Anayasa Mahkemesi Raportörü: İptal davası reddedilmeli
Çoban,
raporunda, değişikliğin Anayasa'ya uygun olduğunu vurguladı.
Hukukçuların neredeyse tamamının belirttiği gibi, "Yüksek Mahkeme esasa giremez ve yasama süreci bitmediği için paketi iptal edemez." dedi.
1982
darbe Anayasası'nda önemli değişiklikler içeren reform paketiyle ilgili davada kritik döneme girildi.
Anayasa Mahkemesi Raportörü Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Çoban, raporunu tamamlayarak dün Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç'a teslim etti. Çoban, raporunda hukukçuların neredeyse tamamının altını çizdiği gerçeklere dikkat çekti. Öncelikle, değişiklik paketinin Anayasa'ya uygun olduğunu belirtti. 'Esas denetimi' yapılamayacağını kaydetti. Ayrıca yasama süreci devam ettiği için Yüksek Mahkeme'nin paketi iptal edemeyeceğini ve
referandumu engelleyemeyeceğini vurguladı.
Raporda, Anayasa Mahkemesi ve
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (
HSYK) ile ilgili değişikliklerin de Anayasa'daki hukuk devleti ilkesine uygun olduğu tespitine yer verildi. Rapor, Anayasa Mahkemesi üyelerine dağıtılırken, dava, Başkan Haşim Kılıç'ın belirleyeceği bir günde görüşülerek karara bağlanacak. Hukukçular, iptal talebinin reddini isteyen Raportör Ali Rıza Çoban'ın Anayasa'nın gereğini yerine getirdiği görüşünde birleşti.
Anayasa Mahkemesi, 8 Haziran'da davanın ilk incelemesini yapmış ve paketi şekil yönünden inceleme kararı almıştı. Dün 130 sayfalık raporun sunulmasıyla birlikte, davayla ilgili kritik süreç de başlamış oldu. Raportör Ali Rıza Çoban, hazırladığı raporu Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'a sundu. Kılıç'ın da raporu üyelere dağıttığı belirtildi. Alınan bilgilere göre raporun dayandığı temel tez; anayasa değişikliğinin referandumla kabul edilmeden yasalaşmayacağı, yasalaşmayan bir normun da denetlenemeyeceği şeklinde. Anayasa Mahkemesi, 8 Haziran'da davanın ilk incelemesini yapmıştı. Çoban, ilk incelemeye ilişkin raporunda da benzer bir görüş ortaya koymuş ve yasalaşmayan anayasa değişikliğine dava açılamayacağının altını çizmişti. Bazı üyeler de bu görüşü desteklemiş, Engin
Yıldırım ile Nuri Neciboğlu davanın reddini istemişti. Diğer üyelerin oylarıyla 2'ye karşı 9 oyla davanın şekil yönünden incelenmesine karar verilmişti.
Raportör Çoban, dünkü raporunda, anayasa değişikliklerinin esas denetimi yapılamayacağını vurgularken Anayasa Mahkemesi'nin daha önceki bir kararına da 'içtihat örneği' olarak atıf yaptı. Bu da cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören anayasa değişikliğine açılan iptal davasıydı. Mahkeme, 2007/72 esas sayılı kararında bu talebi reddetmişti. Raporda, "Anayasa'nın 148. maddesinde, anayasa değişikliklerinde Anayasa Mahkemesi'ne tanınan denetim yetkisinin, '
teklif,
oylama çoğunluğu ve ivedilikle görüşülemeyeceği' şartlarına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlanmıştır. Esas yönünden denetime olanak tanınmadığı gibi, 148. maddede
tüketici biçimde sayılan koşulların dışında şekil yönünden denetim yapılması olanaksızdır." denildi. Anayasa'nın değiştirilmesi sürecinden de bahsedilerek bu şekil şartlarının sağlandığı tespitine yer verildi.
