İşine son veren üniversiteye tepki yağıyor

Çankaya Üniversitesi, özgürlükçü yorumlarıyla kamuoyunun gündemine gelen Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can'ın derslerine son verdi.

İşine son veren üniversiteye tepki yağıyor

Çankaya Üniversitesi, özgürlükçü yorumlarıy- la kamuoyunun gündemine gelen Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can'ın derslerine son verdi. Can, görevine son verildiğini fakülte sekreteryasını aradığında öğrendi. Tuhaf uygulama ile ilgili konuşan Can, "Arzum ve isteğim dışında bana haber vermeksizin görevime son verilmiş. Haber verilseydi, başka bir üniversitede görev alma şansım olurdu." dedi. Şaşırtıcı karar, akademik çevrelerde de rahatsızlığa yol açtı. Akademisyenler, 'özgürlük- çü düşüncenin üniversiteden uzaklaştırıldığına' vurgu yaparken, "Artık, hiç kimse açık fikirli olduğu için uzaklaştırılmamalı." tepkisini gösterdi. Rektör Ziya Güvenç ise eleştiriler karşısında ilginç bir savunma yaptı: "Dışarıdan ders ücreti yüklü para tutuyor." Doç. Dr. Osman Can, son dönemde hazırladığı raporlarla dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi tarafından kritik davalarda görevlendirilen Can, asıl kadrosu Erzincan Hukuk Fakültesi'nde bulunmasına rağmen 5 yıldır Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde "Devlet Teorileri" dersi veriyordu. Üniversite yönetimi ile öğrenciler arasında sol-liberal görüşleriyle tanınan Can arasında bir yıldır uyuşmazlık bulunduğu, kapatma davasının bardağı taşırdığı belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre, görüş ayrılıkları Can'ın üniversitede Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) düşünce suçlarını düzenleyen 301. maddesi konusunda verdiği bir konferansla başladı. Can, söz konusu konferansta 301. maddenin koruduğu hiçbir anayasal değer olmadığını, bu yüzden tamamen kaldırılması gerektiğini belirtti. Konferansın ardından üniversite yönetimi rahatsızlığını iletirken Can, bu kez yazılarında vicdani reddin (askerlik) bir hak olması gerektiğini savundu. Bu da, sözlü olarak uyarılmasına sebep oldu. Raportör Can, daha sonra CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü davalarla ilgili raporlarında 'demokrasiyi' öne çıkaran yorumlara imza attı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 şartına gerek olmadığını, öğrencilerin üniversitelere girmesinin önündeki engelleri kaldıran Anayasa değişikliğinin 'laikliği' ihlal etmediğini ve AK Parti hakkındaki kapatma davasının Venedik Kriterleri'ne uymadığını hukuki dayanaklarıyla ortaya koydu. Özellikle başörtüsü düzenlemesi ve kapatma davası konusundaki raporlar, bardağı taşıran damlalar oldu. Keşke önceden söyleselerdi Anayasa hukukçusu Osman Can, ilişkisinin kesildiğini resmi bir yazı ya da üniversite yönetiminin telefonuyla öğrenmedi. Üniversiteyi yeni dönem dersleriyle ilgili aradığında sekreterden, üniversitenin bu yıl kendisiyle çalışmak istemediği cevabını aldı. Sekreter, kendisine sadece "Kusura bakmayın hocam." demekle yetindi. Can, üniversitedeki görevine son verilmesiyle ilgili konuşmak istemedi. Sadece, "Zorunlu olarak kitaplarıma ağırlık vereceğim." değerlendirmesinde bulundu. Can'ın çevresine ise "Bana ders vermek zorunda değiller. Geçen yıldan beri böyle bir sonucu bekliyordum. Mayıs-haziranda söyleselerdi başka bir yerde ders verme imkanı arardım." dediği öğrenildi. Çankaya Üniversitesi Rektörü Ziya