Marmara’da 3 yeni aktif fay tespit edildi

Marmara’da 3 yeni aktif fay tespit edildi

Muhtemel bir depremin ne zaman olacağının tartışıldığı İstanbul’da 3 yeni aktif fay tespit edildi. İtalyanlarla ortak yapılan araştırmanın sonuçlarına göre Küçükçekmece açıkları, Adalar’ın doğusu ile Adalar ve Tuzla arasında ortaya çıkan yeni faylar muhtemel bir depremin büyüklüğünü etkilemeyecek, ancak Marmara’da tsunamiye yol açabilecek. Bu faylara yakın yerlerde oturanlar ise depremi daha şiddetli hissedecek. İTÜ ve İtalyan Ulusal Bilimsel Araştırma Kurumu’nun ortak projesi kapsamında İtalyan ‘Urania’ araştırma gemisiyle 9 Eylül’de başlatılan ve Marmara Denizi’nin Küçükçekmece, Büyükçekmece, Adalar’ın güneyi ve doğusu ile Büyükçekmece ve Silivri’yi kapsayan bölgelerin incelenmesi tamamlandı. Çalışmalarda yer alan Prof. Dr. Naci Görür, araştırmaların ilk ayağının ön sonuçlarına ilişkin Karaköy Limanı’nda bulunan ‘Urania’ adlı gemide basın açıklaması yaptı. Naci Görür, Küçükçekmece açıklarında, Adalar’ın güneyi ile doğusunda ve Tuzla açıklarında Marmara Denizi kıta sahanlığı üzerinde daha önce tespit edilemeyen canlı fay hatlarıyla karşılaştıklarını söyledi. Bu yeni fay hatlarının Kuzey Anadolu fay hattının bir kolu olduğunu söyleyen Görür, “Bu fay hatlarında olası bir depremde göçme ve kayma olduğu takdirde Marmara Denizi’nde tsunami tetiklenir.” dedi. Yeni tespit edilen aktif fayların depremin şiddetini artırmayacağını savunan Naci Görür, “Çok büyük boyutlu faylar değil. Ancak daha dikkatli olmak gerektiğini anlamalıyız. Küçük faylardır; ama ana fayı etkilemektedir.” dedi. 9 Eylül 2005’te başlayan çalışmaların 2 Ekim’de sonuçlanacağını söyleyen Görür, “1 yıl içinde bu çalışmaların sonuçlarını açıklayacağız.” diye konuştu. Görür, toplam maliyetin 5 milyon doları aştığını ve belediyenin 480 milyon YTL ile projeye katkı yaptığını sözlerine ekledi. Prof. Dr. Görür, araştırma sonuçlarıyla ilgili müjdeli bir haber de vererek, “Silivri’den Küçükçekmece kıta sahanlığına gelinceye kadar hiçbir yerde Kuzey Anadolu fayının ana kolundan ayrılıp da karaya doğru gelen önemli nitelikte fay yoktur. Bu kesim için oldukça rahatlatıcı bir haberdir.” şeklinde konuştu. Bilim adamları, 17 Ağustos 1999’daki depremden bu yana Marmara’daki faylar ve muhtemel depremin büyüklüğüyle ilgili farklı görüşleri savundu. Araştırma sonuçlarına dayalı ilk veriler ise 2003’te açıklandı. Le Suroit gemisiyle yapılan araştırmada Marmara’da tek parça kıvrımlı iki fayın bulunduğu belirtildi. Bunun tek seferde kırılması halinde büyüklüğünün 8, iki seferde kırılması halinde 7 veya 7’den büyük olacağı kaydedildi. Paris Evren Fizik Enstitüsü profesörü Rolando Armijo başkanlığındaki ekip ise üç yıl süren araştırmaların sonucunda, Marmara’da tek değil çok sayıda fay olduğunu ve muhtemel depremin 7,2 büyüklüğünü aşmayacağını ortaya koydu. Marmara’daki faylarla ilgili ilk önemli tarama 1989’da Piri Reis gemisiyle gerçekleştirildi. Bu tetkikten çıkan haritada Marmara’da yer alan kuzeydoğu gidişli sırtlara paralel yanal-atımlı faylar ve Marmara çukurlarının kuzey ve güney kenarlarına paralel normal faylar öngörülmekteydi. 1997 yılında MTA Sismik-1 gemisiyle yapılan araştırmada çıkan sonuçlar ise bir gruba göre 3 aktif fay bulunduğu şeklinde yorumlanırken Le Pichon ve arkadaşları (1999) bu verilere göre çizdikleri haritada Marmara’yı doğudan batıya kesen tek bir fay olduğunu savundu. 1999 Kasım’ında sonuçlanan TPAO haritasında ise çok sayıda fay yer alıyordu. Ancak bu faylardan önemli bir kesiminin, üzerinde deprem olabilecek, aktif faylar olmadığı belirtildi. Bu haritaya göre, İstanbul’un güneyinde üç ana fay veya fay zonu bulunuyordu. İtalya, ABD’den Columbia Üniversitesi ve NATO’nun ortak girişimiyle 28 Ekim-4 Kasım 2000 tarihleri arasında da Marmara Denizi’nin kuzey kıyıları incelendi. Buna göre de İstanbul’un kıyılarında aktif fay yoktu. Denizin ortasından geçen aktif fay hattı ise adaların 20 kilometre güneyinden geçiyordu. Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Dan Peter McKenzie’ye göre bir dizi küçük fay parçası sırayla kırılırdı ve manyetiti de 6-6,5 olurdu. McKenzie’nin en önemli dayanağı İstanbul’da deprem döngüsünden geçmiş bir sürü sağlam bina olması idi.
<< Önceki Haber Marmara’da 3 yeni aktif fay tespit edildi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER