AYDOĞAN VATANDAŞ - AKSİYON
Tabiatları gereği hem iyi duyan kulakları var hem de iyi gören gözleri. Merak da üzerine eklenince değme
ajanlara taş çıkartıyorlar.
Habercilik ve istihbaratçılık, muhabirlik ve muhbirlik her zaman birbirine karıştırılan kelimeler.
İstihbarat örgütleri haber toplama ve kamuoyunu manipüle etme konusunda eşsiz fırsatlar verdiği için
gazetecilik mesleğini ve gazetecileri her zaman kullanageldi. Üstelik gazetecilik faaliyetlerinin
basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin de bunda etkisi var.
Örneğin ABD istihbarat örgütleri
Vietnam Savaşı boyunca gazetecilik mesleğini yaygın bir biçimde kullandı. 1970'lerde ABD Kongresi'nin komite raporuna göre, ABD'nin saygın yayın organlarında çalışan çok sayıda gazetecinin aslında CIA'ya çalıştığı resmen ortaya çıktı. Bu raporda CIA'nın sadece kadrolu gazetecileri değil aynı zamanda serbest gazetecileri de görevlendirdiği anlatılıyordu.
Kuşkusuz, gazetecileri ajan olarak kullanan sadece CIA değil. Dünyaca ünlü gazeteci Kim Philby'nin Beyrut'ta
Moskova adına
casusluk yaptığı unutulmadı. Philby üstelik Beyrut'taki
casusluk faaliyetini dünyaca ünlü üç medya organı üzerinden gerçekleştiriyordu: The
Times, The
Economist, The Observer. Casus olduğu
İngiliz İstihbarat Örgütü'nce ifşa edilen Philby'nin, bir
Amerikan Koleji'nde çalışan karısıyla birlikte Moskova'ya kaçtığı da hâlâ hafızalarda.
Alexander Wassilev'in kaleme aldığı Spies: The Rise and Fall of the KGB in America (Casuslar: Amerika'da KGB'nin Yükselişi ve Çöküşü) adlı kitap, KGB ve Rus
Askerî İstihbarat Örgütü (GRU)'nün gazetecilik mesleğini nasıl kullandıklarını gözler önüne seriyor. Örneğin gazeteciliği bir casusluk faaliyeti olarak yürüten Vassilev'e, işini daha da profesyonel yapabilmesi için uluslararası gazetecilik alanında master yapma imkânı verilmiş.
Geçen yıl yayımlanan kitaba göre, sadece 1941 yılında KGB 22 gazeteciyi Amerika'da casusluk faaliyeti için kullandı.
Gazetecilerin yanı sıra aynı yıl, 49 mühendis, 4 ekonomist ve 8 de
profesör istihbarat örgütünün yararına bilgi toplamış.
Yale Üniversitesi yayınları arasında neşredilen kitabın en ciddi iddialarından biri ise, ‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor' adlı kitabıyla bildiğimiz ünlü edebiyatçı Ernest Hemningway'in de KGB tarfından ‘ARGO' kod adıyla ajan olarak kullanıldığı iddiası.
KGB'nin kullandığı gazetecilerden biri de Walter Lippmann olarak geçiyor kitapta. Dönemin çok ünlü bir
köşe yazarı olan Lippmann, Mary Price adında bir KGB casusunun yanına sekreter olarak sokulması ile devşirilmiş.
KGB'nin casus olarak kullanmayı başardığı gazeteciler arasında Time gibi dünyaca ünlü ve prestijli bir
dergide yazmış olan
Whittaker Chambers da, PM adlı bir
New York tabloid gazetesinde muhabirlik yapmış olan Helen
Bentley da var. Nitekim, Helen Bentley de, dönemin ünlü muhabirlerinden Bernard Redmond'u ajanlaştırmış. Redmond uzun yıllar U.S News, CBS, Westınghouse Yayıncılık ve
Boston Üniversitesi'nde çalışmış.
Kitapta adları geçen diğer gazetecilerden Winston Burdett'in kod adı ‘Kartal'mış. Brooklyn Eagle adlı gazetenin uzun yıllar dış haberler muhabirliğini yapmış ve KGB ajanları ile
Avrupa seyahatlerinde buluşurmuş.
Chicago Tribune muhabirlerinden George Seldes gazetesinin Moskova muhabiriymiş. Daha sonra KGB'deki kontağı Bruce Minton ile bir dergi çıkarmaya başlamış. Kitapta Robert Allen adlı
Washington kökenli bir köşe yazarının da ajanlık kariyerinin ilk yıllarında ayda 100 dolar
ücret aldığı belirtiliyor.
Kuşkusuz
soğuk savaş döneminde CIA'nın da KGB'den altta kalması beklenemez. 1976 yılında, Senatör Frank Church tarafından Senato İstihbarat Alt Komitesi adına yapılan bir araştırmada, CIA'nın soğuk savaş yıllarında tam 50 gazeteciyi ajan olarak kullandığı ortaya çıkmış.
Bilindiği gibi 1996 yılında CIA'nın AP muhabiri
Terry Anderson'ı Lübnan'da ve CNN muhabirini Bağdat'ta kullanmasının ortaya çıkması üzerine Amerikan İstihbarat Komitesi'nde ilgili kurumların yöneticileri ile dönemin CIA başkanı arasında ateşli tartışmalar olmuştu.
Bunun üzerine, 1996 yılında
New Mexico eyaleti
senatörü William B. Richardson, Amerikan Senatosu'na gazetecilerin CIA tarafından kullanılmasını düzenleyen bir
yasa tasarısı sundu. H.R. 3259 sayılı yasa 1997 yılında 6'ya karşı 417 oyla kabul edildi. Buna gore, CIA'nın Amerikan haber kuruluşlarını temsil eden
ülke içinde ya da ülke dışında çalışan muhabirleri kullanmasına sınırlama getiriliyor. İlginçtir ki bu sınırlama, ulusal güvenlik kaygılarının artması durumunda ABD başkanı tarafından kaldırılabiliyor. Yine ilginçtir ki söz konusu sınırlama sadece ABD basın kuruluşlarında çalışan gazetecileri kapsıyor. Yani ABD yasalarına göre CIA'nın
yabancı haber kuruluşlarında çalışan gazetecileri kullanmasının önünde yasal bir engel yok.