Gül: Veto ettim diye övünmem...

Gül, Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin üzerinden geçen bir yılı değerlendirdi.

Gül: Veto ettim diye övünmem...

Cumhurbaşkanı Gül'den çarpıcı sözler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, göreve geldiğinden beri iki yasayı Meclis'e iade etmesine yönelik eleştirilerin ''siyasi olduğunu'' belirterek, ''Benden önceki Cumhurbaşkanı ve 9. Cumhurbaşkanı bir yılda kaç veto etmiş? Benden önceki Sayın Cumhurbaşkanı bir veto etmiş, ondan önceki iki veya üç'' dedi. - Vicdanım rahat - Öncekilere bakın, Veto ile övünmem... - Ergenekon davası büyük aşama... - Yeni Anayasa için geniş katılım şart... - Rektörü Cumhurbaşkanı atamamalı... - Gürcistan'daki gelişmenin dışında kalamayız... Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yapılan yorumlar hatırlatılarak, ''Siz herkesin Cumhurbaşkanı olma hedefine ulaşabildiniz mi?'' sorusu üzerine, Gül, ''Her şeyden önce ben konumumun farkındayım'' dedi. Anayasal sorumluluklarını, TBMM'de yaptığı yemini bildiğini anlatan Gül, TBMM'deki konuşmalarında neler yapacağını, nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağını paylaştığını anımsattı. NTV'de görevde olduğu bir yıldır bunlara bağlı olduğuna dair inancını dile getiren Gül, ''Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamı siyasal bir makam değildir. Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk milletinin birliğini, bütünlüğünü temsil eder. Ben, Cumhurbaşkanı olarak devletin başıyım ve bu sıfatla bütün bunları yapıyorum'' dedi. Gül, bu konuları her zaman zihninde tuttuğunu ifade ederek, ''Yeminde de belirttiğim gibi bağlı olmam gereken ilkelere, önem vermem gereken konulara ve tarafsızlığıma bağlı kaldığıma inanıyorum. Bunlara özen gösterdim ve bundan sonra da özen göstermeye devam edeceğim'' diye konuştu. Gül, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesi kucaklamak, herkesin hakkını hukukunu gözetmek durumunda olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Siyasi amaçlı çeşitli görüşler açık toplum çerçevesinde ortaya konuldu, yazılıyor, çiziliyor ama ben vicdanen rahatım. Bu makam siyasi bir makam değil. Siyaseti bıraktım. Gözetmem gereken hususlar ayrıdır. Onurlu, şerefli Türk milletini temsil etmek gibi bir durumda olan bir kişi için diğer konuların hepsi çok küçük kalır'' diye konuştu. -''KENDİMİ BAŞKALARININ YERİNE KOYARIM''- Gül, Türkiye'de son bir yılda toplumda gerginlik ve kutuplaşma yaşandığına ilişkin yorumların hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti: ''Türkiye'de bölünme ya da farklı düşünceler, olduğunun ötesinde yansıtılıyor. Çok ayrı düşüncede olan insanlar, birbiriyle mücadele eden siyasi gruplar var. Bu işin doğasının gereği. Bazı ülkelerdeki amansız bölünmüşlük... Bunlar söz konusu değil. Buna inanmıyorum. Hepimizin çok büyük ortak paydaları var. Bunlar söz konusu olduğunda herkesin nasıl birleştiğini, nasıl bir nefes, bir soluk olduğunu gösteren çok çok anlar olmuştur. Bölünmüşlük denen şeyi olduğunun ötesine geçirmemek gerekir. Ben bütün vatandaşlarımı temsil ediyorum. Onların düşüncelerini, hissiyatlarını anlamam gerekir. Ben zaman zaman kendimi başkalarının yerine koyarım. O açıdan vatandaşlarımın farklı düşüncelerini gayet iyi anlıyorum ve görüyorum. Cumhurbaşkanı olduğum süre içinde de temas kurarken, davet yaparken hiçbir ayrım yapmadım. Kimi geldi, kimi gelmedi ama gelenler çok oldu. Ben, acaba onlarla ilgili farklı düşüneceğimi hissederler mi diye özellikle davet ettiğim çok sivil toplum örgütü temsilcisi olmuştur. Benim hiç bir zaman ön yargım söz konusu olamaz. O zaman ben bu makamı hak etmemiş olurum.'' -İKTİDAR VE MUHALEFETLE İLİŞKİLER- Cumhurbaşkanı Gül, iktidar ve muhalefetle ilişkileri konusundaki soruları da yanıtladı. Görevinin herkese eşit mesafede durmak ve herkesi kucaklamak, anayasal kurumlar arasında uyum sağlamak olduğunu anlatan Gül, devlet kademeleriyle düzenli görüşmelerinin yanında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal dahil TBMM'deki bütün partilerin genel başkanlarıyla görüşmeler yaptığını dile getirdi. Türkiye'nin önemli konuları söz konusu olduğunda TBMM'deki ve TBMM dışında kalan, ancak Türk siyasi hayatında önemli rol oynamış parti genel başkanlarıyla baş başa görüştüğünü ya da yuvarlak masa toplantıları yaptığını anlatan Gül, ''Ben doğrusu üzerime düşenleri gayet dikkatli şekilde yapmaya çalışıyorum davetlerimde ayrım yapmadım. Kimseye bir dışlanmışlık hissi vermedim'' dedi. Gül, anamuhalefet partisi CHP Genel Başkanı Baykal'ın yanı sıra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmelerinde açık, net ve içerikli bir şekilde görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti. -''VETO ETTİM DİYE ÖVÜNMEM''- Yasaları Meclis'e iade etme yetkisi ve atamalara ilişkin eleştirilerle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Gül, sözlerine şöyle devam etti: ''Daha önceki cumhurbaşkanları, benden önceki cumhurbaşkanı ve 9. Cumhurbaşkanı... Onlar bir yılda kaç veto etmiş? Benden önceki sayın cumhurbaşkanı bir veto etmiş, ondan önceki iki veya üç... Bu siyasi amaçlı yapılmış bir şey. Tabii ki, ben, 'gelen yasaların şu kadar çoğunu veto ettim' diye övünmem. Arzu ederim ki hiç olmasın. Her şey düzgün gelsin. Niçin TBMM bir kez daha çalışsın? Yazık değil mi? Bazen, eksikler, yanlışlar oluyor. Burada da ben anayasal görevimi yapmam gerekir. Benden önceki sayın cumhurbaşkanları neler yapmışlar, atamalarda nasıl davranmışlar cumhurbaşkanlığı web sayfasında var.'' -''YÖK İÇİNDE BİR BÖLÜNMÜŞLÜK VARDI''- Gül, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ı atamasıyla ilgili eleştiriler konusunda da şunları söyledi: ''Türkiye'de çok değerli insanlar var. Ben isim bazına girmek istemem. Önemli olan uygulamalar. Bu YÖK Başkanı'nı atadıktan sonra ona şunu söyledim: YÖK'te bölünmüşlük olmamasını... Çünkü daha önce YÖK içinde bir bölünmüşlük vardı. Bunun giderilmesini istedim. Üniversitelerin kalitesinin, rekabetin artırılmasını, ilim, bilime yönelmelerini, asla bir ayrımcılık, herhangi bir ideolojik beklemediğimin altını çizdim. Daha önceki yönetim tarafından bırakılan strateji belgesinin çok iyi olduğunu biliyorum. Onu rehber edinmelerini söyledim. Uygulamaya baktığımızda bölünmüşlüğün giderildiğini, eski yeni yöneticilerin beraber kararlar aldıklarını