Gül, resmi ziyaret gerçekleştirdiği
Arnavutluk'ta, Cumhurbaşkanı Bamir Topi tarafından onuruna verilen
akşam yemeğine katıldı.
Verilen bilgiye göre, basına kapalı yemekteki konuşmasına ''
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Aziz Atatürk'ün de ifade ettiği üzere, hissen ve kalben kardeş bildiğimiz tüm Arnavut milletine, Türk milletinin en dostane sevgi,
dayanışma ve muhabbet hislerini iletiyorum'' diyerek başlayan Gül, kendisine gösterilen samimi hüsnükabul ve sıcak misafirperverliğe teşekkür etti.
İki
ülke ve halkları arasında kökleri ortak tarihin derinliklerine uzanan fevkalade kuvvetli dostluk ve kardeşlik hisleri bulunduğunu ifade eden Gül, ortak tarihin siyasi,
ekonomik, ticari, askeri, kültürel, toplumsal ve insani ilişkilerin güçlenmesine imkan tanıdığı gibi; geleceğe dönük
işbirliği için de dünya üzerinde örneğine az rastlanacak dostluk ortamı oluşturduğunu söyledi.
Gül, ikili ilişkilerin karşılıklı anlayış ve dayanışma ruhu içinde tüm yönleriyle geliştiğini, derinleştiğini ve zenginleştiğini; böylece Türkiye ile Arnavutluk arasında örnek bir
ortaklık modelinin
vücut bulduğunu ifade etti.
-''GENİŞLEME AB İÇİN İHTİYAÇ''
Türkiye Cumhuriyeti'nin, kuruluşundan bu yana Arnavutluk'la ilişkilerine özel bir ilgi ve önem atfettiğini belirten Gül, şunları söyledi:
''İki ülke arasındaki güçlü bağların ve ortak tarihin etkilerini ve izlerini paylaştığımız kelimelerde, edebiyatımızda, müziğimizde olduğu kadar, İşkodra'nın taş konaklarında, Berat'ın cumbalı evlerinde, Tiran'ın merkezindeki Ethem Bey Camii'nin mimarisinde de görmemiz mümkündür.
Kader ortaklığı yapmış iki millet, tarih boyunca, etkileri siyasi, iktisadi, toplumsal ve kültürel hayatımızda karşılıklı olarak hissedilen kuvvetli
aile ve akrabalık bağları kurmuşlardır. Hem Türkiye hem Arnavutluk dostluk, kardeşlik ve işbirliği ilişkilerimizi daha da ileriye taşıyacak siyasi irade ve kararlılığa sahiptir.
Siyasi planda, ikili,
bölgesel ve çok taraflı ilişkilerimiz sorunsuz niteliğiyle günden güne gelişmekte ve güçlenmektedir. Bu çerçevede,
Balkanlar ve Akdeniz'e yönelik politikalarımız başta olmak üzere, uluslararası ve bölgesel meselelere dair bakış ve yaklaşımlarımız memnuniyet verici şekilde örtüşmektedir.
Türkiye, Arnavutluk'la NATO çatısı altında müttefik olmaktan gurur duymakta ve Arnavutluk'un
Avrupa Birliği'ne üyelik sürecindeki sevindirici gelişmeleri memnuniyetle takip etmektedir. Zira Türkiye, genişleme sürecini, Avrupa Birliği'nin küresel konumu ve müreffeh geleceği açısından bir ihtiyaç olarak değerlendirmektedir. Türkiye, Avrupa Birliği'nin, genişleme karşıtı ön yargıları ortadan kaldırmak için daha etkin politikalar benimsemesi, genişlemenin yapay sınırlara değil, ortak değerlere dayandığını göstermesi gerektiği görüşünü savunmaktadır.''
Cumhurbaşkanı Gül, ekonomi ve ticaret alanlarında Arnavutluk'un en büyük üçüncü
dış ticaret ortağı ve Arnavutluk'taki üçüncü en büyük yatırımcının Türkiye olduğuna işaret ederek, iki ülkenin bu alanda el birliğiyle daha çok mesafe katedeceğini söyledi.
-''BALKANLAR HUZUR, İSTİKRAR VE REFAH BÖLGESİ OLMALI''-
Arnavutluk'un
Balkanlar'da sahip olduğu stratejik konumu çerçevesinde, iç istikrarını koruyarak gelişmesi ve bölgede layık olduğu konuma ulaşmasının Türkiye'nin en samimi arzusu olduğunu vurgulayan Gül, şöyle devam etti:
''Balkanlar artık, istikrarsızlıklarla anılan bir bölge olmamalıdır. Aksine, somut ve güçlü işbirliği ve bütünleşme projelerinin hayata geçtiği bir istikrar, huzur ve
refah alanına dönüşmelidir.
Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci Dönem Başkanı olan Türkiye, bu istikametteki tüm adımlara, geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki dönemde de
destek vermeye ve öncülük etmeye hazırdır. Bölge ülkeleri arasında daha yakın işbirliğinin tesisi, şüphesiz AB ile bütünleşme sürecini de hızlandıracaktır. Ancak, Balkanlarda samimi bir iş ve güç birliği Avrupa Birliği'nden bağımsız olarak düşünüldüğünde de fevkalade önemlidir. Balkan ülkelerinin paylaştıkları müşterek değerler, tüm bölge ülkeleri arasındaki farklılıkları eritebilecek güçtedir. Geleceğimizi bu anlayışla hazırlamak için gayret göstermemiz gerektiğine inanıyorum. Bu sağlam ortaklık zemini, hepimizin paylaştığı Avrupa ve Avrupa-
Atlantik bütünleşmesi hedefi doğrultusunda, Balkanlar'da bölgesel işbirliğini derinleştirmemiz için bizlere gerekli imkanı sunmaktadır.''