İstanbul’un yaklaşık 3 aylık içme suyu kaldı. Su krizini çözme telaşına düşen İSKİ, Sakarya Nehri’nden su getirmek için çalışma başlattı. Ancak uzmanlar, söz konusu nehirde ağır metal bulunduğu yönünde bilimsel raporlar olduğuna dikkat çekiyor.
Zaman gazetesinde yer alan haberine göre, kurak bir kış geçiren İstanbul’un son yağmurlara rağmen yaklaşık 3 aylık içme suyu kaldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), içme suyu ihtiyacını karşılamak için Sakarya Nehri’nden su almaya hazırlanıyor. Büyükşehir Belediyesi kaynaklarından alınan bilgiye göre, bu doğrultuda resmî çalışma başlatan İSKİ, Sakarya Nehri’nden günlük 10 metreküp/sn su almayı planlıyor. Ancak, nehrin ağır metal ve kirletici taşıması, tartışma konusu oldu. Uzman ve akademisyenler, Sakarya Nehri’nin kirliliğini tespit eden önemli raporların var olduğuna dikkat çekerek İstanbul için sağlıklı içme suyu uyarısı yaptı. Sakarya Nehri, Fırat ve Kızılırmak’tan sonra Türkiye’nin en büyük akarsuyu olma özelliğine sahip.
İSKİ verilerine göre, son yağışlarla birlikte İstanbul’da içme suyu sağlayan barajların doluluk oranı yüzde 35,27’ye çıktı. Ancak, yağışların beklentilerin gerisinde kalması sebebiyle barajlarda doluluk oranı düşük seviyede kaldı. Mart ayı itibarıyla İstanbul’un içme suyu barajlarındaki doluluk oranı 2005 yılından bu yana en düşük seviyesine geriledi. Meteorolojik tahminlere göre nisan yağışları da ortalamaların gerisinde gerçekleşecek.
İSKİ, su ihtiyacının karşılanması için İstanbul’daki barajlara ilave Melen Çayı’ndan (Düzce-Sakarya) su alıyor. Ancak Melen’de de suyun azalması üzerine İSKİ, Sakarya Nehri’nin denize yakın noktasından İstanbul’a içme suyu taşımak için çalışma başlattı. İSKİ, Sakarya Irmağı’ndan alınacak suyu, Melen suyunu taşıyan boru hattı ile taşıyacak. Ancak uzman ve akademisyenlere göre Sakarya Irmağı suyu, ağır metal ve kirleticiler içeriyor. Çünkü, Ankara ve Eskişehir Porsuk Çayı başta olmak üzere nehir güzergahında yerleşim ve sanayi tesislerinden atıkların Sakarya Irmağı’na karışması söz konusu. Suda biyolojik arındırmanın mümkün olduğunu, ancak ağır metallerin temizlenmesinin zor bir süreç olduğuna işaret eden uzmanlar, bunların hesaba katılarak su transferinin gerçekleştirilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.