görmek beni memnun etti. Performanslarına baktığımda yanlışlarını görmedim. Başörtüsü ile ilgili kendi aralarında hukuki bir şey yapmışlarsa; doğru, yanlış... Onu savunacak halim yok. Üniversitelerin ülkenin gelişmesine, kalkınmasına katkısına bakarım.'' Cumhurbaşkanı Gül, ''üniversitelerin yeniden yapılandırılması gerektiğini'' de belirterek, ''Üniversitelerin, maalesef çok politize olduğunu görüyorum. Düşüncelerinin hiç önemli olmadığını, son rektör atamalarıma bakarsanız vicdan sahibi herkes bunu görür'' dedi. Atadığı 28 üniversite rektörünün 22'sinin YÖK tarafından birinci sırada aday gösterildiğini belirten Gül, ''AK Parti'den aday olan bir kişiyi rektör atadığı'' gibi, ''başka siyasi partilerden aday olanları'' da rektör atadığını kaydetti. Üniversitelerin yeniden yapılandırılmasında rektörlerin seçiminde de yeni usuller belirlenmesi gerektiğini dile getiren Gül, şöyle konuştu: ''Üniversite rektörlerinin, milletvekili gibi seçilmelerinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Önemli olan bir üniversiteyi kim daha güçlü yapar, bilimde, araştırmada nasıl daha büyük katkı olur, rekabet doğar, öğretim üyelerinin imkanları daha geniş olur. Dolayısıyla ben yeni sistem getirilmesini, Cumhurbaşkanı'nın bu işe hiç karışmamasını arzu ediyorum. Milletvekili seçimi gibi rektör seçiminin mahsurlarını gördüm. Üniversiteler enerji ve prestij kaybediyor. Cumhurbaşkanı'nın bu işle ilgisinin olmaması gerekir.'' -GÜRCİSTAN'DAKİ GELİŞMELER- Gürcistan'da yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Gül, bugün gelinen sorunun uzun süredir potansiyel olarak var olduğunu söyledi. Gül, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili ile son iki görüşmesinde konunun hassasiyetine dikkat çektiğini ifade ederek, ''dikkatli hareket edilmesi gerektiğini paylaştığını'' bildirdi. Kafkaslarda huzur, istikrar ve barışın Türkiye'nin de çıkarına olduğuna, böylece ekonomik işbirliğinin gelişebileceğine işaret eden Gül, şöyle devam etti: ''Kan, göz yaşı bizim hiç görmek istemediğimiz konudur. Bu işlerin suhuletle ve konuşarak, diyalogla çözülmesini daima önerdik. Bugün de bunun için bir çalışma içindeyiz. Olay çıktıktan sonra, gerek Gürcistan Devlet Başkanı gerek Rusya Devlet Başkanı ile görüştüm. Bu işlerin dışında kalamayız. Güçlü bir şekilde bölgenin istikrarı için uğraşacağız. Türkiye'nin dikkatli, dengeli, kararlı şekilde doğruları savunması ve bunlar için uğraşması gerekli. Bölgemizde daima dikkatli olmak gerektiğini söylerim. Bunun için de Türkiye'nin güçlü olması gerektiğini ve güçlü olmanın nelerden geçtiğini paylaşmışımdır. Dünden itibaren yeni bir safha aldı bu sorun. Rusya'nın kararı (Abhazya ve Güney Osetya'yı tanıması) aceleci bulundu. Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği herkes için önemli. Birleşmiş Milletler'in sınırlarını tanıdığı bir ülke... Bunun altında yatan saikler, birçok gerekçeler var. Bunlar tartışılıyor. Sadece Gürcistan bağlamında değil, bunun dışında saikler ve meseleler var.'' Türkiye ile Ermenistan futbol milli takımları arasında oynanacak 2010 Dünya Kupası Eleme Maçı için Ermenistan Devlet Başkanı Serz Sarkisyan'ın davetine katılıp katılmayacağına henüz karar vermediklerini de dile getiren Gül, konunun değerlendirildiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Hükümetle kavgalı olmak veya hükümetin yaptığı doğru işleri (bu yanlıştır) diye ortaya çıkmanın da bir marifet olduğu inancında değilim. Ama yanlış söz konusu olursa bu yanlışı da gayet açık yüreklilikle konuşurum, söylerim, düzeltmelerini isterim ve böyle de yapıyorum'' dedi. Gül, Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin üzerinden geçen bir yılı NTV'ye değerlendirdi. Gül, ''Bir gazetede (Cumhurbaşkanlığı prestij kaybetti, 4. sıraya indi) diye haber var. Sizin bununla ilgili bir izlenimiz oldu mu?'' sorusu üzerine, ''Ben böyle bir araştırma bilmiyorum. Türkiye'de ön yargılı, kasıtlı yapılan bir çok şey var. Onun için bilmiyorum ve görmedim. Ancak polis, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) halkın gönlünde ne kadar yer edinirse ben o kadar mutlu olurum'' dedi. ''Siyasette uzlaşmaya'' dönük gelecek dönemde çalışmasının olup olmayacağının sorulması üzerine Gül, kendisinin icraatın başında olmadığını, görevlerinin Anayasa ile belli olduğunu ifade etti. Türkiye'de Anayasa tartışmalarının tekrar açılacağını, çünkü çeşitli kesimlerden bu konuda talep olduğunu belirten Gül, ''Burada benim önem verdiğim nokta bunun metodolojisinin çok önemli olduğudur. Bazen insanlar yapılan işte tuzunun olmasını isterler. Güzel olsa da kendi katkısı yoksa bunu tenkit ederler'' diye konuştu. -HÜKÜMETLE İLİŞKİLER- ''Hükümetle aranıza yeterince mesafe koyabildiğinizi düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine Gül, şunları kaydetti: ''Şimdi hükümetle kavgalı olmak ayrı bir şey, hükümetle belli mesafeler içerisinde Türkiye'nin çıkarına çalışmak farklı bir şey. Benden önce siyasetten gelmiş olan sayın Cumhurbaşkanları vardır. O dönemlerle benim dönemimi mukayese ederseniz en iyi değerlendirmeyi sizler yaparsınız. Ama hükümetle kavgalı olmak veya hükümetin yaptığı doğru işleri (bu yanlıştır) diye ortaya çıkmanın da bir marifet olduğu inancında değilim. Ama yanlış söz konusu olursa bu yanlışı da gayet açık yüreklilikle konuşurum, söylerim, düzeltmelerini isterim ve böyle de yapıyorum. Şöyle bir yanlış anlayış var; enerjilerimizi biz kavgaya mı harcayacağız? Devlet kurumları arasında uyumu sağlamak benim görevim. Hükümetle diğer Anayasal kurumlarla... Ben bütün yüksek yargının başkanlarını buraya davet ettim o kritik dönemlerde. Onlar içini bana açtı, ben onları dinledim. Vermek istedikleri mesajları aldım, paylaşmam gerekenlerle paylaştım. Bütün bunları yaptım ve bunları yapmaya devam edeceğim. Kavgayla çekişmeyle bu ülke çok şey kaybetti. Bunların maliyeti çok büyük.'' -''MECLİS ANAYASAYI DEĞİŞTİRİR''- ''Bu meclis Anayasayı değiştirebilir mi?'' sorusu üzerine Gül, bu Meclisin vasıfları itibariyle dikkati çeken bir meclis olduğunu ifade etti. Meclisin, büyük katılımla seçilen ve Türkiye'deki ekstrem denilebilecek siyasi akımları bile yansıtan bir Meclis olduğunu söyleyen Gül, bu Meclisin kararlarını alacağını, alacağı kararlar yanlış olursa bunu Anayasa Mahkemesi'nin düzelteceğini kaydetti. ''Bu Meclis kanunlar da yapar Anayasa'yı