Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Demokratik Toplum Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın zehirlendiği iddialarını içeren açıklamasının “tahrik edici” olduğunu söyledi. Abant’ta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şahin, Aysel Tuğluk’un Öcalan’ın zehirlendiğine yönelik sözlerinin neyi amaçladığının anlaşılamadığını söyledi. Tuğluk’un sözlerinin “tahrik edici” olduğunu belirten Mehmet Ali Şahin, “Eğer bu sözler bir tehditse, Türkiye Cumhuriyeti devleti hiçbir tehdidi kabul etmez. Siyasi parti temsilcileri demeçlerine dikkat etmeli” dedi. Tuğluk’un sözlerinin neyi kastettiğini açıklamasın gerektiğini de isteyen Şahin, “Mensubu bulunduğunuz ülkeyi tehdit edici cümleler kullanırsanız toplumu gerersiniz. Türkiye’de tutuklu ve hükümlüler devletin güvencesi altındadır” dedi. Tuğluk ne demişti? Demokratik Toplum Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Abdullah Öcalan’ın zehirlendiği yönündeki iddiaların araştırılmasını istedi. Tuğluk, Öcalan’ın yaşamına yönelik bir saldırı olması durumunda Türkiye’yi büyük tehlikelerin beklediği tehdidinde bulundu. Tuğluk, Öcalan’ın saç tellerinde yapılan inceleme sonucunda ciddi zehirlenme belirtilerine rastlandığı iddiası ile ilgili hükümet ve Adalet Bakanlığı’nı göreve çağırdı. Tuğluk, “Öcalan’a kimyasal bir saldırı varsa bunun sonuçları kimsenin tahmin edemeyeceği kadar ağır olur” dedi. Tuğluk’un bu sözleri üzerine basın mensupları “Türkiye’yi tehdit mi ediyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Tuğluk, Öcalan’ın Kürt halkı üzerinde çok büyük bir etkiye sahip olduğunu belirtti ve “Böyle bir olay Öcalan’a sempatiyle bakan Kürt halkının büyük tepkisine neden olur” dedi. Öcalan’ın avukatları, müvekkilerinin saç tellerinde yapılan incelemede, kronik zehirlenme belirtilerine rastlandığını iddia etmişti. BAKANLIK İDDİALARI YALANLADI Adalet Bakanlığı’nın iddiaların araştırılması için görevlendirdiği Bursa Başsavcılığı ise Öcalan’ın her sabah doktor kontrolünden geçirildiğini bildirmiş, avukatların Öcalan’la temas etmesinin de imkansız olduğunu söyleyerek, saç tellerinin Öcalan’a ait olmadığını savunmuştu.