"Deniliyor ki 28
Şubat'ta
darbe olmadı, bu postmodern bir darbe.
Hayır, efendim bu darbe olacaktı. Hem de aynı 12
Eylül gibi silahlı bir darbeye dönüşmek üzereydi." diyen Keleş, darbenin ardından kamu kurumlarında görevlendirilecek askerî
personelin belirlendiğini vurguluyor. Bu kapsamda kendisine de
Gaziantep İl
Milli Eğitim Müdürlüğü
teklif edildiğinin altını çiziyor.
Emekli albay, darbenin ayak izlerini çalıştığı şubeden bildiğini ifade ederken yakından tanıklık ettiği
hazırlık sürecini şöyle anlatıyor: "Ben harekât şubedeydim o zamanlar.
Mart 1997'de
gizlilik derecesinde bir emir geldi. Bu emirde EMASYA ve harekât planlarının yeniden güncellenmesi isteniyordu. Ben
şüpheli ve sakıncalı personel olduğum için o görevi bana vermediler. Fakat o zamanki Harekât Şube Müdürü Müfit Ateş ve yanında da akademiye hazırlanan Yıldıray Yıldıran onlar bu
darbe planını Antep bölgesine uygulamak için çalıştılar. Hangi
subayın nerede ne yapacağını belirlediler. İlginçtir bir gün Yıldıray Yıldıran geldi, komutanım dedi, biz çalışmaları tamamlamak üzereyiz. Antep'te her kuruma bir subay vermemiz gerekiyor. Ancak
Milli Eğitim Müdürlüğü boş kaldı. İçimizde de öğretmen sınıfında bir siz varsınız. Sizi yazmayı düşünüyoruz, dedi. Ben de ben zaten sakıncalı sınıfında değerlendirilen biriyim ve her şûrada gideceğim diye bakıyorum. Beni zaten
ihraç edersiniz o tarihe kadar, dedim. Nitekim o planlar tamamlandı ve nisan sonunda onay için üst makamlara gönderildi. Aynı
12 Eylül'deki Bayrak Harekât planı gibi her şey hazırlandı ve darbe yapılacaktı. Harekâtın tarihi de ben daha sonra başka bir yerden de teyit ettim 13 Haziran 1997 günü yönetime el konulacaktı.
Erbakan da zaten 18 Haziran'da
istifa etti. Resmen 13 Haziran sabahı ordu yönetime el koyacaktı ancak Erbakan istifaya ikna edilmiş."
Başörtülü eşi sebebiyle Gaziantep'e
sürgün olarak gönderildiğini belirten Keleş, görev teklifini reddedince ilk YAŞ'ta ordudan ihraç edildiğini aktarıyor. Keleş, sakıncalı subay listesinde yer almasına rağmen darbe sonrası için teklif getirilmesini ise şöyle izah ediyor: "Eğitim sınıfından gelen tek subay bendim. Bir de yeterli subay olmadığı için böyle bir teklif getirmişler. Ben buna olumsuz
cevap verince de beni ilk YAŞ'ta ordudan attılar."