Kulûbu'd-Dâria'yı paylaştınız mı?

İnsan, ihtiyaçları sınırsız ama bunları elde edecek imkânı ve gücü olabildiğince kısıtlı bir varlık.

Kulûbu'd-Dâria'yı paylaştınız mı?

Ebedler için yaratıldığından bitmek tükenmek bilmeyen emelleri var. Buna karşılık sermayesi bir o kadar da az. Dua, bu acz ve fakr halinin ilanıdır aslında. Kendinin farkında olmanın itirafıdır. Kulun, Sonsuz Kudret karşısındaki zayıflığını ve imkânlarının azlığını kabullenmesidir. Dua, kul ile Allah arasındaki en büyük sır ve en mahrem ilişkidir. Dua bir iç çekiştir; yürekten yakarıştır. Sineden kopup gelen bir "âh"tır. Çocuğun ağlamasıdır dua, anne sütüne duyduğu ihtiyacın ızdırar haline dönüşmesidir. Tohumun çatlaması, tomurcukların patlamasıdır. Günebakan çiçeklerinin güneşe dönmeleridir. Dua bahardır, yazdır, kıştır. Yağmurdur, yağmursuzluktur. Kardır, tipidir, borandır, fırtınadır. Güneş'in tutulması, Ay'ın gizlenmesidir. Dua, öne eğilen baş, gözden akan yaştır. Mutluluktur, hüzündür, sevinçtir, kederdir. Çiledir, ıstıraptır, gurbettir, yalnızlıktır. Terk edilmek, ihanete uğramak, yalnız bırakılmaktır. En büyük Dost'la halleşmek, halvet olmaktır dua. Bazen gözlerini semâya dikip içinin yangınını bakışlarla haykırmaktır. Gecenin karanlığında seccadenin üzerinde öylece kalakalmaktır. "Yüceler Yücesi"ne aidiyet bir insan için en büyük şereftir. Dua bu şerefin ilanı ve O'nun kudretine itimadın adıdır. O'ndan başka güç ve kuvvet kabul etmemektir. O'nun dışında kimseye boyun eğmemek, kimseden meded beklememektir. "Baş eğmeyiz edâniye dünya-yı dûn için" diyebilmektir. "Kullarım sana beni sorarlarsa bilsinler ki, ben onlara çok yakınım; bana dua ile yönelenin duasına cevap veririm" va'dine güvenmektir. Duada esas olan samimiyettir. İhtiyacının farkında olan insan, bu ihtiyacın karşılanacağı tek merciin "Rahmeti Sonsuz" olduğuna inanarak ellerini açmalıdır. İhtiyacını koparıp alırcasına yakarmalı, kasıkları çatlatırcasına kıvranmalıdır. Bunu yaparken de duanın en büyük sır olduğunu unutmamalıdır. Duanın safvetine riyanın pisliğini bulaştırmamalı, "Başkalarının nazarlarından uzak, gönülden, sadece Rabb'ine yalvarmalı ve gizliden gizliye O'na dua ederler" ilahi tarifine uygun hareket etmelidir. Başka her şeye kapanıp içini sadece O'na açan, halini sadece O'na şikâyet eden zamanla yüreğinde O'nun yakınlığını hisseder. O dergâhtan hiç eli boş dönmez. Kul efendisine arzuhalde bulunacaksa O'ndan başka her şeye kapanmalıdır. Aklıyla, duygularıyla ve bütün benliğiyle sadece O'na açılmalıdır. Sesini, sözünü, tavrını ve mimiklerini ona göre ayarlamalı, huzurun adabına riayete özen göstermelidir. Kime el açtığını, kiminle dertleştiğini bir an bile unutmamalıdır. Defineye malik viraneler var Gök ehlince elden ele dolaşan en kıymetli dua, sıkışmış, canı gırtlağına gelmiş, perişan ve muzdarip birinin hal duasıdır. Böyle biri Allah'a yönelip düşünürken, içini O'na dökerken ne deyip ne ettiğinin, nerede durup ne istediğinin farkındadır. "Nice üstü başı perişan, pejmürde görünümlü gariban vardır ki Allah adına yemin etseler Allah onları yeminlerinde yalancı çıkarmaz, istediklerini hemen verir." beyanı bunları anlatır. Böylelerinin duasıyla sema gözyaşlarını salar ve ağlamaya durur. Çevreyi tehdit eden hortumlar yol değiştirir, her şeyi alabora eden dalgalar diner ve selamet ufku görünür. Kırılan faylar, sürpriz kararlara teslim olur ve faylardan boşalan gazlar atmosfer içinde eriyip gider. Duanın kabul olacağına yürekten inanmak duada önemli bir esastır. Kabulünden şüphe edilen duada samimiyet noksanlığı vardır. Duada istediğimiz şeyin tam olarak gerçekleşmemesi duanın kabul edilmediği anlamına gelmez. Hastanın istediği ilacı değil de ona daha faydalı olacağına inandığı başka bir ilacı veren doktor hastanın talebini fazlasıyla karşılamış demektir. Dua, Hakk'ın tükenmez hazinelerinin sırlı bir anahtarıdır. Fakir, yoksul ve kalbi kırıkların dayanak noktasıdır. Iztırarla kıvranıp inleyenlerin en emin sığınağıdır. Bu sığınağa adım atan, o sihirli anahtarı elde etmiş sayılır. Hakk'a dost olmanın en önemli vesilesidir dua. Hak dostlarının hemen hepsinin Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem)den rivayet edilenlerin dışında kendi duaları da vardır. Dostluk merdivenlerini dua desteğiyle çıktıklarını görürsünüz. Bu yüzden "Dost" olmak için "daima dua" gerekir. Duaları paylaşarak okumak gerek Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, bu hakikati yakinen yaşayan bir "hak dostu". Bütün hayatı insanlığı hakiki dostluğa yükseltme uğrunda geçmiş. Şimdi bizi o dostluk ikliminin eşsiz atmosferine çağırıyor. İnsanlığın İftihar Tablosu (aleyhi ekmelü't-tehâya) başta olmak üzere günümüze kadar gelen yüzlerce "dost"un duaları derlenmiş ve adına "Kulûbu'd-dâria- Yakaran Gönüller" denmiş. Vuslat taliplerinin, büyük yolun saliklerinin elinde bir fener olsun istenmiş. Efendimiz'in dualarının yanı sıra, hulefa-i râşidîn ve bir kısım sahabe efendilerimizin duaları, ehl-i beytin kutlu silsilesinden büyüklerin virdleri, İmam Gazalî, Abdülkadir Geylânî, İmam Şâzilî, Muhammed Bahâüddin Nakşibendî, Muhyiddin ibn Arabî, Ahmed el-Bedevî, Ahmed er-Rufâî, İmam Rabbânî, Mevlânâ Halid-i Bağdâdî, Bediüzzaman Said Nursî gibi büyük zatların münâcaatları çiçek buketi gibi bir araya getirilmiş. Peygamberân-ı izâmın tesbihleri, mezhep imamlarının duaları da bu kitapta yer almış. Kulûbu'd-Dâria'nın ilk baskıları, son devir Osmanlı ulemasından merhum A. Ziyaüddin Gümüşhânevî Hazretleri tarafından derlenen üç ciltlik "Mecmuatü'l-Ahzâb" isimli eserden Muhterem Hocaefendi'nin yaptığı seçkilerden oluşmuştu. Son baskısında ise "Kulûbu'd-Dâria" Muhterem Hocamızın bizzat yaptığı tashihler ve başta Efendimiz'in sabah-akşam duaları olmak üzere Cevşen-i Kebir ve Evrad-ı Kudsiye gibi pek çok kıymetli duanın ilavesiyle daha dolu bir muhtevaya kavuştu. Bu kadar külliyetli ve dolu bir evrad hazinesini önümüze koyan Hocaefendi, şimdi bizden bu duaları hiç aksatmadan okumamızı bekliyor. "Duanın bir mekânda hep birlikte yapılması taraftarıyım. Zira arkadaşların bazılarının tertemiz atmosferleri diğerlerine tesir eder, huzur-ı kalbe vesile olur. Dualar külliyet kesbedince kabule karîn olur. Münferit bazı kimselerin ağlayıp sızlaması, umumun dertleri için yeterli değildir. Duanın külliyet kesbetmesi için bazı dua ve virdler bölüştürülerek uzun süre okunmalıdır." sözleriyle de bize yapmamız gerekeni söylüyor. Kulûbu'd-Dâria'yla alakalı yapmamız gereken en önemli şey, onu aramızda paylaşarak her gün ya da her hafta bitirmeye çalışmak. Bunu her yerde yeni bir aşk, şevk ve iştiyakla ele alıp umuma mal etmek. Böyle bir hazineden mahrumiyet, ne büyük nasipsizlik! BİR DUA: BİZİ ŞAKÎLER DEFTERİNE YAZMA YÂ RABBÎ! Yüceler Yücesi Rabb'imize sonsuz hamd ve şükür, Efendiler Efendisi Peygamberimiz'e, diğer enbiyâ-ı izâma, ehl-i beyte, sahabe-i güzîne ve Hakk'ın bütün sâlih kullarına zerrât-ı kâinat adedince salât ü selam ediyor, başta ülkemiz fertleri ve topyekün inananlar olmak üzere bütün insanlığı en kısa zamanda zulüm, tecavüz, açlık, yoksulluk gibi elem verici dertlerden arındıracağına ve dünyanın çehresine insanca yaşama, sulh, esenlik, emniyet, adalet, hürriyet boyalarını bir kez daha çalacağına katiyen inandığımız Rabb'imize el açıp yürekten ve ızdırar diliyle bir kere daha "Âmin!" diyoruz: Ya Rabbelâlemîn! Zayıf ve aciz kulların olarak yüce huzuruna baş koyduk; kendimize zulmettiğimizi ve daha başka günahlarımızı itiraf ediyor ve "Tevbeler olsun ya Rabbi! Tevbeler olsun!" diyoruz. Senin hoşnut olmadığın ne kadar çok günaha bulaşmışsak hepsi için bağışlanma diliyor, bunun için de yüce dergâhına iltica ediyoruz. Gaffâr ism-i cemîlinin hakkı için, ne olur, günahlarımızı ört ve bizi onların kirinden, isinden, pasından, tozundan, dumanından arındırarak zâhir ve bâtın latîfeleri dupduru insanlar haline getir! Şayet kusur, hata, günah ve isyanlarımızdan dolayı isimlerimiz şakîler defterine kaydolmuşsa, ne olur bahtına düştük, ismimizi oradan kaldır ve iyilerin, makbul ve mukarreb kulların isimlerinin kayıtlı olduğu kütüğe yazdır!. Rabb'imiz! Haddimizi aşarak bütün bunları Senden isteme cür'etinde bulunuyoruz, zira gidecek başka hiçbir kapımız yok ve Sen de bizim yegâne Mevlâ'mızsın! Hem ne güzel Mevlâ ve ne güzel Dostsun! Ne olur, eksik gedik de olsa teveccühlerimizi kabul buyur; ar ve utanç sebebi olabilecek durumlara düşmemize müsaade etme! Bizi lütfen ve keremen huzurundan boş geri çevirme!.. SÜLEYMAN SARGIN ZAMAN
<< Önceki Haber Kulûbu'd-Dâria'yı paylaştınız mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER