Türban tartışmalarına değinen Erdoğan, "Yargı makamı ihsası rey makamı değildir" dedi. Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınmasına değinen Erdoğan, İstanbul'u ticaret merkezi yapmak istediklerini söyledi. Baykal'ın kendisine yönelttiği eleştirileri de hatırlatan Erdoğan, Baykal'a dava açacağını belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Ümraniye İlçe Kadın Kolları Teşkilatının kongresine katıldı. Haldun Alagaş Spor Salonu'nda yapılan kongrede konuşan Başbakan Erdoğan, "Kadınlarımız bugün ayağa kalkıp geleceğe doğru yürüyen Türkiye'nin de mimarlarıdır" dedi.
"BU ÜLKEDE MİLLETİN KILIĞIYLA KIYAFETİYLE KİMSENİN UĞRAŞMAYA HAKKI YOK, OLMAMALI. BIRAK, BU İNSANLARIN BİREYSEL TERCİHİDİR, VATANDAŞIN BİREYSEL TERCİHİDİR"
Türkiye ekonomisinin son 5 yılda nereden nereye geldiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Şimdi ihracatımız 106 milyar dolar oldu. Zaman zaman bazıları çıkıp konuşuyor ya, ama medya bunları yazmaz ha. Niye? Yazarsa ne olacağını biliyorlar. Onların meşgaleleri farklı. Onların işi gücü başörtü, şu bu. Bunu yazıyorlar bunu çiziyorlar başka işleri yok. Türkiye nereden nereye geliyor bunu yazsana kardeşim. Kendileriyle otur konuş, ne söylerler? Şunu söylerler; şirketimizin değeri bire 10 katladı" kendileri söylüyor bunu, bu medyaların patronları. Bankamı bire 20, bire 30 fiyatla sattım. İnsaf bu imkânları bu iktidarla beraber yakalıyorsun da bu ülkede kalkıp da bu milletin bir başörtüsüyle niye bu kadar uğraşıyorsun? Bizim derdimiz bu ülkede milletin kılığıyla kıyafetiyle kimsenin uğraşmaya hakkı yok, olmamalı. Bırak, bu insanların bireysel tercihidir, vatandaşın bireysel tercihidir. Bireysel tercih olarak nasıl giyiniyorsa öyle giysin sen ne karışıyorsun buna. Bu din ve vicdan özgürlüğüne girmezmiş. Ne özgürlüğüne girer? Bizim önümüze ikide bir anayasayı çıkarmasınlar en az biz de onlar kadar bu anayasayı biliyoruz. Ama bir şeyi hatırlatmak istiyorum; bu ülkede kuvvetler ayrılığı prensibi varsa, yasama yürütme yargı erki birbirine müdahale etmeyecekse herkes birbirinin konumunu bilmeli. Kimse yasama organının veya yürütme organının üstünde kendisini göremez, bulamaz, bilemez. Özellikle de kimse ihsası reyde de bulunamaz yargı makamında ise. Yargı makamı ihsası rey makamı değildir. Onlar da yine makamlarının gereğini gerekli olan zamanda Anayasanın tayin ettiği zamanlar içinde yapmaya mecburdur. Bu noktada demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olan siyasi partileri baskı altına da almaya kimse gayret etmesin. Biz ne dediğimizi gayet iyi biliyoruz. Bizim bu ülkede tek derdimiz var nedir o? Atatürk'ün ifade ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üstüne Türkiye'yi çıkartmaktır" şeklinde konuştu.
"BAKIYORSUN BİR TANE REKTÖR ÇIKIYOR DARBE ÇAĞRISI YAPIYOR. KİMSİN SEN? SEN ÖNCE YERİNİ BİL. OTUR OTURDUĞUN YERDE"
Başbakan Erdoğan, "Ama bunların böyle bir derdi yok. Bunlar işte bu şekilde bu ülkede milletin bugüne kadar hep bireysel tercihleriyle uğraşarak bu ülkeye patinaj yaptırdılar. Bu ülkeyi gerdiler. Dertleri, güçleri bu. Bakıyorsun bir tane rektör çıkıyor darbe çağrısı yapıyor. Kimsin sen? Sen önce yerini bil. Otur oturduğun yerde. Sen rektörü olduğun üniversitede yavrularımızı en iyi şekilde yetiştirmekle mükellefsin, onlara ne vereceksen ver. Orduya akıl verme, ordu ne yapacağını senden çok daha iyi bilir. Bu tür atılımlar, bu tür adımlar ülkemizde maalesef arzu etmediğimiz bir havayı, bir atmosferi oluşturuyor. Bunlar yanlış. Bunlara millet olarak zaten 22 Temmuz da gerekli cevabı benim halkım verdi. Fakat şunu da söyleyeyim; bazı köşe yazarları 'yüzde 47 ile Ak Parti şımardı' diyor. Hayır, biz yerimizi gayet iyi biliriz. Gösterdiğimiz tevazuyu siz gösterebilseniz ey kalemşörler, bu ülke bu noktaya gelmezdi. Sizde yoksa sermayeniz, elinizdeki değerleri bire 10 katladı, bire 20 katladı diye mi bu şekilde yazmaya başladınız? adama bunu da sorarlar. Daha önce çırpınıyordunuz, "Battık, batıyoruz, gittik, gidiyoruz" diyordunuz. Şimdi sermayeniz bu kadar katladı diye mi bu rahatlı sebebiyle böyle yazmaya başladınız? Kalkıp da Ak Partinin yüzde 47 oyunu bu tür adımları atmanın gerekçesi olarak göstermeyin. Biz bu yüzde 47'nin gerekli olan tevazuunu 22 Temmuz akşamı yaptığınız konuşmada açıkladık. Bu yüzde 47 bizi şımartmasın dedik. Biz yine onun sorumluluğu, onun mesuliyeti içinde yolumuza devam ediyoruz. Burada bir sıkıntı yok ama bu ülkede özgürlükler noktasında almamız gereken mesafeleri de hep birlikte almaya devam edeceğiz. Bugün Amerika’da, Avrupa'da, dünyanın değişik yerlerinde özgürlükler noktasında insanlık neyi yakaladıysa benim ülkemin insanı da bunları yakalamalıdır. Yakalamak durumundadır. Siyasi iktidarların görevi de zaten bu değil mi? Budur. Biz şuanda bunu gerçekleştiriyoruz, bunun adımlarını atıyoruz. Ama unutmayalım demokrasi ekonomi ile at başı gidecek ve o zaman başarı gelecek. işte onun içinde bugün demokrasiye sadakat göstermeyen veyahut orada sanal davrananlar bilsinler ki bu bir gün onlara çok ama çok fazlasıyla gerekli olabilir" dedi.
"BENİM ANKARA MUHABBETİMİ, ATATÜRK MUHABBETİMİ SAYIN BAYKAL SANA ÖLÇME YETKİSİNİ KİM VERDİ? NEREDEN BUNU SEN ÖLÇÜYORSUN?"
Türkiye ekonomisinin son 5 yıl içinde yaptığı büyümeye hakkında bilgi veren Erdoğan, Merkez Bankasının taşınmasına da değindi. Başbakan Erdoğan, "Bu ara bir rahatsızlık var. Baykal diyor ki, "Bu Ak Partinin Ankara ile derdi var. Atatürk ile derdi var" diyor. Kendisi hakkında da bunun için dava açacağım. Çünkü şaşırdı. "Benim için kafası karışık" diyor. Önce sen dön kendi kafanın içini teşekkür et. Bunlar niyet okuyuculuğa da başladı. Niyet okuyucu bunlar. Şu anda bilir misiniz İş Bankası'nın yönetim kurulunda 4 tane CHP üyesi vardır. İş Bankasını Ankara'dan İstanbul'a Sayın Baykal niye götürdünüz? İş Bankası’nın kurucusu kim? Atatürk. Niye İstanbul'a getirdiniz? Cevap veremez. Niye? Bunların akşam söylediği ile sabah söyledikleri farklıdır. Akşam farklı yatarlar, sabah farklı kalkarlar. Biz bir şey söylüyoruz, diyoruz ki; "İstanbul bir ticaret merkezi". Bunu dünyada herkes kabul ediyor. Türkiye'nin ekonomi merkezi neresi? İstanbul. Burada finansı daha da hareketli hale getirelim diyoruz. Bir tane özel sektör bankasının Ankara'da genel müdürlüğü yoktur. Niye kamu, özel ayrımı olsun. Hepsini İstanbul'da toplayalım. İstanbul'da toplamak suretiyle hareketliliği, canlılığı daha da arttıralım, bütünleştirelim. İnanıyoruz ki burada hem süreci kolaylaştıracağız hem de ticaret merkezi olarak İstanbul'un konumu nasıl Amerika'da New York denince oranın bir ticaret merkezidir, Londra aynı şekilde böyle anılır. Dünyada ülkelerin bu tür merkezleri oluşmuştur. Biz de İstanbul'u böyle bir konumda gördüğümüz için kamu bankalarını da İstanbul'a getirme kararını partimiz olarak aramızda verdik. Bununla ilgili Merkez Bankası'nın genel müdürlüğü Ankara'dadır. Bu kanun değişikliği. Otururuz, teklifimizi yaparız; "Genel müdürlük Ankara'dadır yerine genel müdürlük İstanbul'dadır" deriz kanunu bu şekilde değiştiririz. Bu niye Sayın Baykal'ı bu kadar rahatsız ediyor ben bunu anlamakta zorlanıyorum. Benim Ankara muhabbetimi, Atatürk muhabbetimi Sayın Baykal sana ölçme yetkisini kim verdi? Nereden bunu sen ölçüyorsun?" şeklinde konuştu. Erdoğan'ın bu sözleri üzerine salonda bulunan bazı partililer Baykal'a tepki sloganı attı. Bunun üzerine Erdoğan, "Gerek yok 22 Temmuz'da halkım Baykal'a sandıkta gereken tokatı attı zaten. Şu anda kendi içinde zaten sancılar çekiyor. Kendi içindeki sancıları unutturmak için bu ifadeleri kullanıyor. Ben bugün konuşmayı yaptım değil mi, siz şimdi akşam seyredin, yarın seyredin. Sayın Baykal'la siyaset böyle gidecek. Ama ben mutluyum. Niye ana muhalefetin başında Baykal gibi bir lider var bundan dolayı mutluyum. Niye? İşimiz kolaylaşıyor. Çünkü bunların bu ülkede kalkınma adına bir projeleri bugüne kadar olmamıştır. Hep engelleme adına olmuştur. Niye? Bu CHP zihniyetinin Türkiye'de dikili ağacı yoktur. Zaten bunu söyleyince de rahatsız oluyor. Rahatsız olma, ispat. Biz kişileri ispata davet ederiz. Bütçe görüşmelerinde Baykal'a "Ne yaptın Antalya'ya söyle" dedim, kalkıp da bir gün şunları orada ben yaptım diyemedi. Diyemez, yok ki. Ama biz ne diyoruz "eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri" diyoruz olay bu" dedi.
DHA