin yayınladığı skandal belgede, ihbara dayalı "Işık Evleri" baskınlarıyla silah ve mühimmat gibi materyal bulunması "sağlanarak" Gönüllüler Hareketi'nin "Silahlı Terör Örgütü" kapsamına aldırılması planını da değerlendirdi. “Bu hareket içinde bulunan dünyanın dört bir yanına sevgi mesajlarıyla giden sevgi dili olan Türkçemizi sevgi kültürü olan Türk kültürünü götüren bu insanların yanlarında iğne çuvaldız taşımadıklarını onlar da biliyorlar. Taşımamaya azm-ü cezm-ü kast ettiklerini onlar da biliyorlar. Hatta birisini söyleyeyim ben. Bizzat yanındaki insan bana nakletti. Elini önündeki masaya vurdu. ''Yav bu kadar üzerlerine gittiğimiz halde niye bir türlü sokağa dökülmüyorlar bunlar'' dediğini bu günkü gibi hatırlıyorum. Vallahi billahi tallahi onlar da biliyorlar ki sevgiye kilitlenmiş bu insanlar karıncaya bile basmazlar.” Ortaya konulmak istenen büyük komployla milletin gözbebeği kurumların yıpratılmasına izin verilmemesi gerektiğinin de altını çizen Gülen, kişilerin hatalarının kurumlara mal edilmemesi gerektiğini söyledi. “Böyle bir düşmanlığı falan müesseseye filan müesseseye mal etmek doğru değil. Milletin göz bebeği olan bir müessese mevzuunda millet şöyle böyle bir numara verse bile bence onun kredisine dokunacak her şey millete dokunur. Bize de dokunur.” “O belgede ifade edildiği gibi o müessesenin hareketi doğrudan doğruya kastederek isim vererek böyle birşey yapacağına ben ihtimal vermiyorum. Ve diyorum ki inşaallah böyle birşey yapılmamıştır. Yapılmışsa bile belki bu meseledeki temel espriyi bilemeyen bir kısım haşa yine o tabiri kullanmak istemem bazı densiz insanlar bu işi yapmışlardır. Bir kısım insanların bu mevzudaki hata ve mesavisini koskocaman bir müesseseye mal ederek meseleyi o müessese çapında ele almak doğru olmaz bence.” “O ordu İstanbul suları dibindeki ordu. O ordu, Çanakkale'de düşmanla göğüs göğüse savaşan ordu.. O ordu, misak-ı milli sınırlarını belirleyen ordu.. Milli mücadele veren ordu.. Değişik zamanda ve o ordu, aynı zamanda gelecek adına da çok şeyler vaad ediyor. O müesseseni içinde kim bilir, belki de bilerek o müessesenin adını kirletmeye matuf düşüncesi kirli bir kısım kimseler yaptıkları şeyleri genelde bazı yerlerden onların çıktılarını sağlayarak o müesseseyi karartmaya matuf halkın nazarında düşürmeye matuf bir kısım davranışlarda bulunabilirler. Böyle bakıyorum, meseleyi şahsen ben böyle değerlendiriyorum.” Gülen, daha önceleri de gündeme taşınan kadrolaşma iddialarına da değindi. “Bir insan kendi ülkesinde o ülkesine ait değişik birimlere sızmaz ki. Sızma yabancılara aittir. Yani gavur olur bir insan bilmem ne olur demeyeceğim ben onları kimseyi de karalamayacağım ben. Falanist olur, filanist olur, fulanist olur, onlar bu milletten olmadığından dolayı bu milletin kaderine hakim olmak için sızarlar. Bir ülkenin kendi evladı kendi müesseselerine sızmaz. Girme onun hakkıdır oraya.” Israrla gündeme getirilmek istenen çirkin komplolara ve iddialara değil yapılan işlere bakılması gerektiğine dikkat çeken Fethullah Gülen, masum insanlara kötülük yapmanın kimselere birşey kazandırmayacağının da altını çizdi. “Falanla alakalı filanla alakalı FG yoksa F tipi falan tipi falan gibi şeyler bunları bağışlarsanız kim derse desin, bu nezahati lisaniyeme uygun gelmese bile, ben burada "lakırdı" deyip geçecem. Benimle alakası yok bu meselenin. Nasıl bu millet bir dönemde milli mücadele verirken bir yerde kurtuluş adına bir meşale yakılmış, çok yerde sivil silahlanmış, memleketini işgal eden düşmanlara karşı bir seferberlik ilan etmiştir. Şimdi bu milletin düşmanları var. Fakirlik gibi, cehalet gibi ihtilaf gibi, iftirak gibi, bunlara karşı bir mücadele bir mücahede diyeyim savaş ilanı değil, bir mücadele bir mücahede verme, eğer millete düşen birşey ise yani bu harekete gönül veren insanlar, bir yerde bir meşale görüyorlar yav bizde yapabiliriz diyorlar.” “Yolun neresinde bizi ölüm çukuruna atarlarsa atsınlar kazanmış sayılırız. Erzurum'lu bir şair ben görmedim onu. Dedelerimiz görmüş bahsederlerdi. Sümman-i meşhurdur Erzurum'da. Az değiştirerek iki mısrasını söyliyeyim. "Ezelden vurgunum Elif-i Ba'ya. Hak kulum emeğin vermesin Za'ya. Bir can borçluydum bari Hüda'ya. Vermek için can kurbana gelmişim ben" diyor. Şimdi ondan dolayı bu daire içinde bulunan bu işe gönül vermiş bu gönüllüler, falan yerde filan yerde falan menzilde filan menzilde, bizi dünyadan ukbaya atacaklar çıkar, hiç önemsemeyiz bunu. Bayılırım ona. Yani bir yerde öyle bir kör kurşunla bilmem neyin nesiyle filan yok edilme meselesi bana ebedi hayatımı kazandırır. Ama bir şeye üzülürüm ben inanan insana bu mevzuda koşan insana kötülük yapan insanlar ahiretlerini mahvetmiş olurlar.”