Şırnak'ın Cizre ilçesinin ardından Diyarbakır ve İstanbul'da ortaya çıkan sözde KCK asayiş birimlerinin çözüm sürecinde yol kesme, kimlik kontrolü, molotof kokteyli atma ve orman yakma gibi eylemlerini uzmanlar değerlendirdi. Bugün Gazetesi'nde yer alan habere göre, KCK'nın sözde asayiş birimleri üzerinden gerçekleştirdiği eylemlerle devletin vereceği tepkinin ölçüldüğünü belirten uzmanlar "Otorite erozyona uğradı" tespitinde bulundu. 

İşte uzmanların Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi'nin (YDG-H) eylemlerine ilişkin görüşleri:

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner: "Sözde asayiş birimlerinin oluşturulmasının 3 amacı var. Birincisi PKK süreçte kışkırtıcı bir rol oynuyor. Bu sayede süreci hükümetin sekteye uğratmasını, süreçten vazgeçmesini sağlamaya çalışıyorlar. Yani suçu hükümet kanadına atabilmek için bir kışkırtma faaliyeti var. İkincisi hükümeti kışkırtırken bu arada bir şeyler kopartmaya çalışıyorlar. Son amacı ise kamuoyunun meşru PKK ve KCK düşüncesine alıştırmaya gayret ediyorlar. Yani 'PKK'nın da bir polis-asayiş  gücü olabilir' fikrini alıştırıyorlar. Bugün herkes 'PKK'nın militanları ve asayiş birimleri var' diyor. Yarın da 'PKK'nın jandarması, istihbaratı ve saire eklenecek ve bu kavramlara toplum alıştırılmış olacak. En son sözde şehitlik açılışında PKK'lıların elinde silah istediği yerde dolaşıyor izlenimi ortaya çıkmışsa bu devletin otoritesinin erozyona uğradığı anlamına gelir. PKK'nın bir paralel devlet inşa etme sürecidir bu.  

Türkiye Ekonomi Politikaları (TEPAV) uzmanı Nihat Ali Özcan: "Sözde birimler bunu kendi kafasına göre yapmıyor. Son tahlilde bir beklentileri var. Bu beklenti de PKK'nın uzun vadede bölgedeki polis gücünün kendilerine ait olacağını düşünüyor. Erken hicrana kapılıyorlar. Belli ki erkenden iktidar olma hastalığı var. Bu nedenle doğal olarak otorite boşluğu ortaya çıkmış oldu. Siz polisi karakola, askeri de kışlaya hapsederseniz sonuç bu olur. Meydanları boş bırakırsanız PKK'nın da yapacağı budur."   

Emekli Albay ve Terör Uzmanı Mithat Işık: "Devlet otoritesinin sarsılmasına ve terör örgütlerin güç gösterisine dönüşüyor. Çözüm sürecinde yapılan bu tür girişimler, Türkiye'nin batısında tereddüt oluşturuyor. Devletin bu oluşumlara müsaade etmemesi gerekiyor. Devletin vereceği tepkiyi de ölçüyorlar. KCK yönetiminin talimatları ile halka gözdağı vermek için eylemler bilerek yapılıyor. Bölgede devletin yanında olan, teröre karşı olan vatandaşlar korkutulmak isteniyor.

Global Strateji Enstitüsü Başdanışmanı Armağan Kuloğlu: "Devlet süreç nedeniyle operasyon yapmıyor. Devletin boşalttığı manevra alanı bu şekilde doldurulmaya çalışılıyor. Zaman içerisinde devlet üzerinde bir etkinlik kurulmaya çalışılıyor. Barış süreci hikaye. PKK'lılar barış sürecinden anlamaz. Anladıkları konu, kendilerinin yönetiminde bir bölgeye sahip olmak. İki dilli, iki ırklı bir yapı ortaya koymak.