Güvenç, Osman Can'ın ilişkisinin kesilmesiyle ilgili eleştiriler karşısında ilginç bir savunma yaptı. Osman Can ile hiçbir sorun yaşamadıklarını iddia eden Güvenç, üniversitede yapılan 301 ve başörtüsü gibi panellerine Can'ın da davet edildiğini anlattı. Güvenç, "Dışarıdan ders ücreti yüklü para tutuyor. Ayrıca yetiştirdiğimiz elemanları kullanmazsak üniversitenin bütçesini ekonomik kullanmamış oluruz. Osman Bey'e bölümün ihtiyacı olursa yine temasa geçebiliriz." dedi. Kendi yetiştirdikleri öğretim görevlilerini çalıştırmak istedikleri için böyle bir karar aldıklarını ifade eden Rektör Güvenç, şunları kaydetti: "Osman Can 3-4 yıldır, ders-saat ücreti ile haftada iki saat hukuk fakültesinde bize yardım ediyordu. Tam zamanlı değildi. Biz öğretim görevlilerimizi kendimiz yetiştirmeye çalışıyoruz. İki doktora öğrencimiz öğretim görevlisi oldu. Bunlardan biri de Osman Can ile yakın alanda doktora yapan İlker Kılıç'tı. 10 yıldır bizde çalışıyor. Doktorasını tamamlayınca öğretim görevlisi kadrosuna yükseltildi. Öğretim görevlisi olmasaydı da üniversite ile ilişkisinin kesilmesi gerekiyordu. Yasa gereği de bir öğretim görevlisine 12 saat ders verilmek zorunda. Osman Bey'in dersine de İlker Kılıç girecek." Osman Can'ın Anayasa raportörlüğü görevi sürüyor. Can, AK Parti davasında 'kapatılmamalı' görüşünü savunmuştu. Konuya ilişkin raporunda, siyasi partilerin yalnızca şiddeti savunması ya da şiddeti araç olarak kullanması halinde kapatılması gerektiğini vurgularken, AK Parti'nin laikliğe aykırı fiillerin odağı haline gelmediğini belirtmişti. Osman Can, eğitim özgürlüğüyle ilgili anayasa değişikliğinin iptaline de karşı çıkmıştı. Can, değişikliğin Anayasa'daki şekil şartlarına uygun olduğunu belirterek, laikliğe aykırı olmadığının altını çizmişti. Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Şefik Dursun: Türk üniversitelerinin itibarı zedelendi Üniversitenin bu konuda böyle bir tavır alması kabul edilebilir bir durum değil. Türk üniversitelerinin ne duruma geldiği ortaya çıktı. Özgürlükçü olması gereken üniversiteler 28 Şubat'tan sonra bu hale geldi. Bu olay Türk üniversitelerinin itibarını dünya eğitim camiasında aşağıya çekmiştir. Çankaya Üniversitesi'nin tüm camiasıyla böyle olduğunu düşünmüyorum. Rektörle ilgili bir durumdur. Üniversitelerin geleceği ile ilgili ürkütücü bir tablodur. Ama üniversitelerimizin daha özgürlükçü ortamlara kavuşacağını ümit ediyoruz. Demokratik Üniversite Platformu Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu: Üniversiteler, özgür düşünceli insanları barındırmıyor Üniversitelerde öteden beri, resmî ideolojinin dışına çıkan, özgürlükçü öğretim elemanlarının, hocaların görevine son veriliyor. Üniversiteler maalesef özgür düşünceli insanları barındırmıyor. Osman Can popüler bir isim olduğu için, onun işine son verilmesi olayı duyuldu. Ancak her gün görüşlerinden dolayı işine son verilen onlarca isim var ve bunlar tanınmadığı için gündeme gelmiyor. Bu durumda YÖK'e, hükümete çok büyük görevler düşüyor. Disiplin suçu işlediği iddiasıyla görevine son verilen, sözleşmesi yenilenmeyen ama aslında görüşünden dolayı üniversitelerden uzaklaştırılan hocaların durumlarının düzeltilmesi gerekiyor. Hiç kimse açık fikirli, özgürlükçü olduğu için görevinden uzaklaştırılmamalı. ZAMAN
<< Önceki Haber İşine son veren üniversiteye tepki yağıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER