Altın Portakal'ın jüri üyeliğinden ayrıldığını açıklayan Kusturica, “
Kültür Bakanı'nı düşman ilan ediyorum, beni
hedef gösterdi” dedi
Antalya Film Festivali'ne juri üyesi olarak davet edilen yönetmen
Emir Kusturica,
Sırpların
Boşnak katliamını savunan sözlerine gösterilen kamuoyu tepkisi üzerine Antalya'dan ayrılarak ülkesine geri dönmek zorunda kaldı. Belgrad'a dönerken skandal açıklamalarını sürdürerek
Türkiye'de kendisine yöneltilen tepkilerin ‘barbarlık' olduğunu savunan Kusturica, Kültür Bakanı
Ertuğrul Günay'ı ‘Düşman ilan' ederken kendisini
protesto eden Türk yönetmen
Semih Kaplanoğlu'nu da ‘
Ermeni soykırımı filmi çekmeye' davet etti. Sanatçılardan
bakana kadar herkesin protesto ettiği, Sırp soykırımını savunup Türkiye'yi soykırımcılıkla suçlayan Kusturica'ya destekse Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa
Akaydın'dan geldi. Akaydın, ‘Türkiye adına Kusturica'dan özür dilediğini' ve başka bir etkinlik için yeniden davet ettiğini açıkladı.
SOYKIRIMCI MİLOSEVİÇ'İ SAVUNARAK GİTTİ
Dün, kaldığı otelde bir
basın toplantısı düzenleyen Kusturica, juri üyeliğinden çekildiğini açıkladı. Kusturica, ‘'Bu ülkenin Kültür Bakanını ise bir düşman olarak görüyorum. Çünkü o bunu hak ediyor. Hayatını insanlığa pencereler açmak için adayan bir insan, herhangi bir suçu destekliyor olamaz. Bir jüri üyesi olarak toplantıya katılıp, öğrencilere workshop yapacaktım. Öğrencilere 50 bodygard eşliğinde bir şey anlatamazsınız. Bunu yapmayacağım. Günay belki öğrencilere
ders verir.” dedi. Birleşik
Yugoslavya uğruna savaştığını söyleyen Kusturica, Miloseviç'in Yugoslavya'nın parçalanmamasına yönelik çabalarına rağmen, ABD ve Avrupa'nın Balkanlar'ı yeniden şekillendirme isteği yüzünden parçalandığını savundu.
110 bin Boşnak'a tecavüzü az buldu
NTV'de Can Dündar'ın sorularını yanıtlayan Kusturica, Sırp soykırımının abartıldığını savunan ve Bakan Günay'ı eleştiren açıklamalar yaptı. Kusturica, “
Savaş başladıktan sonra
Fransız basınından ‘tecavüzler hakkında ne düşünüyorsunuz?' diye sordular. Beyanımda şu yönde; herşeyin abartıldığını söyledim. Kızılhaç savaşta bütün taraflardan öldürülmüş insan sayısının 110 bin olduğunu söylüyor. Ama savaş başladıktan sonra 250 bin insanın öldürüldüğünden bahsediyorlar. Ben de bununla ilgili ‘Biraz daha rasyonel davranmamız gerekiyor ve her konuda biraz abartılıyor' dedim. Ama asla kadınlardan bahsetmiyordum.” diye konuştu.
Bakan Günay: Talihsiz açıklama
Önceki gün “Kusturica varsa ben yokum” diyerek festivali boykot eden Kültür Bakanı
Ertuğrul Günay, son açıklamalar üzerine şunları söyledi: “Galiba kendisine haksız, abartılı çeviriler yapılmış. Anladığım kadarıyla, bu yüzden buradan ayrılırken talihsiz açıklamalar yapmış. Ülkemizden ayrıldıktan sonra bir
sanatçı arkadaşımızın arkasından konuşmak istemem”
Akaydın Türkiye adına özür diledi!
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı
Mustafa Akaydın, Bakan Günay'ı ‘kültürsüzlükle' suçlayıp Kusturica'yı savundu. Olayın sanata siyasetin müdahalesi olduğunu belirten Akaydın, “Türkiye adına kendisinden özür diledim. Bu görüşlerin, Antalya halkının duygu ve davranışlarını yansıtmadığını, bu tür davranışları kınadığımı kendisine bildirdim'' dedi.
Gelişi bile büyük gafletti
• Nedim Saban: Kusturica'nın gelişi çok büyük gafletti. Çünkü eğer bir sinemacı olarak onun filmografisi gösterilseydi, saygı duyardım. Kusturica'nın gidişiyle, Türkiye bir
zafer kazanmıştır.
• Kenan
Işık: Kusturica jüriden ayrılarak isabetli bir karar aldı. Soykırımı destekleyen açıklamalar bir sanatçıya yakışmayan tavırlardır.
•
Lale Mansur: Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim derler. Kusturica'nın arkadaşı, Miloseviç. Bundan pay çıkartmak lazım.
•
Müjdat Gezen: Ben bir demokrat olarak her türlü fikre saygı duyuyorum. Kusturica'nın kendini savunmasına, Kusturica'ya yönelen tepkilere ve onu eleştirenlere saygı duyuyorum. Kusturica'nın hayatından da Kusturica sorumludur.
CHP'liler tebrik etti
Kusturica'yı festivalin açılış töreninde protesto eden
Antalya Büyükşehir Belediyesi MHP'li
Meclis Üyesi Reşat
Oktay, “Protestomdan sonra CHP örgütleri ve kadın örgütleri fiili olarak saldırdılar. Ama daha sonra tebrik için arayan çok oldu” dedi.
İran sinemasında baskı ve sansür var
Altın Portakal Uluslararası Jüri Başkanı İranlı
Yönetmen Bahman Ghobadi,
İstanbul, Van ve Irak'ta çekilecek yeni filminin dilinin
Türkçe,
Kürtçe ve
Farsça olacağını bildirdi. Filminde, İran da oyunculuk yapmaları
yasak kişilerin yer alacağını ifade eden Ghobadi, ‘'İran'da film çekemiyorum. Şimdi İran'da herkes ‘İran sineması öldü' diye düşünüyor. Çünkü İran'da sansür var, sinemada baskı var. O yüzden sinema ölmüş.'' diye konuştu.