Anayasa değişikliği teklifinin
TBMM üye tamsayısının en az üçte birinin yazılı teklifiyle (184) başlatılacağı, tekliflerin Genel Kurul'da iki defa görüşülmesinin zorunlu olduğu kaydedildi. Değişiklik teklifinin kabulünün, Meclis'in üye tamsayısının beşte üç çoğunluğun oyu ile mümkün olduğu ifade edilen raporda, paketin referandum aralığı olan 330'un üzerinde oyla kabul edildiği, Cumhurbaşkanı'nca da referanduma sunulmak üzere Resmi Gazete'de yayımlandığı hatırlatıldı. Anayasa paketinin referandumda yüzde 50'nin üzerinde
evet oyu alması ve Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) referandum sonuçlarının Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra yürürlüğe gireceği belirtildi. Yasalaşmayan anayasa değişikliğinin denetlenemeyeceği vurgulandı.
Öte yandan
mahkeme üyeleri dün
akşam saatlerinde bir araya gelerek raporu müzakere etti.
Mahkeme üyesi FULYA KANTARCIOĞLU HAKKINDA REDDiHAKİM TALEPLERİ VAR
Anayasa Mahkemesi, iptal davasını üye
Fulya Kantarcıoğlu'nun
ihsası rey (görüşünü önceden belli etme) tartışmaları altında görüşecek. Kantarcıoğlu'nun, eski
Adalet Bakanı Seyfi Oktay'la anayasa değişikliğinin iptaliyle ilgili görüşmeleri yasal dinlemeye takılmıştı. Mahkeme Üyesi, bu konuşmalarında, dava hakkında ihsası rey niteliğinde bilgi veriyordu. Oktay da bu bilgileri, davayı açan CHP'nin o dönemki lideri Deniz Baykal'a aktarıyordu. Sivil
toplum kuruluşları ve vatandaşlar Kantarcıoğlu hakkında reddihakim talebinde bulunmuştu. Kantarcıoğlu ise, ihsası rey iddialarına
kulak asmayarak, davadan çekilmeyeceğini açıklamıştı. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş kanununa göre, reddihakim talepleri hakkında Yüksek Mahkeme'nin bir karar vermesi gerekiyor. Savunma Avukatları Derneği Kurucu Başkanı Hayel Özenç, "Bu kadar aleniliğe rağmen Kantarcıoğlu'nun üye sıfatıyla görüşmelere katılması hukuk etiğinin kaldıracağı bir tutum değildir." diyor. Hukukçular Derneği Başkanı
Cahit Özkan da "Bütün bunlara rağmen görüşmelere katılacak olması inanılır gibi değil. Mahkeme heyetinin görüşmelerden önce bu konuyu ele alması gerekiyor." değerlendirmesini yapıyor.
Süreç bundan sonra nasıl işleyecek?
Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın belirleyeceği bir günde
raportörün raporu görüşülerek dava karara bağlanacak. Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'nın 148. maddesinin ikinci fıkrasındaki şekil şartlarına göre bir inceleme yapması durumunda paketin iptal edilmeyeceği belirtiliyor. Ancak Yüksek Mahkeme, eğitim özgürlüğüyle ilgili Anayasa'nın 10 ve 42. maddeyi iptal kararında olduğu gibi şekil denetimi adı altında esas denetimi yapması halinde paketin iptali yolu açılmış olacak. İptal çoğunluğu sağlanması halinde, birkaç ihtimal gündeme gelecek. Maddelerin tümünün iptali halinde referanduma gidilemeyecek. Anayasa Mahkemesi ve HSYK gibi yargı ile ilgili maddeler iptal edilirse paketteki diğer maddeler referanduma sunulacak. Anayasa Mahkemesi, parti
kapatma ve anayasa değişikliği iptal davalarında nitelikli çoğunlukla karar verebiliyor. İptal için 11 üyeden 7'sinin oyu gerekiyor. Salt çoğunluk (6-5) iptal için yeterli olmuyor.