da değiştirebilir. Çünkü Anayasa nasıl değiştirilir bütün kurallar ortadadır'' diyen Gül, burada psikolojik tarafın daha önemli olduğunu belirtti. Gül, ''Anayasa herkesi bağlayan en üst belge. İstediğiniz anda değiştiremezsiniz. Büyük ve önemli bir belge. O açından Anayasa yapılırken herkesin mümkün olan en geniş katılımın sağlanması ve onların görüşleri ve fikirlerini almanın önemli olduğunu düşünüyorum onun için metot bazen esas kadar önemlidir, diyorum'' dedi. -''GÜNLÜK POLİTİK ŞEYLERE GİRMEK İSTEMİYORUM''- Cumhurbaşkanı Gül, ''Türban meselesini konuşamadık'' sözlerine, ''Bunu politikacılarla konuşun. Neyi söyleyeceğim ben türban meselesiyle ilgili?'' karşılığını verdi. ''Başörtüsü konusunun Türkiye'nin gündemine bir süre gelmeyeceğini düşünüyorum'' sözleri üzerine ise Gül, ''Gelir gelmez ayrı mesele. Sokakta gidiyorsunuz görüyorsunuz insanların halini. İnsanların birbirleriyle bir problemi var mı? Biz kendimiz mesele çıkartmayalım. Bizim yapacağımız çok şey var. Sorunlarımızı niye bu kadar ihmal ediyoruz'' diye konuştu. ''Günlük politik şeylere girmek istemiyorum'' diyen Gül, ''Bilim ve teknolojiyle ilgili ben bu köşkte toplantılar yaptım. İlk defa bilim ödüllerini bu köşkte verdim. Kültür çalışmaları yaptık, eğitim konuları, bunlar Türkiye'nin büyük meseleleri. Türban falan filan...İnsanlar nasıl isterlerse öyle hareket etsin, bana ne... Niye ben o konulara gireyim?'' dedi. Gül, bir sene içerisinde ''en büyük zamanı ve gayreti Türk dış politikasına'' verdiğini ifade etti. Türkiye'nin sadece kendi içinde uğraşan bir ülke değil, bölgesel, uluslararası konularla uğraşan, bunlara katkı sağlamak için çaba gösteren bir ülke olduğunu ifade eden Gül, ''Enerjimizi içeriye değil, dışarıya verelim. Türkiye'nin ileriye gitmesini ve güçlenmesini anlamsız meselelerle engellemeyelim. Kendi kendimizi yormayalım. Bizim kaybettiğimiz çok yıllar var. Bizim gece gündüz koşturmamız lazım'' dedi. Türkiye'nin bir kaç yıl içerisinde çok daha görünür biçimde bölgenin en güvenilir ülkesi olacağına inandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, ''Türkiye'nin bir kaç sene sonra hayal edilemeyecek bir noktaya geleceğine samimi olarak kesin olarak inanıyorum'' dedi. -ÖZ ELEŞTİRİ- Gül, ''Bir senenin öz eleştirisini yaptığınızda ne diyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Şüphesiz ki herkes yaptığı işi 'dört dörtlük yaptım, hiç bir noksan kusuru yoktur' diyorsa ona inanmamanız lazım. Daha iyi yapabileceğim işler olmuştur. 'Onu öyle değil de böyle yapsaydım' dediğim işler vardır. Bunlar gayet normal şeyler. Genel olarak baktığımız zaman içim rahat. Çünkü yeminime sadığım herkese eşit mesafedeyim. Fikri zikri ne olursa olsun Çankaya'yı herkese açtım'' diye konuştu. ''Yanlış yaptığınız şeyler var mı?'' sorusuna Gül, ''Olabilir, yanlış yaptığım da olabilir'' karşılığını verdi. Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs ile ilgili olarak ise ''Kıbrıs'ta kapsamlı bir çözümü destekleyen, ama bir taraftan da kararlı bir şekilde duruşumuzu devam ettiriyoruz'' dedi. AA
<< Önceki Haber Gül: Veto ettim diye övünmem... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER