Kutlu Savaş uyarıyor

Susurluk raporunu hazırlayan Kutlu Savaş, tetikçileri yakalamanın, Danıştay saldırısını aydınlatmaya yetmeyeceğini söyledi. Savaş, savcının iddianamesinin önemine dikkat çekti

Kutlu Savaş uyarıyor

Susurluk kazasının ardından çete-siyasetçi-polis üçgeni ile ilgili rapor hazırlayan dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, Danıştay saldırısının aydınlatılması için zincirleme ilişkilerin çözülmesi gerektiğini söyledi. Sonuç almak için tetikçinin ve kendisiyle irtibatlı birkaç arkadaşının yakalanmasının yeterli olmayacağına dikkat çeken Savaş, olayın Susurluk benzeri bir yapılanmaya benzemesi için arkasında bir kamu kurumunun çıkması gerektiğini ifade etti. Zaman’a konuşan Savaş, “Sağlıklı bir yorum için devletin belgesini görmek gerek, o da savcının iddianamesi.” diyor. Savcının bu işi avukat ve üç arkadaşının yaptığını iddia etmesi halinde ‘demek ki bu kadar yakalayabildiler' deneceğini kaydeden Savaş, “Fakat içimizde, ‘böyle miydi, değil miydi' diye bir şüphe kalacak.” ifadesini kullandı. Şimdilik Danıştay saldırısı ile Susurluk arasında bağlantı kuramadığını aktaran Savaş, “Susurluk'ta kamu kurumları çizgiyi aştı, kişisel hesaplar işin içine girdi. Şu ana kadar bu olayda kamu kurumu yok.” tespitini yapıyor. 1996'da Susurluk kazasındaki otomobilden çıkan silah ve evraklar ile siyasetçi, aranan çete üyesi ve bir polisin aynı araç içerisinde bulunması büyük gürültü koparmış ve devlet içerisindeki çeteleşmeyi tartışmaya açmıştı. Savaş ayrıca, suçu işleyen kişiyle telefon görüşmesi yapan herkesin suçlu gibi görünmesinin de yanlış olacağını belirtiyor. Tetikçi ve arkadaşlarının ilişkilerinin titizlikle incelenmesi gerektiğine işaret eden Savaş'a göre aksi takdirde sonuç alınması mümkün değil. Savaş şöyle konuştu: “Diyelim ki bir eroin şebekesi çökertildi. 6 tane eroin satıcısı ve bir de kamyon şoförü yakalandı. Şimdi şebeke çökmüş mü oldu? Bu eroini kim, nasıl getirdi? Bu şebekenin bir de patronu var, imalatçısı, nakliyecisi ve finansörü var.” Savaş, en sağlıklı yorumun da devletin belgesinin yani savcının iddianamesinin ortaya çıkmasıyla birlikte yapılacağını dile getiriyor. 1996 yılında yaşanan Susurluk kazası sonrasında ortaya çıkan çete-siyasetçi-polis üçgeni ile ilgili çalışma yapan dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Savaş, Danıştay saldırısına ‘Susurluk’ demek için erken olduğunu söyledi. 3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen kazada, aynı Mercedes içerisinde bulunan eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, üzerinden ‘Mehmet Özbay’ adına düzenlenmiş kimlik çıkan ve devlet tarafından aranan Abdullah Çatlı ile sevgilisi Gonca Us ölmüş, dönemin DYP milletvekili Sedat Edip Bucak ise yaralı olarak kurtulmuştu. Otomobilin bagajında bulunan silah ve evraklar ile siyasetçi, aranan çete üyesi ve bir polisin aynı araç içerisinde bulunması büyük gürültü kopardı ve devlet içerisindeki çeteleşmeyi tartışmaya açtı. Olayla ilgili TBMM’de Susurluk Araştırma Komisyonu kurulurken, Başbakanlık adına da Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş bir rapor hazırladı. 1998’de dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz tarafından açıklanan rapor gündeme damgasını vurmuştu. ZAMAN
<< Önceki Haber Kutlu Savaş uyarıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER